Playlist : Hall of Fame keyifli okumalar ^~^
Bölüm 8
Bir anda kulaklarımı dolduran seslerle gözlerimi yavaşça kıprıştırdım.Yumuşak yatakta biraz gerindikten sonra ayaklarımı aşağı sarkıttım.Sesler gittikçe artarken bu bağrışmalaraın sebebini sorguluyordum.Soyadımın geçtiğini duymuştum.Sebebi ben miydim bu bağrışmaların?
Yeni uyandığımdan olsa gerek kulaklarım uğulduyordu.Sesleri tam algılayamıyordum.Yatakta oturur pozisyona gelip gerindim.Sabahları erken kalkmaktan nefret ediyordum.Bu şekilde kalkmanın beynini yatakta bırakıp kalkmakla bir farkı yoktu.Bedensel olarak uyansam da ruhum hala uyuyordu bu kadar erken saatlerde.
Gözlerimi ovuşturarak ayağa kalktım.Odanın beyaz kapısını açtığımda sağ tarafında aşağı inen merdivenlerle karşılaştım.Ah. Dragneel beni uyuyakalınca taşımıştı. Bu yüzden üst kattaydım.
Ağrıyan şakaklarımı baş parmaklarımı ovalarken bir yandan da merdivenleri teker teker iniyordum.Başım neden bu kadar ağrıyordu?Sanırım ağrı kesici almam gerekiyordu.Basamakların sonuna geldiğimde ortamdaki sesler kesilmiş tüm gözler benim üzerime çevrilmişti.
Şağ tarafta yeşilleri alev almış olan bir Dragneel bulunuyordu.Onun hemen yanında yakasına yapışmış, kızıl saçlarıyla hemen hemen herkesin dikkatini ilk bakışta çekebilecek bir kadın vardı. Onlardan on adım kadar uzakta kollarını birbirine bağlamış gözünün altında kırmızı bir dövme bulunan adam duruyordu.Yarı açık gözlerimle hepsini teker teker süzdüm.Kızıl saçlı kadın kaşlarını çatmış bir şekilde beni izlerken,arkada duran adam ise baygın bakışlarını sürdürüyordu.
Yavaş adımlarla Dragneel'in yanına gelip tişörtünü çekiştirdim.Boğazına yapışmış kadından kurtulup tamamen bana döndü.''Ne var Heartfilia?''
Ellerimi tekrar başıma götürüp sorusunu cevapladım.''Ağrı kesicin var mı?Başım çatlıyor.''
Mırıltı şeklinde çıkan cümlelerimi duymuş sözlerimden sonra yanımdan ayrılmıştı.Tek başıma kaldığım kadın bana sinirli bir şekilde baktıktan sonra arkada kalan beyaz koltuğa dikkatli bir şekilde oturdu.Olayları yeni yeni idrak ederken bu kişileri tanımadığımı yeni anlamıştım.Kimdi bunlar?
Kızıl saçlı kadından sonra siyah tişörtünün üstüne giydiği deri ceketiyle kötü adam havasından çok motorcu havasına dönmüş adam yanımdan geçerken elini omzuma koydu.
''Ben Jellal...ve orada oturan kadın da Erza.Tanıştığımıza sevindim bayan Heartfilia.''Adamın yumuşak ses tonuna hayran kalmış görünüşünün aksine sesinin tamamen rahatlatıcı olduğunu anlamıştım.
Onların arkasından bende tekli koltuğa kuruldum.Bacaklarımı koltuğa çekip kollarımı bacaklarımı sardım.Tanrım.Başım çok fena ağrıyordu.Tüm enerjim çekilmiş gibiydi.Yerimden kımıldamaktan ziyade konuşacak halim bile yoktu.Bir kaç dakika sessizliğin sonunda Dragneel elinde bir bardak su ve ilaçla geri geldi.
Elindeki ilacı ağzıma attıktktan sonra suyu yudumladım.İlaçın tadından dolayı yüzümü buruştururken Dragneel çoktan üçlü koltuğa oturmuştu.
''Natsu! Doğru düzgün bir açıklama bekliyorum.Hemen.'' Kızıl saçlı kadının (adı Erza'ydı sanırsam) her bir kelimesinde tonlarca azar saklı olan sözlerinden sonra Dragneel Ellerini birbirinie kenetledi.
''Neden birde Heartfilia'dan dinlemiyorsun Erza?Ne de olsa her şekilde beni haksız bulacaksın.'' Baygın gözlerine eşlik eden ses tonuyla birlikte yeşil gözlerini bana çevirdi.
Hangi konudan bahsettiklerini bile bilmiyordum ki.Ayrıca şuan yaşadığım baş ağrısıyla kelimeleri toparlamam güçleşiyordu.
''Bu gerzeği neden hapisten çıkardın sarışın?''Kızıl saçlı kadının Dragneel'e gerzek demesi ile gözlerim şaşkınlıkla açıldı.Nasıl bir katilin yanında bu kadar rahat olabiliyordu bu kadın?Kahverengi gözlerimi kıstım...Çünkü kendiside bir katildi.Bu kişiler Dragneel'in arkadaşları olmalıydı.Tek çalıştığını söylemişti ama...Kafamdaki düşüncelere dalmışken bir cevap vermem gerektiğini hatırlayıp kadına döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMON-Nalu
FanficGeçmişin acımasız pençeleri merhameti yok etti. Merhamet duygusu kuruduğu zaman içindeki şeytan gün yüzüne çıkardı. Herkesin meleği ve şeytanı vardı. Bu bir dengeydi ve bozulmaması gerekirdi. Ama şeytan her zaman oyun bozandı. Hakimiyetin kendi elin...