"SENİN YÜZÜNDEN..."Bölüm-8

46 18 1
                                    


Multimedya:Gamze Güven.

   "Kal lannnn!"diye bağırarak üstüme atladı Deniz. Salak kız ya...  "Anan Nasıl denizcim."dedim gözlerimi ovuştururken. Vay anasını be! Kaç gündür kabus görmüyordum. Genelde her gece görüyordum. "İyi yavrum. O da kaç gündür seni soruyor."Dedi ve göz kırptı. "Sapık!"dedim ve dizine vurdum. O da pişkince güldü. "Kahvaltı hazır mı? Kurt gibi- insan gibi. Açım."dedim. Yani eğer kurt deseydim kendimi hayvan yerine koyardım değil mi?*e. Aslın da çok ta tuhaf durmazdı*dedi hayvan olan iç ses.

"Bence. Hızlı ol çünkü biliyorsun ki... Bu gün dönüyoruz. Lanet okul üç gün sonra..."Dedi Deniz. Doğru söylüyordu. Ve ben hala valizlerimi doğru düzgün taparlayamamıştım."of... Babamda da az kaldık... Burda da az kalıyoruz."dedim ve kalkıp tuvalete gittim. İşlerimi halledip aşağı indim ve kahvaltı masasına oturdum. "Ooo. Mütüşlü yemekler yapılmış. Kim yaptı?"dedim ve göz kırparak Deniz'e döndüm. "Ben."Dedi şaşırtan ses. "Sen.ve. Yemek. Yapmak. Yaw he he."dedim ve göz devirerek Deniz'e baktım. O da gözleri ile Burak'ı işaret edince. Anladım. "Ben bile daha yemek yapamazken sen Nasıl yemek yapabilirsin ki."dedim alaycı bir ifade ile de ben şimdi kendimi rezil etmiştim. Ne kadar da salağım... *aferin lan sana. Kedi olalı bir fare tuttun. SALAKÇIĞIM.* mal ha bu. "Ay neyse ne."dedim ve konuyu kapattım. Burak ise sırıtıyordu. Bende yemek boyunca ona ölümcül bakışlar attım.

*****

"Nasıl yani şimdi yan yana mı oturuyoruz!"Dedi ve Bora'nın boynuna atladı Deniz. "Hayır canımcım. Ben seninle oturucam. Ve yatıp zıbarıcam."dedim ve Deniz'in yanına oturmaya çalıştım. Bakın gene söylüyorum. Çalıştım. Deniz beni durdurdu. "Hayır canımcım. Sen Burak. Ben Bora. Okey?"Dedi ve gözlerini büyüterek bana baktı ve Burak'ın yanını gösterdi. Hayır tabii ki de korkmuyordum. Saçmalama. *tabii ki de korkuyordu. Saçmalama.* yaw he he. Bende kendi isteğimle geçtim yanına. Nasıl olsa uyuyacaktım. Yani korktuğum için değil. Hem ne zamandır kabus da görmüyordum. Bunu değerlendirmeliyim değil mi?

"Ooo. Selam."Dedi bilmiş. "He he."dedim ve yerime geçip kafamı geriye attım ve hemen yayılıp uykuya dalmaya çalıştım. "Uyu bakalım."Dedi. Bende cevap vermedim. Uçak ise kalkışa geçmişti.

"Senin yüzünden... Senin yüzünden... Hepsi senin suçun öykü. Her şeyi sen planladın... Her şey senin suçun..." Dedi fısıltı şeklinde gelen ses. Hava yağmurluydu. Neden yağmurluydu ki. Tam her şey yolunda. Birden yağmur durdu ve güneş açtı. "Öykü!"diye bağıran kişiye baktım. Deniz. "Efendim."dedim. "Senin suçun! Her şeyi sen planladın değil mi?!"Dedi ve beni omuzlarımdan ittirdi. "Ne diyorsun?"dedim. "Senin yüzünden. Sen yaptın. Sen planladın?!"Dedi ve tekrar beni itti. Tekrar yağmur yağmaya başlamıştı. Ama bu sefer daha da hızlı ve öfkeli idi.  Geçen gün ki geldiğimiz yerdeydik. Ve ben Deniz'in araba çarptığı yoldaydım. "Ve sen de şimdi ölüceksin."Dedi. Birden bir kamyon gelmeye başladı. Ama bu tarafa değil yağmur yağmayan tarafda ki yola. Bir dakika o yolda bağlı olan babam mı? "Ben Nasıl babamın yanında olamadıysam sende yanında olamayacaksın. Onun ölümünü göreceksin. Ben Nasıl senin yüzünden! Babamın cenazesine gidemediysem sen de gidemeyeceksin. Sen sadece ölümünü göreceksin!"Dedi ve kayıp oldu. Ben de babama bakıyordum. "Baba..."dedim kalkmaya çalışarak. Ama sanki biri beni tutuyordu kalkamıyordum. Kamyon tam babama çarpacak ki gözlerimi sımsıkı yumdum ve ağlayarak. "Baba!"diye bağırdım.

Gözlerimi açmak istemiyordum sanki birisi beni kollarımdan tutmuştu ve sarsılıyordum. Ter içinde olduğumu hissedebiliyordum. Gözlerimi araladığımda. Burak'ın o mütüş gözleri ile karşılaştım. "Öykü..."Dedi yanağımı okşayarak. "Geçti sadece kabustu..."Dedi ve bana sarıldı. Bu sarılma tarçın... Kokuluydu.
"İyi misin?"Dedi fısıldayarak."evet. Teşekkür ederim..."dedim ve bende sarıldım. Ne kadar da terliyim. O rahatsız olmuyor mu acaba? Ve ben neden ikidir 'senin yüzünden' diye fısıldayan rüyayı görüyorum...

Cici KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin