🔷 47🔸

245 14 274
                                    

Multimedia: Taylor Swift & The Civil Wars - Safe and Sound

🔷🔸🔹🔶

İki ay sonra

Şubat ayında, düğünümden bir gün önce elime bir mektup geçmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şubat ayında, düğünümden bir gün önce elime bir mektup geçmişti. Volkan amca beni karşısına almıştı ve ailemin bana yazdığı, onların cümlelerinin yazılı olduğu, satırlarında renkli fakat solmuş çiçeklerin olduğu kağıdı bana vermişti.

Peki ben niye korkuyordum bu mektuptan? Belki de okuduktan sonra zor toparlanırım diye korkuyordum. İçimdeki özlemin gözyaşlarının tuzlu tadı yaralarımı yakarken onların odasında, onların yataklarında bağdaş kurmuş oturuyordum. Gözlerim onların cansız mankenlerine değince sordum. "Neden yanımda değilsiniz?"

Birkaç saniye bekledim fakat cevap alamadım. Üzerlerindeki kanlara kayınca gözlerim, beynim bana onların öldüklerini bir kez daha fısıldadı. Onlar şu an burada yanımda nefes almıyorlar diye ölmüş mü sayılıyorlardı? Fakat onlar benim kalbimde hep yaşıyorlardı ve ben onlarla hep konuşuyordum.

Yaşamak sadece nefes almaktan, ölmek ise sadece nefes vermekten ibaret değildi.

Mankenlerin gözleriyle göz göze baktım. Donuk ve hareketsiz bakışlar dünyamda oluşturduğu depremden habersizdi.

Gözlerimi yumdum ve sessizliğe kulak verdim. Sessizliği fırsat bilen hatıralar zihnimin duvarlarında gösterime girince onların neşeli sesleri kulaklarıma üşüştü. Yüzümde bir gülümsemenin doğuşu resmedilirken güneş bu odaya sıcaklığını fırça darbeleriyle vurmuştu.

Yeşil çimenlerde çıplak ayaklarla koşuyordum. Sıcacıktı hava. Güneş yine çok cömertti. Gökyüzü masmaviydi. Mutlulukla şarkılar söylüyor, dans ediyordum. Üzerimdeki ince elbise kıvrak hareketlerime ahenk sağlıyordu. Ayaklarım ılık suya çarparken hayal dünyam yine ısınmıştı. Ağaçlar yemyeşildi.

Az sonra gelen ani bir soğuk beni titretirken dans etmeyi bıraktım. Ayağıma çarpan su cimrileşip soğurken bakışlarım gökyüzüne çevrildi. Kara bulutlar üzerime sağanak halde yağmur yağdırırken ağaçların dalları kimsesiz kalmıştı. Kuru dallar beni korkuturken kollarımı kendime sarmış ve koşarak uzaklaşmaya çalışırken gözlerimi açmıştım. Elimdeki kağıdı okumaya başlamıştım.

Canımız, kızımız, prensesimiz.

Korktuğumuz şey başımıza geldi. Annenle, ben böylesine değerli ve özel bir günde yanında olamamaktan çok korkardık. Bu hayat denen şey öyle garip ki. İnsanlara korkularının yersiz olmadığını ve aslında her korkunun bir gün gerçekleşeceğini o korkunun gerçekleştiği an öğretiyor. Ama biz biliyoruz ki sen bize kalbinde kocaman bir yer ayırdın. Aslında yarın biz senin yanında olacağız. Evet aynı yerde nefes alıp vermesek de aynı kalpte her bir arada yaşayacağız.

Senin o güzel ve eşsiz gözlerini öylesine özledik ki. Yüzüne bakmayı, gülüşünü görmeyi, saçlarını okşamayı. Seni çok özledik kızım. Biz de istemezdik uzak diyarlara gitmeyi fakat kader diye bir şey var. Allah önceden yazmış bize de yaşamayı uygun görmüş.

YALNIZ RUHLAR [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin