Multimedia: (Palace - Running Wild) Klipte oynayan kadın Miray Altay
🔷🔸🔹🔶
Yaşadığımız olaylı gecenin üzerinden iki gün geçmişti. Aslında bu küçük, aşağılıkça planlanan oyun Savaş'la beni daha çok birbirimize yaklaştırmıştı. Yani onların açısından Savaş'ın ekmeğine yağ sürmüşlerdi. Bu plan Irmak ve Görkem'in zehirli beyinlerinden çıkmıştı. Nasıl planı onların yaptıklarından bu kadar eminsin diye sorarsanız, verebileceğim tek cevap hissediyorum olur.
Ha bir de şu var; o çocuk ilk Irmak ile takılmıştı sonra Görkem ve Irmak fısır fısır bir şeyler konuşmuşlardı. Böyle küçük ipuçlarıyla aslında mantıklı bir tahmin yürütmek gayette benim hakkımdı.
Görkem iki gündür gözükmüyordu, artık ne hikmetse? Ama bugün gelecekti işe ve ben ona hatta onlara bu olanları soracaktım.
Savaş artık geceleri kendi evinde kalıyordu. Bunu niye söyledim? Bilmiyorum ya, ben sadece ona çok alıştığımı, yatağın boş ve soğuk tarafından anlıyordum. Bu pazartesi Savaş babasıyla beraber şirkette çalışmaya başlamıştı. Artık çalışan bir adamdı. O gece bana söylediği sözler sürekli, kulaklarıma yine yeniden onun sesiyle fısıldanıyordu.
Havalar artık iyiden iyiye soğumuştu. Ve ben üşümekten nefret ediyordum. Soğuğu sevmezdim ki ben, çünkü soğuk insanı duygusuzlaştırırdı.
Otobüsün camından dışarı bakıp elleri cebinde yağan yağmurdan dolayı koşar adımlarla yürüyen insanları seyrediyordum.
Savaş bugün beni işe bırakmamıştı. Sabahları ise artık ilk beni işe bırakıp sonra kendi işine gidecekti.
Yağmurdan niye kaçıyorlardı ki? Halbuki yağmur onların umutsuz dünyalarını yeşillendiriyordu.
Büroya geldiğimde hemen kendi çalışma odama yöneldim. Odanın kapısını bir çırpıda, sakin olmaya çalışarak açtım.
"Günaydın Miray." diyen Irmak'a cevap vermeden çantamı masaya bıraktım. Görkem ve Irmak'ın karşısına dikildim. Beni şaşkın şaşkın izliyorlardı. Ellerimi belime koydum.
"Irmak iki gündür seni arıyorum. Niye açmıyorsun telefonunu? Sen Görkem sende iki gündür yoksun niye?" İkisi bakıştı sonra tekrar bana döndüler. Irmak ağzını açtı tam konuşacakken ben önce davrandım.
"Biliyorum ben niye ikinizden de haber yoktu."
Görkem tek kaşını kaldırarak "Neymiş?" diye sordu.
"Çünkü o gece hazırladığınız plan kötü sonuçlanmadı, bizi yani Savaş'la beni birbirimize düşüremediniz." Sözlerimi Irmak'ın gülüşleri kesti.
"Irmak kes gülmeyi!" Bu ani çıkışımla Irmak gözlerini büyüttü. "Sen iyi misin Miray? Yoksa kafan dumanlı filan mı?"
Onu küçümseyen bir bakış atarak konuştum. "Hayır gayet iyiyim hatta o kadar iyiyim ki sizin aptal oyununuzu fark edecek kadar aklım başımda."
Irmak Görkem'e baktı ama o kulakları kızarmış ve sinirli bir tavırla, kafasını aşağı eğmiş, parmaklarını masaya vurarak ritim tutturuyordu. Irmak yine bana döndü. Bende karşısına oturdum. Ellerimi kenetleyip öne doğru eğildim.
Irmak burnunu kaşıyarak "Bizim dediğin o plan şeylerinden haberimiz yok." dedi. Kahretsin ya! Yalan söylediği bariz ortadaydı.
"Of Irmak yalan söyleme de bu planı neden kurdunuz? Sen onu söyle." Gözlerinin içine baktım ve ısrarla sorumu yineledim.
"Neden?"
Irmak gözlerini gözlerimden kaçırdı. Kafasını yere eğip zemini inceledi. Bu beni sinirlendiriyordu ikisi de suçlu olduklarını haykırıyorlardı halbuki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZ RUHLAR [TAMAMLANDI]
Teen FictionGözleriyle bana ilham olan Dominic Sherwood... ∆∆∆∆∆∆∆∆ Ruelle - The Other Side ∆ 'Kitap Müziği' ∆∆∆∆∆∆∆∆ MASMAVİ BUZU ÇATLATAN KAHVERENGİ LEKE O hayata karşı tek başına mücadele etmeyi anne ve babasının vefatından sonra ö...