Bölüm 25: Ceset
Aşikar olduğum sterilize edilmiş koridorlarda elimden gelen tek şey yine koşmaktı. Üstümdeki kısa elbiseyi umursamadan çıplak ayaklarla.
Bir kaç metre öteden gelen hıçkırıkları duymamla ayaklarım hareket kabiliyetini yitirmişti sanki. Boşta kalan buz tutmuş ellerimi kollarıma götürdüm. Kollarımı tırnaklarken gözyaşlarım kendilerini bırakmışlardı bile.
''Hepsi sizin suçunuz! Gray-sama!''
Juvia...
En yakın arkadaşının yanına gidemeyecek kadar aciz biriydim belkide. Bu koridoru da geçersem kahvelerim onlara ulaşacaktı ama...
Korkuyordum.
Bedenim titrerken kendimi soğuk duvara yasladım. parmaklarım saçlarımın arasında gezinirken ne yapacağımı şaşırmış bir şekilde öylece yaslandığım duvardan çöktüm.
Boğazıma gelen onlarca hıçkırığı oraya hapsettim. Gözyaşlarımı sessizce dökerken tüm suçu kabullenmiştim. Gerçekten lanetli falan olmalıydım. Jude'nın da dediği gibi.
Değer verdiğim herkesi bir bir öldürüyor.Bundan suçluluk dahi duymuyor olmalıydım. Peki kalbim neden bu kadar acıyor? Onları kaybetmek istemiyorum.
Bir kaç hıçkırık boğazımı yırtıp çıktığında ellerimle ağzımı kapattım.
Koridordan hızla geçen adımlar beni görünce duraksadı ve bana doğru ilerlemeye başladı. Dragneel.
'' Juvia asla sizleri affetmeyecek! Tek suçlusu sizsiniz!''
Zümrütleri yan koridordan gelen Juvia'nın sesiyle o tarafa dönse de kısa bir süre yanıma gelip duvara yaslanmıştı.
Gray...
Başımı dizlerime yasladım. Çıplak ayak koşmaktan kirlenen ve her tarafı çizilen ayaklarımı önemsemeden yere bakmaya devam ettim.
Özür dilerim Gray.
Orada kaç saat öylece bekledim bilmiyordum. Sadece bakıyordum. Boşluğa...
Önümde açık yeşil kıyafetlerle geçen gün gördüğüm doktor belirdiğinde kahvelerimi yavaşça ona sabitledim.
Terden sırılsıklam olmuştu.
''Çok üzgünüm.''
Bir hıçkırık daha.
'' Hayır hayır... yanlış anlamayın sadece özür dilerim benim bir hatam yüzünden sizleri bu duruma soktuğum için.''
Neden uzatıyordu? Sadece başınız sağolsun diyecekti. Bunu her gün yapmasına rağmen neden gözlerini gözlerimden kaçırıyordu.
''İlk ameliyatta kurşunun bir saçmasını bedeninde unutmuşum ve oda... oda enfeksiyon yaptığı için....'' sözlerine devam edemeden hızla kalktım. Yeşil önlüğü parmaklarımla kavrarken sinirle bağırdım. ''Ne yaptın sen?''
İrileşmiş gözlerle bana bakarken çatılmış kaşlarım akmış makyajımla berbat göründüğümün farkındaydım.
''Enfeksiyon bedenini güçsüz duruma düşürmüş ve..''
'' Senin yüzünden! O!... O orada ne kadar acı çekti haberin var mı senin?''
''Çok üzgünüm...'' Adamın yakasını daha sıkı kavradım. Benim abi dediğim; günlerimi, haftalarımı hatta yıllarımı verdiğim arkadaşımı o öldürmüştü. O...
Parmaklarımı biraz daha sıktığımda adam kızarmaya başlamıştı bile.
''Nefes.. alam....''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMON-Nalu
FanfictionGeçmişin acımasız pençeleri merhameti yok etti. Merhamet duygusu kuruduğu zaman içindeki şeytan gün yüzüne çıkardı. Herkesin meleği ve şeytanı vardı. Bu bir dengeydi ve bozulmaması gerekirdi. Ama şeytan her zaman oyun bozandı. Hakimiyetin kendi elin...