Element Ustası

870 60 4
                                    


"Hayır"

Verdiği cevabın şokunu atlatamayarak,

"Ne demek hayır"dedim pörtlemiş gözlerimle,

"Şu demek bücür, sana yardım edemem. "dedi sanki az önce bir ucube olduğumu açıklamamış gibi sakin bir tavırla, Her şey o kadar kolay mıydı yani 'Merhaba! sende tuhaf bir şeyler var! Sen bir ucubesin! Şimdi duygu ve düşüncelerinin içinde boğularak öl!'

"Yani bana anlatmayacak mısın?! "

"Bence yeterli bilgiye sahipsin. "dedi benimle ve bu durumla uğraşmaktan sıkılmış gibi,

İlerlediğimiz koridorda sarışın birine çarptım. Bu kişi ; yeni gelen öğrencilerden adının Will olduğunu hayal meyal hatırladığım çocuktu. Beraber kimya dersi alıyorduk. Bana tuhaf bir biçimde gülümsedi.

"Sarah! Dikkatli ol bakalım."dedi neşeyle ben zarif hatlarını incelerken, çok hafif yamuk bir burnu, çıkık elmacık kemikleri ve mavi gözleriyle, yamuk burnuna rağmen oldukça etkileyici ve egzotik bir görüntüsü vardı.

Kendimi ona bakarken sıcak tavadaki  bir tereyağı gibi hissediyordum. Kimya dersinde üstüme neredeyse asit dökmeme neden olan çocuk ; Will!

"Affedersin. "dedim bu içimde bir çeşit deja vu hissi yaratmıştı. Jake içinde galiba, çünkü gülüyordu. Öyle kibar falan da değil, bayağı ayı gibi!

"Önemli değil, adın Sarah öyle değil mi? Umarım yanlış hatırlamıyorumdur. "dedim

"Bu seni ilgilendirmez"diye araya girdi Jake sinirle

Onu umursamayarak, "Evet adım Sarah dedim ve elimi uzattım.

Elimi sıkmak yerine dolgun dudaklarıyla elimin üstüne küçük bir buse kondurdu. Işık hızıyla elimi geri çektim. Yavaş gel Will

"Tanıştığımıza memnun oldum Sarah.Umarım tekrar karşılaşırız."

"Fazla umutlanma derim küçük Willie Wonka"

"Görüşmek üzere Sarah."

" Görüşmemek üzere Willie!" dedi Jake,

Will hızla yanımızdan uzaklaşırken Jake gitmesinden zevk alır gibi sırıttı.

Sinirle, "Neden yaptın bunu?! " dedim

"Sevgilini kovduğum için üzgünüm bücür ama şu anda seninle çok önemli bir işimiz var. "

"Ne işi-"elimi tutarak hızla beni hizmetli odasına soktu. İçerisi zifiri karanlıktı ve bir taraflarım burada bir şeylerimi kaybedeceğimi gösteriyordu. Örneğin; bekaretim.

"J-jake burada ne arıyoruz? "

"Korkma bücür, Yeteneklerini öğrenmek istediğini söyledin. "dedi sesinde bir şeye odaklanırmışçasına bir tını vardı.

"Evet"dedim korkumu saklamaya çalışarak, lütfen o yetenek azgın kartların olduğu yetenekler olmasın.

"Bende sana öğretiyorum işte"dedi ve avcunun içinde küçük bir ateş topu belirdi.

"Senin yeteneğin bu mu?"diye sordum. Altıma yapmıştım, heyecandan.

"Hayır, cehennemde herkes ateşi kontrol edebiliyor ama sende bundan daha fazlası var, bunu görebiliyorum."

"Senin yeteneğin Auraları okumak, öyle değil mi?"

"Evet ama, senin yeteneğin nedir onu çözemiyorum. Baban sadece bir insan mı?"

"Tabiki babam insan! "dedim ama düşünceler beynimde çığ etkisi yaratıyordu.

"Peki ya annen? o da bir insan mıydı Sarah?"

                             ****

Jake'in anlattıkları aklımın içinde bir duygu patlamasına neden oldu. Gözyaşlarım gözlerimi yakıyordu. Tutamadığım yaşlar gözlerimden firar etti.

Annem...

Hayatım boyunca hiç tanımadığım kadın. Babam ondan hiç bahsetmezdi bende bu konuda onun üzerine gitmezdim. Ama şimdi onun kim olduğunu öğrenmek için bir şansım vardı.

Aşağı kata buğulu gözlerimle indim. Babam bugün izin yapıp evde kalmıştı ve elindeki gazeteyi tembelce karıştırıyordu.

Gidip yanında ki tekli koltuğa oturdum , titreyen dudaklarıma engel olmak için biraz dişledim.

Bir süre sonra o kelimeler döküldü dudaklarımdan "Bana ne zaman anlatacaktın?  dikkatini gazetesinden kaldırmış bana bakıyordu şefkatli açık su yeşili gözleri,

"Neyi anlatacaktım hayatım?"diye sordu kalın ses tonunun izin verdiği yumuşaklıkla

"Bana annemin bir iblis olduğunu ne zaman söylecektin?! "dedim bana bunların tamamen yalan olduğunu ve Jake'in sadece kafayı yemiş biri olduğunu anlatmasını umdum ama bütün bunlar gerçekti.

Ve ben artık bütün hepsinin farkındayım.

"Sana yeterince büyüdüğünde söyleyecektim ama bütün bunların farkına vardığında kaldıramayacağından korktum. "dedi ve gözlerinde derin bir özlem vardı.

"P-peki ya a-annem? "dedim titreyerek "Ona ne oldu, gerçekten beni doğurken öldü mü?yoksa bu da mı bir yalan? "

"Sarah annen....."dedi sanki söylememeye yemin etmiş gibi

"Annen hala hayatta! "

Bu üç kelime şok yaşamama neden olmuştu.

Ruhsuz Centilmen #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin