"Mert!" diye bağırdım fakat boğuk çıkmıştı neden acaba! Mert ağzımı kapatmıştı. "Senin ne işin var burada?"dedim. Gerçekten şaşırmıştım. "Buralarda takılıyordum bir baktım. Seni gördüm. Sonra geliyim dedim. Sonra baktım biri senle konuşuyor. Bende- ay sana ne benden. Senin ne işin var burda onu söyle. Burak seni arıyor."Dedi. Ne kadar da hızlı konuştu. "Ben mi? Neredeyiz ki biz?"dedim. "Allah Allah..! Gitmiş kızın hafıza gitmiş olmayan beyin!"diye ağıt yaktı. *Söndür o Zaman. Hahahah* Allah ım. Ne suçum vardı bu mallarla bıraktın beni... "Dur gerizekalı. Sessiz ol."diye fısıldadım. "Anam. Kıza olmayan beyin geldi. Bir mucize daha."Dedi ve eliyle gözlerini ovuşturup gerçek mi diye gene baktı. "Bence... Burdan gitmeliyiz..."dedim Mert'in arkasın da duran çocukların beni kovalayan çocuklar olduğunu anlayınca. "Ne oldu kız? Sıkıldın mı benden?!"Dedi. "Bence... Arkana baksan iyi olur."dedim. "Yemem ben bu numaraları. Karşında bir numaralı ustaların ustası olan çakal duruyor."Dedi ve ukalalık yaptı. Mal bu ha! *kime çekmiş acaba* sana olabilir ne dersin. "Üç deyince koş..."dedim. "Üç!"diye bağırdım ve koşmaya başladım. Mert malı hala orda dikiliyordu. Ben koşmaya devam ederken. Bir baktım yanımdan ışık hızı ile geçen bir Mert. Ayaklarını poposuna vura vura koşuyordu. "kaçmayın lan!"diye bağırdı arkadan bir ses. "Anaaammm. Kurtar beni!"diye bağırarak koşmaya devam etti Mert. "Bekle lan beni!"diye bağırdım bende. Mert diğer sokağa girince bende Oray'a girdim ve koşmaya devam ettik. Caddeyi görmüştük. Tam caddeye çıkıcaz fakat Mert beni kolumdan tuttu ve dar bir sokağa soktu. İkimizde duvar ile bütünleşmiştik. "Nereye gittiler lan!"Dedi bir erkek sesi. "Caddeye çıkmışlardır! Koş!"Dedi ve ayak sesleri geldi. Biz. iki üç dakika daha duvarla bütünleşmeye devam ettikden sonra ikimizde ellerimizi dizlerimize koyup soluklandık. "Vay anasını sayın seyirciler!"dedim ve doğruldum. Hala nefes nefeseydim. "Onlar kimdi lan?!"diye sordu Mert. "Ne bilim ben..!"dedim ve caddeye doğru yürümeye başladım. "Nereye?"Dedi Mert de bana yetişip. "Eve gitsem iyi olacak..."dedim. Annemler zaten kafa dinlemeye gitmişlerdi evde rahat rahat soru yağmuruna da takılmadan uyuyabilirdim. "Deniz'in durumu Nasıl?"diye sordum Mert'e bakmadan. Cevap vereyince ona baktım telefonda biri ile mesajlaşıyordu. Hemen telefonu çektim elinden. "Hey!"Dedi ve telefonu almaya çalıştı tabii ben vermedim. "Burak mı o?"dedim telefonda ki mesajlara bakarken. "Evet. Seni bulduğumu yazacaktım."Dedi. "Ama yazmayacaksın."dedim ve telefonu kökünden kapatıp kendi cebime koydum. "Ya! iPhone lan o!!"Dedi. Doğru söylüyordu. Piçin iPhone'si vardı. "Ay. Banane!"dedim bende. "Bu arada Burak sizin evdeymiş. Seni bekliyormuş."Dedi ve bir taksi çevirdi. "Ne alaka şimdi?"dedim ve taksiye bindim. "Ben ne bilim yandex miyim?"Dedi. Bende kafasına şaplak indirdim. "Acıdı..."Dedi ve kafasını ovuşturdu. Bende avucumu üfledim sileh üflermişçesine. "O Zaman bana gidiyoruz..."Dedi. "Hayır tabii ki de seni tanımıyorum."dedim. Ama ondan zarar gelmeyeceğini biliyordum. Fakat her şeye karşı önlem. "Şaka mı yapıyorsun?"Dedi ve bana baygın baygın baktı. "Yoo..."dedim. "Abi sen bizim eve sür."Dedi. Abi de ona anlamsızca baktı. "Lan Adam daha önce sizin eve mi gitti de bilecek adresi. KEKO!"dedim ve kafasına vurdum hafifçe. Abiye bizim evin adresini verdim. "Size niye gidiyoz."Dedi. "Şimdi sen Burak'ı arıcaksın. Ben öyküyü buldum. Kafedeyiz kahve içiyoruz. Seni görmek istemiyormuş. Sen artık evine git. Diyeceksin. Bende evimde uyumaya çalışıcam."dedim. Bence güzel plandı. "Aferin lan!"Dedi ve telefonunu ona verdim.*****
Eve geldiğimde hemen yatağıma atladım üstündekileri umursamamadan. "Vay vay vay..."Dedi. Sanırım kulaklarım bana oyun oynuyordu. Ve yan tarafa bakmamla küçük çaplı bir çığlık atmam bir oldu. Hemen ağzımı kapattı. "Sus."Dedi ciddi bir ses ile. "Senin ne işin var bir. İkincisi ise evde kimse yok."dedim. "Birincisi. Sence o zibidiye inanacağımı mı zannettin? İkincisi ise. Evde annen ve baban var. Üçüncüsü. Senin o pis caddelerde ne işin vardı."Dedi. Sinirliydi. Mert! Sen bittin oğlum! "Sen yarın görürsün..! Seni piç kurusu seni..!"dedim kendi kendime gözlerimi kısarak. "Hala. Cevap bekliyorum..."Dedi Burak. "Annemle babamın evde ne işi var?" dedim. "Deniz'in babasının ölümünü duyduklarında girmemeye karar vermişler falan. "Dedi umursamazca ve yatakta tavana dönüp ellerini ensesinde çaprazladı. "Hmm..."dedim bende aynı pozisyonu alırken. Tavanda küçük küçük bulutlarım vardı. "Bulutları sever misin?"Dedi. Ah, aklıma alikuş gelince gülümsedim. Bulutları o yüzden yapıştırmıştım. "Bulut ol. Bulut ol. Bulut ol."dedim ve gözlerimi kapadım. "Ne alaka..?"diye sordu. "Anlamazsın da. Senin ne işin var burada?"diye sordum yeniden. "Hop! Hop! Hop! Ne yapıyorsun sen benimle uyuyacanı mı sanıyorsun?!"dedim ve kolundan kurtuldum. "Evet. Başka ne yapmak istiyorsun."Dedi ve muzipçe sırıttı. Sapık! "Pislik!"dedim bende ve uykuma yenilip gözlerimi kapattım. "Hey uyuyacağını mı sanıyorsun?"Dedi. "Ne demek uyuyacağını mı sanıyorsun..."dedim bende anlamsızca. "Bu gün hiç bir şey yemedin sayılır."Dedi ve ayağa kalktı. "Aç değilim..."dedim ve yatakta daha rahat bir pozisyona geçtim. "Hadi..."Dedi ve beni kolumdan tutarak mutfağa sürükledi. İnşallah annemle babam uyanmaz... Diye dua ediyordum. Tabii Burak rahat rahat tişortsuz geziniyordu. Altında da kot pantolonu vardı. "Al bunları ye."Dedi. Sanki evcil hayvanıyım da beni besliyor. Elinden tepsiyi aldım ve gözlerimi devirerek masaya yöneldim. Kahvaltılıklar vardı. Tabii ekmek de. Ben hemen kalktım ve Nutella mı alıp masaya tekrar geçtim. Burak ise sadece gülmüştü. Ben iştahlı iştahlı yemeğimi yedikten sonra ona sormak son anda kafama dank etmişti. *ne o saksımı düştüde dank etsin.* Dedi geri sesli iç ses. Tamam garip bir cümle olmuştu fakat öyleydi değil mi? "Yer misin?"dedim ona bakmadan. O ise beni izliyordu. "Yok. Sen ye."Dedi ve beni izlemeye devam etti.
Yatağa döndüğümüzde ben hemen kendimi bıraktım. Gerçekten gözlerimden uyku akıyordu ve Deniz'i merak ediyordum. "Deniz Nasıl..?"dedim uykulu sesimle. "İyi... Merak etme."Dedi ve saçımı okşamaya başladı. Bu hareket beni heyecanlındırsa da garipsemiştim. "İyi geceler cici kız" dedi. "Bana cici kız deme..."dedim ve uykunun kollarına bıraktım kendimi. *Burak'ın kolları olmasın o..?* Dedi iç sesçik.
****
Sabah uyandığımda Burak yoktu. Bende aşağı indim ve su içtim. Annem ile babama bakındım fakat evde yoklardı. Ah, bunların işi Cidde'n hiç belli olmuyordu... Nede yatağıma dönmeye karar verdim. Yatakta tavanla bakışıyordum ve kapı çalmaya başladı. Sonra sessizce kapıya gittim ve delikten baktım. Gördüğüm kişi ile yerimde dona kaldım. Ağlıyor muydu o? Hemen kapıyı açtım ve bana sarıldı. "Özür dilerim... Sana ihtiyacım var..."Dedi. Ben gerçekten şoktaydım.
🐱🐱🐱🐱
Silam... Bölüm Benim pek içime sinmedi ama... Gizel oldu bence... Sizce Nasıl oldu..?!
Sizce gelen kimdi?
Bu arada yazım yanlışlarım varsa kusura bakmayın. Bölüm hem aceleye geldi hem de kısa oldu. Sadece bekletmek istemedim.
Öptüm muc muc muc... 😘😍😘😍😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cici Kız
Teen FictionÖykü babasının yanına Londra'ya gider. Uçakta yanına oturan biri gıcık, yakışıklı, gıcık, yakışıklı... Derslerle kafayı yiyiyen aynı zamanda okulun popüleri olan Öykü, eğlenceli öykü, psikopat Öykü, Sevgiden, sevilmekten uzak duran öykü... ...