Bölüm 5:Kanatlar

1.7K 147 114
                                    

Bölüm şarkısı 'Birdy-Wings' Keyifli okumalar ^-^

Bölüm 5

Ağırlaşmış göz kapaklarımı bir kaç kez kıprıştırdım.Gözlerimin önüne serilen bembeyaz tavan,ağır ilaç kokusu,arada bir yapılan duyurular hastanede olduğumu anlatıyordu bana.Yataktan kalkmaya çalıştım ama kolumdaki serum buna engel oldu.Sıkıntıyla ofladım.Her yerim sargılarla kaplıydı.Ayrıca kurşunun sıyrıp geçtiği kolumun durumu pek iç açıcı değildi.Hala sızlıyordu.Saç diplerimde öyle.Kapıyı çalmadan hayvan gibi odaya dalanlara baktım bir süre.

''Neden bize öyle bakıyor?Juvia sen bu tarz şeylerden anlarsın.Acaba hafızasını falan mı kaybetti.''

''Juvia adli tıp uzmanı Gray-sama.Ama isterseniz inceleyebilirim.''Neresinden çıkardığını anlamadığım neşterini sallayarak konuşan Juvia'dan Gray bir kaç adım uzaklaştı.

''Kesmeye gerek olduğu sanmıyorum Juvia.Onu geri koy.''

''Gray-sama nasıl isterse.''Cici kız haline dönen Juvia'da bir sadistlik olduğunu biliyordum.Bundan sonra Juvia'dan uzak duracağım.

''Bizi gerçekten hatırlamıyor musun Lu-chan?''Dolu gözlerle bana bakan Levy'e umursamaz bir bakış attım.

''Siz kimsiniz?''Sorduğum soruyla hepsinin yüzü bir karış düşerken tek sırıtan Gajeel olmuştu.

''Bizler senin muhteşem arkadaşlarınız sarışın.Sen her gün bizlere hediyeler alır,evinde misafir ederdin.Hatırlamıyor musun?'' Gajeel'den sonra Gray'de ona eşlik etti.

''Kesinlikle bizlere güzel yemekler pişirirdin.En çok da bana pişirirdin.''

Ve Gray'in yanından gelen korkunç aura, Juvia.''Aşk rakibi.''

''Lu-chan bizi unuttu mu?'' Arkada sessizce ağlayan gariban bir Levy.Kesinlikle normal arkadaşlarım yoktu.Hepsi anormal olmak zorunda mıydı?

''Amma gürültü yaptınız.Nerede benim hediyelerim?Hastayım ben.''Homurdanmamdan sonra üstüme atlayan bir adet Levy-chan.

''Hasta falan değil bu.Hadi geri dönelim.Yapacak çok işimiz var.''Arkasını dönen Gray ve Gajeel'e kafamın altındaki yastığı fırlattım.Gray eğilince yastık kapıdan yeni giren Dragneel'e doğru bir uçuş gerçekleştirdi.

''Bir kerede insan gibi davranın.Beni utandırıyorsunuz.''Elindeki çiçekle önce egosu sonra kendisi içeri girdi Dragneel'in.Sağ elindeki yastığımı  Gray'e geri fırlattı.Önümde eğilip sol elindeki büyük çiçek buketini bana uzattı.Ağzım iki karış açılmış bir şekilde ona bakıyordum.Bu kimdi?Bu Dragneel olamazdı.Şu üç dört gün içerisinde anladığım tek bir şey vardı o da Dragneel'in has bir odun olmasıydı.

Önüme uzatılan buketi alıp kokladım.Çok güzel kokuyordu.Her yeri papatyalarla dolu olan bukette aralara sıkıştırılmış karanfillerde vardı.Mor ve beyaz karanfiller.Buketi kucaklayıp gülümsedim.

''Sizi görgüsüzler.Bakın hediye dediğiniz böyle olur işte.Hıh.''Bu sözlerim üzerine Dragneel hariç hepsi kahkaha atmaya başlamıştı.

''Neden sana çiçek  getirmesindeki amacını sormuyorsun?''Kahkahalarının arasından zar zor konuşan Gajeel'e sinirli bir bakış attıp Dragneel'e döndüm.

''Sen! Bu buketi vermendeki amaç ne?''dedim elimdeki buketi ona doğru tutarken.Elini ensesine koyup gergince gülümsedi.

''Nedensiz.''

''İnanır mıyım sence?''Tek kaşımı kaldırıp soru sorarcasına baktım.

''Juvia Natsu-san'ın yerine  cevaplayacak.Natsu-san senin yerine sorguya girdi Lucy.''Her bir kelime sinir katsayımı arttırken elimdeki buketi Dragneel'in kafasına geçirdim.Papatyalardan bazıları yere düşerken buketin eski güzelliğinden eser kalmamıştı.

DEMON-NaluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin