Bölüm 12
Playlist: Mercy-Shawn Mendes
Acı.
Merhamet.
Kurtarmak.
Bu özelliklerin hiç biri Dragneel'de yoktu.Onun yüzünden esir tutulduğum adam beni kurtarmaya gelmeyecekti.
Boğulduğum çukurda bileğimi kavrayıp beni yukarı çekmesini izlerken bir anda bileğimi bırakmış o karanlık,soğuk çukura tekrar itmişti beni.
Sarı saçlarım suyun yüzeyine çıkmaya çalışırken yüz kaslarım ağrımaya başlamış,nefessiz kalmaktan başım dönmeye başlamıştı.Saçlarımdan tutarak kafamı su dolu lavobadan çıkarttı adam.
Akmış rimellerim,kızarmış gözlerim, dağılmış yüzüm...Fiziksel acılara alışkındım.Kendimi defalarca boğmaya çalışmıştım zaten.Su beni korkutmazdı.Bana zarar veren ruhsal acılardı.Bedenimi değilde kalbimi yoran acılar...
Tepkisiz bir şekilde karşımdaki adamı izlemeye devam ettim.Gücüm onlardan kurtulmama yetecek kadar değildi.Hatta kurtulmak için çabalayacak bir gücüm kalmamıştı.
Ne düştüğüm çukurdan kurtaracak biri vardı ne de oradan çıkmaya yetecek kadar gücüm.
Yanımdaki adam kolumu sıkıca kavrayıp soğuk fayansa doğru ittirdi vücudumu.Sırtım büyük bir acıyla duvar ile buluştuğunda küçük bir çığlık kaçtı dudaklarımın arasından.
Üzerimdeki kazak kaçmaya çalışırken bir yere takılmış ve ön kısmı hafifçe yırtılmıştı.Karşımdaki adam gözlerini arsızca üzerimde gezdirdiğinde kötü bir şeyler yapacağını çoktan anlamıştım.
"Patron birazcık faydalansak bu durumdan sorun olmaz değil mi?"
İçerideki namı-diğer patrona seslendiğinde içerideki adam gülerek cevap verdi.
"Canlı olsun yeter."
Bu sözlerle olabildiğince geriye gitmeye çalıştım.Soğuk duvara sırtım çarptığında kaçacak bir yerim olmadığını anlamam uzun sürmemişti.
Üzerime doğru gelmeye başladığında bacaklarımda beni bu durumdan kurtarmaya yetecek bir güç olmasını umarak ayaklandım.Dengesiz adımlarla koşmaya başladığımda sağ kolumdan sertçe çekildim.Kolumu kurtarmak için bir kaç tekme savurdum.Biri karşımdaki adama isabet ettiğinde kolumu bırakmış bir kaç adım uzaklaşmıştı.
Geriye doğru koşmaya başladım.Arkamdaki adam ise yere ağzındaki kanı tükürmüş bir kaç adımda beni yakalamıştı.
Zaten bir kısmı yırtılmış kazağımı sertçe çektiğinde yarısına kadar yırtılması șansızlığımın bir göstergesiydi sanırım.Bileklerimi kavrayıp tek elinde birleştirdi.Sırtımı bedenine yasladığında bir kaç kez çırpındım.Bileklerime soğuk bir maddenin değmesiyle ürperdim.Bileklerime takılan kelepçe neyin göstergesiydi peki?Yapacağı işkencelerin?
Gittikçe boğuluyordum.Karanlık; uçsuz, bucaksız bir karanlık.Sonu gelmeyen ve sürekli boğulmaya devam ettiğim bir karanlık. Bitmiyor bitemiyor.Ne kadar çıkmaya çabalarsam çabalayayım daha çok batıyorum.Ne elimi kaldırabilecek bir gücüm nede bağırmaya nefesim kaldı.Gücüm kalmadı artık çabalamaya.
Bir süre kaçmak için kurtarmaya çalıştım ellerimi.Kelepçe her seferinde daha da soğuk ,daha da can yakıcı olmaya başlamıştı.Bileklerimi kanatana kadar çırpındım.Her seferinde daha çok canım yandı.Belkide her seferinde bu kadar canımı yakan kendimi bir adam için bu kadar can yakıcı bir duruma düşürmemdir bilmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMON-Nalu
FanfictionGeçmişin acımasız pençeleri merhameti yok etti. Merhamet duygusu kuruduğu zaman içindeki şeytan gün yüzüne çıkardı. Herkesin meleği ve şeytanı vardı. Bu bir dengeydi ve bozulmaması gerekirdi. Ama şeytan her zaman oyun bozandı. Hakimiyetin kendi elin...