🔷 8🔸

1.1K 516 2.9K
                                    

İki hafta sonra

Heyecandan ölecek gibi hissediyordum. O tanışma bugün yaşanacaktı.

Bu iki haftada Irmak'la sadece üç kez telefonda görüşmüştük. Görkem'le ise aramız normal sayılırdı. Beni sıkmamaya özen gösteriyordu. Ona olan kırgınlığımı zamana bırakmıştım. Büroda işler iyiydi, bu iki haftada bir çok şey yolunda gitmişti. Ve son olarak kediciğime gelirsek aramız süperdi. İlk sevgili olduğumuz günlerde ki gibi esip gürlemiyordu. Çünkü birbirimizi daha iyi anlıyorduk. İlişkimiz yavaş ama sağlam adımlar atıyordu.

Ha söylemezsem olmaz! Duman'ın gelmesine de bir hafta kalmıştı.

Savaş'ın babasıyla tanışma süresi yaklaştıkça tenime kızgın, sıcak demirler basılıyordu. Gergindim, haddinden fazla.

Nasıl giyinmeliydim?

Maskülen?

Otantik?

Elegant?

Şık olmalıydım ama dozunda, düğüne gider gibi görünmek istemiyordum.

Kırmızı renk?

Hayır çok iddialı olurdu.

Petrol mavisi?

Hayır!

Zümrüt yeşili?

Hayır..!

Mor?

Of, hayır!

Hiç yardımcı olmuyorsun canım beynim. Başka zamanlarda hiç susmazsın.

Hey dostum! Sakin ol ve düşün. Ben pastel tonlar severim. Daha naif elbiseler hep tercihim olurdu.

Bunu düşünerek gardırobun kapağını açtım. Kıyafetleri tek tek incelemeye başladım.

Elim pastel kahverengi, kısa bir elbisede durdu. Kolları dirseklerimin bir kaç santimetre yukarısında bitiyordu. Beyaz okul yakası olarak bildiğim yakası vardı. İki adetde cep vardı.

Saçlarımı tarayıp düzeltmiştim. Dudağıma parlatıcı sürüp, boynuma parfüm sıkmıştım.

Bir elbise için kendimi hırpalamaştım ama sonunda kendimi idare ederek iyi bir işe imza atmıştım. Aynada kendimi izlerken. Odanın kapısı tıklatıldı.

"Giyindin mi taş kafa?"

"Evet gel."

Savaş kapıyı açıp içeri girdi. Yanıma geldi fakat arkamda durdu.

Eli boynumda gezindi. Onu aynadan izliyordum.

"Aslında boynun açık olsa şu an romantizm tavan yapardı." Güldü.

"Her neyse boşver asıl işimize döneyim."

Aynada bana bakıp yüzümü kontrol etti. Sonra kafasını tekrar aynadan çevirdi.

"Bu güzel boyunda hiçbir şeyin takılı olmaması beni üzdü."

Elini cebine indirip bir küçük kutu çıkardı. İçindeki kolyeyi eline alıp kutuyu tekrar cebine koydu.

"Kutuyu atacak yer bulamadım." Gülümsedim.

Kolyeyi boynuma takmak için hareketlendiğinde saçımı nazikçe tutup yukarı kaldırdım. Kolyeyi boynuma taktıktan sonra saçlarımı serbest bıraktım.

Kolye gümüştü. Çok büyük bir kolye ucu değildi. Bir çöp adam tek eliyle zincire tutunmuştu. Diğer eli ise kalbimi gösteriyordu.

"Beğendin mi?"

YALNIZ RUHLAR [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin