Eve gelip direk duşa girmiştim. Gerçekten çok yorgundum... üstme sadece iç çamaşırlarımı giyerek yatağıma girdim ve ısınmaya çalıştım. Annem, arkadaşları ve ablam ile birlikte Antalya'ya gitmişlerdi. Ben ise evde tek başıma duruyordum maalesef ki! Zaten Öykü kim ki kim yaa Öykü!
"Alo." Dedim çalan telefonumu açarak.
"Kapıya bakacak mısın artık?" Dedi Deniz.
"Offf tamam bekle biraz." Dedim ve altıma eşofmannımı üstüme de dar kısa kollu badimi giydim. Kapıyı açtığımda Mert ve Deniz tam karşımda duruyorlardı. Kafamdan düşmek üzere olan saç havlusunu tekrar kafama sardım ve paytak paytak salona geçtim. Tam tek kişilik sallanan koltuğa geçecektim ki Mert benden önce davranıp atladı koltuğa.
"Mal..." diye mırıldanıp ikili koltuğa geçtim. Mert ise elindeki poşetten donrdurmasını çıkartıp yemeye başladı.
"Al hadi al utanma Öyküaşkım." Dedi bana mal mal bakıp.
"Ver bakayım beler almışsın böyle." Dedim ve önündeki poşeti bir çırpıda alıverdim. 'Ay şimdi yer hepsini ayı!' Ulan sus benim asabımı bozma!
"Eee... naber?" Dedi Deniz imalı imalı(!)
"Ne 'naber'?" Dedim onu taklit ederek.
"Anan naber?(!) mal mısjn be! Diyoru-" sözünü Mert kesti.
"Diyor ki gece Burak ile ne tür fanta-" derken yanımdaki yastığı kafasına fırlattım. Kafasını ovuşturarak konuşmaya başladı.
"Ya ne fesatsın sende! Ne fantastik maceralar geçirdiniz? Diye soracaktım!" Dedi ve donrdurmasına devam etti.
"Ay ne yapcaz be biz o pis herif ile?! Salak salak şeyler soruyosunuz sizde!" Dedim sinirlenerek.
"E kızım ne yapalım? Bu arada hazırlan! Denize gidiyoruz!!" Diyerek el çırptı Deniz.
"Offf gene ne 'fantastik fikirleriniz' var?(!)" dedim Mert'i taklit ederek.
"Ne olcak kankim hepsi bu Deniz atı yüzünden oldu! Tutturdu denizde deniz deniz de deniz diye! Ay bıktım usandım be! Ne doymaz şeysin sen öyle!" Dedi ve komşu karısı hayriye gibi bir bakış gönderdi Deniz'e. Deniz ise sadece gözlerini devirmekle kaldı.
"Bu arada. Bikinilerini falan da al yani..." dedi ve ayağa kalktı
"Yok ben zaten çıplak giriyorum denize."
"Biz seni aşağıda bekliyoruz bebiş! Hadi lan sende!" Dedi en son Mert'e dönerek.
"Tamam yaw geldim geldik.(!)" dedi ve bana bakarak 'deli bu deli(!)' işaretini gönderdiğinde bende ona aynen diyerek el salladım. Onlar evden çıkınca oflaya puflaya odaya gidip hazırlandım. Altıma mini şortumu üstümede kısa kollu v yaka beyaz tişortum kot şortuma ayak uydurmuştu. Saçımıda sıkı bir at kuyruğu yaparak hırkamı aldım ve evden çıktım.
Aşağıya indiğimde Burak'ın da arabası buradaydı fakat ben Mert'in arabasına yönelecekken ne olduğunu anlamadan Burak kolumdan tuttu ve beni kendi arabasına bindirdi. Ben de sorun çıkartmadan kemerimi taktım. Nedense bir şey demek istememiştim çünkü hala ona kızgındım. Sırt çantamdan telefonumu çıkartmaya çalışırken. Çantama attığım kırmızı bikinilerim koltuğa düştü. Burak'ın ağızı ve gözleri beş karış açık kalmıştı. Ben hemen çantama geri tıktım ve arkama yaslanarak daha da koltuğa girmeye çalıştım. Resmen rezil olmuştum. Gerçekten ne yapacağımı bilmiyordum.
"Oha." Dedi ve silkelenerek önüne döndü.
"Oha... onları giymeyi gerçekten düşünüyor musun?" Dedi ve direksiyonu kavrayıp arabayı çalıştırdı.
"Yok ya ben bu şekilde girmeyi düşünüyordum." Dedim dalga geçer bir şekilde.
"Onu giymene hayatta izin vermem." Dedi kaşlarını çatarak. Ne kadar olduğunu bilmiyordum ama resmen kumsala gelmiştik. Hemde... plaja! Yuh ama!
"Hadi! Giyinelim." Dedi Deniz. "Off. Tamam." Dedim ve çantamı da alıp Burakların uzandığı şezlongların ordan ayrıldık. Ben giyinip Burakların yanına gittiğimde Burak benim elimden tutup hemen denize sürüklemişti.
"Ya ne yapıyorsun sen!" Diye çıkıştım.
"Sesine dikkat et. İlk öncelikle sana onu giymeyeceksin demedim mi?" Diye sordu.
"Seni ilgilendirdiğini sanmıyorum." Dedim ve denizde biraz daha ilerleyip daldım. Bana yetişip kolumu tuttu ve beni denizin üstüne çıkarttı.
"Denizden çıkmak yok. Tamam mı?" Dedi ve bana bakmaya devam etti. Kendini kim zannediyordu da onun dediklerini yapmamı bekliyordu anlamıyordum.
"Sen. Sen kendini ne zannediyorsun be! Heh kimsin de bNa emir verebiliyorsun!?" Diye bağırdım ve kolundan kurtulup yüzmeye devam ettim. Birden bire tekrar kolumu tuttu ve kendisini bana döndürüp
"Ben kim olduğumumu sanıyorum... senin sevdiğin adam ve benim sevdiğim kadın olarak sana emir veriyorum..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cici Kız
Novela JuvenilÖykü babasının yanına Londra'ya gider. Uçakta yanına oturan biri gıcık, yakışıklı, gıcık, yakışıklı... Derslerle kafayı yiyiyen aynı zamanda okulun popüleri olan Öykü, eğlenceli öykü, psikopat Öykü, Sevgiden, sevilmekten uzak duran öykü... ...