[ Bölüm Otuz Dokuz: Çilek ]

2.5K 132 29
                                    

Şarkı: Clair de Luna - Claude Debussy 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şarkı: Clair de Luna - Claude Debussy 

[ Bölüm Otuz Dokuz: Çilek ]

Parmaklarım, nemli saçlarının içerisinde yol alıyordu; kızıl tutamlar pamuksu, ağzımdaki çilekleri dağıtacak kadar da etkin, eşsiz bir zevkin ve uyumlu kıkırtıların kahramanıydı. Onu izlemek güzeldi; yeşil gözlerini ezberlemek, düzgün burnundan aşağı inerek dudaklarında son bulmak, bir pınarın taşması gibi heyecan verici, izlemesi bağımlılık yapandı.

Şekerlemelerin ardında, dondurmaların üstündeydim; ayrılmanın henüz bir formülü bulunamamış, erimekte olan buzlara karşın herhangi bir dondurucu fişe takılmamıştı ve dengemi kurmaya çalışmak, kavrayamadığım bir metot sayesinde oldukça kolaydı. Tembellik denilebilirdi; yalnızca yatıp ona bakma isteği, ufak bir ürpertiyle dolaşıyordu içimde, bitmesinden korkuyordum, fakat bu, somut bir korkunun baş harflerinden oluşmuyordu.

Benzersiz bir düştü aslında; kaybolduğum yerden rahatlıkla geri çıkabildiğim, yasakların konulmadığı ve neyi ne kadar sevebileceğimin belirlenmediği, düzensizliğin sınırındaki uygarlıktı. Dudaklarımı zorlayıncaya kadar kıvırıyor, çarpık bir gülümsemenin oluşumunu doğuruyordu ve çeşitli hayallerle donatılmış bedenim, görülmemiş bir davanın heyecanıyla çalkalanıyordu.

"Amas," diye fısıldarken sesim bir inci kadar berraktı. "İleride seninle evleneceğim."

Yavaşça kaşlarını kaldırıp, "Yapma be," diye sırıttığında ona biraz daha yaklaşmayı denedim, fakat başım dönünce olduğum yerden ayrılamadım.

"Yakında," diye karar verdim. "Sen de istersen tabii."

"Çok isterim ama erken evliliğe karşıyım," diye güldü ve kahkahası, dokunaklı bir melodiye dönüşerek hafızamda yer edindi.

"Biliyorum," diye ısrar ettim. "Ve her şeye inat boşanmayacağız."

"Bol şans," diye burnunu alay edercesine kırıştırdı.

"Teşekkürler," diye karşılık verdim. "Böylece size yerleşirim ve tüm gün boyunca, burada, bu şekilde uzanabiliriz."

Bana şüpheci bir tavrın arkasından bakarken, "Ailene ne diyeceksin?" diye sordu ve anneme bunu açıklamanın ne kadar eğlenceli olacağını düşünerek, "Yüzüğü taktıktan sonra onlara söylerim," diye yanıtladım.

"Arkadaş..."

"Aynısından."

"Peki ya..."

"Of, boş ver," diye bir kez daha ona yaklaşmak için hamle yaptım ve bu sefer başardım; yorganın içerisine girdim, çenesinin hemen altına başımı yerleştirdiğimde, "Vazgeçtim," diyerek elimi saçlarından çekip kazağının üzerine koydum. "Gidip Oktay'la evleneceğim."

NOKSAN | ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin