Sırtımda onun bakışlarının ağırlığını hissetmiştim. Arkada paramparça bir kalp bırakmıştım. Ama bende ondan farksız değildim ki. Bakışları sırtıma tonlarca yük yüklerken yürümeye devam ettim. Yolum uzadıkça belim bükülüyordu. Yere düşmekten ve onun bakışlarının yarattığı yükün altında kalmaktan korkuyordum.
Yağan yağmur onun kırgın bakışlarını yıkasa da tamamen tamizleyemiyordu. Kirden arındıramıyordu. Benim küskün kalbime ise yağmur damlaları dokunamıyordu bile. Orman bana sessizliği ve huzuru fısıldarken ilerlemeye devam ettim. Yolun sonu bir uçurum kenarına gelince orada durdum. Denizi izlemeye başladım. Belki mavi sulara atlarsam ona kavuşurdum. Ama ben yine de burada oturup onu bekleyecektim. Ve biz el ele verip mavi sulara beraber atlayacaktık.
Duman kapının kilidini açıp kapıyı ardına kadar itti. Elini içeriye doğru gir dercesine uzattı. Onu dinleyip eve girdim. O da eve girip kapıyı kapattı. Bana şefkatle bakıp sordu. "Ne yemek yapayım sana? Ne istiyor canın?"
Gözlerimde taşıdığım üzüntü yakamı bırakmazken "Yemek yemek istemiyorum." dedim. Ama o ısrar eder ve bana mutlaka yemek yedirirdi.
Gözlerine heyecan parıltıları düşerken "Sana küçük yeşil ağaçları kızartsam?" diye sordu. İstemsizce gülümsedim. "Küçükken hep zorla haşlanmış brokoli yedirirlerdi maalesef." dedim.
Ela gözlerindeki parıltılar dudaklarına düştü ve o da gülümsedi. "Ama sonra Defne teyze ve annem bize onun kızartmasını yaptılar. Bir de yanında sarımsaklı yoğurt. Oh mis!"
"Dolapta brokoli var Duman. Ve bende duş alsam iyi gelecek."
Göz yumdu anlayışla. "Hadi bakalım herkes üstüne düşeni yapsın." Birbirimize gülümsedikten sonra o mutfağa bende odama girdim. Gardrobumdan temiz kıyafetler aldıktan sonra banyoya gittim. Üzerimdeki kirlileri çıkarıp herhangi bir köşeye fırlattım. Hırsımı şu an onlardan çıkarmak en iyi seçenekti.
İç çamaşırlarımı da çıkarıp kendimi duşakabine attım. Sıcak suyu açıp öylece durmaya başladım altında. Su bedenime dökülmeye başlarken, gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Sıcak su omzumdan aşağı damla damla süzülürken gözyaşlarım da onlara can yoldaşı oldu. Ellerimi iki yanımdan havaya kaldırıp gözümün önüne getirdim.
Canım acıyordu.
Gözyaşlarım boncuk boncuk akarken ellerimi boynuma koydum ve gözlerimi yumdum. Geçecekti biliyordum ama geçene kadar üzülmeye devam edecektim.
Yarım saat banyoda kaldıktan sonra giyinip odama girdim. Parfümümü sıktıktan sonra Duman'ın yanına gittim. Mutfak masasında oturmuş beni bekliyordu. Sandalyeyi kendime doğru biraz çekip rahat oturmak için alan açtım. Gözlerim gözlerini bulunca enfes kokan yemeği işaret etti. Onu dinleyip elime bir brokoli alıp yoğurda batırdım ve yedim. Birkaç tane daha yedikten sonra ona sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZ RUHLAR [TAMAMLANDI]
Ficção AdolescenteGözleriyle bana ilham olan Dominic Sherwood... ∆∆∆∆∆∆∆∆ Ruelle - The Other Side ∆ 'Kitap Müziği' ∆∆∆∆∆∆∆∆ MASMAVİ BUZU ÇATLATAN KAHVERENGİ LEKE O hayata karşı tek başına mücadele etmeyi anne ve babasının vefatından sonra ö...