Bölüm 23: Senfoni
Playlist:Clean Bandit - Symphony
Oturduğum için daha da kısa duran eteğime söverek arabanın camından yolu izlemeye devam ettim.
Tuaf bir şekilde sessiz olan arabanın içerisinde sadece radyonun sesi yankılanıyordu.Endişeliydim. Korkuyordum. Katilin beni yakalamasından yada canımı yakmasından değil. Orada göreceğim yüzlerden korkuyordum. Ya arkadaşlarımdan birisi de orada olursa.
Beni yarı yolda bırakmalarından korkuyorum. İçimdeki korku ve endişeyi bir gram dahi olsun azalmak adına radyoda çalan şarkıya eşlik etmeye başladım.
'' Every day you're here, I'm healing... (Hergün buradasın, seninle şifa buluyorum.)''
Dudaklarım sessizce kıpırdarken sanki etraftaki tüm sesler bir anda kesilmiş, tüm görüntüler bir anda bulanıklaşmıştı. Sadece biz vardık. Birde radyoda çalan şarkı...
Gözlerim ona kaydığında baş parmağı ile direksiyona vurarak ritim tutuyordu. Kahvelerimi ondan çekmezken daha sesli bir biçimde nakarat kısmını söylemeye başladım.
Sadece bir fısıltı olsa bile duyduğuna emindim.
Etraftaki sessizlik fısıltımla bozulmuştu.
''I just wanna be part of your symphony. Will you hold me tight and not let go?... (Sadece senin senfoninin bir parçası olmak istiyorum Beni sıkıca sarıp bırakmayacak mısın?) ''
Zümrütleri gözlerimle kısa bir süreliğine buluştuğunda kalp atışım hızlanmış şarkının devamını getiremez olmuştum. Yoğun trafikten dolayı tekrar önüne döndü ve direksiyonu daha sıkı kavradı. Bir süre daha kemikli yüzünü izledikten sonra gözlerimi kucağımda birleştirdiğim ellerime çevirdim. İçimde biriken korku azlamak yerine daha da artmıştı. Ojeli tırnaklarımla oynarken onun sesiyle bir kaç saniye duraksadım.
''Heartfilia?''
Onaylayan bir mırıltı çıkardığımda direksiyonu kırıp mekanın bahçesine giriş yapmıştık.
Bir kaç dakika kimseden ses çıkmamıştı. Valenin önüne geldiğimizde arabayı durdurdu ve zümrütlerini bana çevirdi. Titreyen ellerimi yumruk yaptım. Buz tutmuş parmaklarım yavaşça avuç içlerime kıvrılırken gözlerini hala gözlerimden çekmemişti. Bedeninin bir kısmı bana dönerken zümrütleri gözlerimin arkasındaki korkuyu çoktan yakalamıştı bile.
''Korkma...''
Sözlerini kesen şey Valenin benim kapımı açıp geçmem için yol vermesiydi. Gözlerine son kez gözlerimi çevirdim.
Yardım et.
Sesli bir şekilde dile getirmeme gerek yoktu. O gözlerimden de okuyabilirdi.
Arabadan yavaş bir şekilde indiğimde kendi kapısını valeyi beklemeden hızla açmış anahtarı valeye uzatmıştı.
Yanıma gelirken beyaz gömleğinin kollarını bir kez daha düzeltti. Adımları yanımda durduğunda gözlerimi yavaşça gözlerine çevirdim. İki tarafında kameralarla dolu olması ve sürekli patlayan flaşlar yüzünden gözlerimi zar zor gözlerine çevirebilmiştim.
Ortada büyük ve uzun bir kırmızı halı iki kenarında ise kameramanalar mevcuttu. Bir kaç koruma kameramanların Daha Fazla yakınlaşma izin vermiyor, onları belli bir uzaklıkta tutuyorlardı.
İki kenardan gelen onlarca sorudan sadece birisi dikkatimi çekmişti.
''Bayan Heartfilia Bay Dragneel ile çıkıyor musunuz?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMON-Nalu
ФанфикGeçmişin acımasız pençeleri merhameti yok etti. Merhamet duygusu kuruduğu zaman içindeki şeytan gün yüzüne çıkardı. Herkesin meleği ve şeytanı vardı. Bu bir dengeydi ve bozulmaması gerekirdi. Ama şeytan her zaman oyun bozandı. Hakimiyetin kendi elin...