''Senin gibi fazla meraklı bir küçük kızmış Heartfilia.''Zümrüt yeşili gözlerini üzerimde hissettiğimde bir ürperti geldi bedenime.Seslice yutkundum.Ne demeye getiriyordu?Sonumun bu küçük kız gibi olacağını mı? Bu bir tehdit miydi?
---------------------
BÖLÜM 2Dişlerimi birbirine bastırdım.Açık açık tehdit ediyordu.Ortamda elle tutulur bir gerginlik oluştuğunda komidinde duran çantamı omzuma astım.
"Lu-chan nereye?" Kırmızı kemik gözlüklerinin üstünden bana meraklı bakışlar atan Levy'e dönüp gülümsedim.
"Eğer Dragneel doğru söylüyorsa kesin bir yerlerde kanıt olmalıdır.Olay yerine tekrar gidiyorum."
Arkamdan gelen onca sesi umursamadan hışımla evden çıktım.Tek başıma gitmek istiyordum.Cinayet tahminimce bu sıralarda işlenmişti.Olayları tekrar canlandırma zamanı.
Dar ve karanlık sokağın başına geldiğimde duraksadım.Çantamdan fotoğrafları çıkardım.Aynı zaman aynı mekan.Dün gece burada neler olduğunu öğrenecektim.
Topuklularımın tok sesi çıkmaz sokağı doldururken benden başka kimsenin olmadığını farkettim.Issız bir sokak...Sokağın sonuna geldiğimde tekrar elimdeki fotoğrafa baktım.Tam burası.Küçük bedenin içindeki canın acımasızca alındığı yer.
Arkamdan gelen adım seslerinin ardından sağ elim yavaşça çantanın içindeki silaha uzandı. Ensemde hissettiğim sıcak nefes daha da panik yapmama neden olmuştu.Sakin ol Lucy.Sen dövüş eğitimi aldın.Sakin kal.Hızla silahı çantadan çıkarıp arkama döndüm.Sağ bileğimin sertçe sıkılmasıyla elimdeki silah asfalta sert bir düşüş yaptı.Metalin yere çarpma sesinin ardından bileğimin acısıyla küçük bir çığlık atıp bacaklarımı kırdım.Gözlerim istemsizce beni tutan kişiye çevrildi.Hayır.Hayır...Yanlış olmalı.Bu kadar çabuk mu?Hayallerim burada sona mı erecekti.Çaresizlikle emin olmadan yaptığım bir işin sonu...Dragneel şu anda bileğimi sıkan en son kişinin sen olmasını isterdim.Zümrüt yeşili gözleri ayın ışığını yansıtırken karanlıkta kalmış yüzüyle tam bir tezatlık içerisindeydi.Ürkütücü görünümü kat be kat artmış bu haliyle kelimleri toparlamam gittikçe daha da zorlaşıyordu.Zorlukla fısıltı şeklinde çıkan kelimelerim zümrüt yeşili gözlerini gözlerime odakladı.
''D-dragneel...''
''Meraklı küçük kızlar böyle korkunç sokaklara girmemeli. Sonra bir anda dün geceki olayın aynısı gerçekleşiverir. Bir bakmışız merakı küçük kızın sonu olmuş. Ah...Ne kadar üzücü bir son...Değil mi Heartfilia?'' Alayla gözlerini kıstı ve bileğimi geri bıraktı. Kaç dakika kıpırdamadan kaldım bilemiyorum. Tekrar bana seslenmesiyle irkildim.
''Korkuttum mu yoksa seni küçük kız?'' Ellerini siyah pantolonun cebine koymuş bana bakmadan bu sözleri sarf etmişti.Siyah kapşonlu siyah tişört siyah pantolon. Cinayet için en iyi kamufilaj . Soğuk asfalta eğilip silahımı çantama geri koydum ve terleyen ellerimi kot pantolonuma sildim. Ondan korktuğumu ona tabiki de belli etmeyecektim.
''Neyden bahsediyorsun salamander?'' İçimdeki endişe ve korkuya rağmen en güçlü çıkarabildiğim sesimle konuştum. Madde bir sakın korktuğunu belli etme.
''Salamander?'' Zümrüt yeşili gözleri üzerimde hissetmemle ona döndüm.
''Yeni lakabın.Sana çok uydu.'' dedim alayla.
''Beni efsanevi bir canlıya benzettiğin için onur duydum.''
''Hayır hayır...Yanlış anladın.Ben seni direk kertenkeleye benzettim.'' Sırıtarak verdiğim cevap üzerine gözlerini devirdi. Aslında yalan söylüyordum. Salamander efsanevi bir canlıydı ateşe dayanıklıydı.Ama kertenkeleye benziyordu. Omuzlarımdan tutup dar sokağın girişine doğru döndürdü ve fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMON-Nalu
ФанфикGeçmişin acımasız pençeleri merhameti yok etti. Merhamet duygusu kuruduğu zaman içindeki şeytan gün yüzüne çıkardı. Herkesin meleği ve şeytanı vardı. Bu bir dengeydi ve bozulmaması gerekirdi. Ama şeytan her zaman oyun bozandı. Hakimiyetin kendi elin...