Geri Dönüş

218 21 0
                                    

Gözlerimi açtığımda nefes nefese kalarak uyandım.
Kan görmeyi bekleyerek üstüme baktım ancak üzerimdeki bembeyaz gecelik bunun aksini gösteriyordu.

Dün gece olanları hatırlamaya çalıştım ama bir şeyler hatırlamamamı engelliyordu.

Aklımı biraz daha zorlayarak düşündüm.

Sonra küçük düşünceler aklıma gelince ağzımdan kaçan çığlığa engel olamadım.
İçeriye hızla ufak tefek bir kız girdi, bir zebaniydi ve gözleri her ibliste olan kıpkırmızı bir renkti.

"Neler oluyor"diye sordu bana alıştığım bir öfke ile bakarak.

"Blake nerede"diye sordum bende öfkeyle,

Bana ölümcül bir şekilde sırıttı"O da senin uyanmanı bekliyordu"sakinliğimi koruyarak yataktan kalktım .
Ve kapının yolunu tuttum"Bekle,böyle pasaklı halinle hiç bir yer gidemezsin "dedi kolumu sıkı bir şekilde tuttarak.

İçimdeki ateşin biraz daha harlandığını hisettim ve dışarı saldım kolumu koparırcasına sıkı tuttan elleri anında geri çekildi.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen"dedi boğazıma bir cehennem hançeri yaslayarak dün geceden kesitler aklıma geldi.

Kendimi kontrol edemeyerek kolumu kaldırdım ve soluduğu tüm havayı ciğerlerinden söküp aldım.
Elindeki hançer yere düştü nefes almak için direnirken kendini yere bıraktı ve kıvranmaya başladı.

Ağzından ancak çıkan tek sözcük

"Lütfen"oldu yalvarırcasına bana baktı.Artık kimseye acımayacaktım Jake'i öldürürken Blake ona acımışmıydı .

"Beni hemen Blake'e götür"dedim benden çıktığına inanamadığım acımasız bir ses tonu ile,

"T-tamam"diyebildi kolumu indererek bütün havayı ciğerlerine geri boşalttım derin nefesler alarak.

"Ama önce lütfen üstüne düzgün bir şeyler giy "dedi
Üstüme baktım ve çağlar öncesinden kalma fırfırlı geceliği çıkarmanın iyi olacağını düşündüm.

Yatağın kenarında tamda benim bedenime göre siyah kıyafetler gördüm .
Giyinmek için gittim ve banyo olduğunu varsaydığım odaya girdim,

Berbat geceliği çıkardım aynanın karşısında bembeyaz tenime baktım.

Sonra gözlerim Jake'in beni koruması için verdiği kolye ucuna takıldı,

Gözlerimden akan yaşlara daha fazla engel olamayarak hepsini saldım .
Cehennem sembollü kolyeyi okşadım.

Jake'den bana kalan tek şey bu muydu yani, o ölemezdi hayatım boyunca yanımda kalacağını söylemişti ama o ölmüştü kendimi banyonun serin fayanslarına bıraktım.
Ağlamaya devam ettim ve hatırladım bana verdiği her küçük öpücüğü hisettim .

Kızaran gözlerimi elimin tersiyle sildim ve benim için bırakılan kıyafetleri giydim .
Banyodan dışarı çıktığımda neredeyse öldürecek olduğum kız kapıda beni bekliyordu.

Hiç söze girmeden geniş koridorlara çıktı.
Peşinden onu takip ettim,birkaç hızlı adımdan sonra büyük ve görkemli bir kapıya yaklaştık .

Yoksa

En son bu yere geldiğimde idam edilmek üzereydim.
Kız kapıyı çalmadan içeri girdi .Blake Lucifer'ın tahtında oturuyordu.

"Demek gelebildin aşkım"dedi iğrenç bir şekilde sırıtarak

"Bana bir daha sakın öyle deme "diye tısladım

"Öyleyse sana bücür demem senin için sorun olmaz"

"Bir daha kendini onunla kıyasla...."

"Ne yaparsın "dedi gözlerinde eğlenen bir bir ifade ile"Yoksa beni öldürürmüsün bücür çünkü ben dün gece sevgiline aynen öyle......"hızla ona koştum ve odada kızın düşürdüğü hançeri gırtlağına dayadım .
Yutkundu ve boğazında küçük bir kesik açıldı

"Yapsana "dedi

"Bu kadar kolay değil "dedim gözlerim yandı aklımda Jake'in yerde cansız yatan bedeni geldi .

"Biliyordum,yapamazsın çünkü sende o aptal sevgilin kadar zayıfsın"

"Yeter"diye bağırdım elimdeki hançerin kabzasını öyle bir kavramıştım ki eklemlerim bembeyaz kesilmişti .

"Yoksa aklına yerde yatan cansız bedenimi geldi biliyor....."laflarına devam edemedi çünkü elimde sıkı sıkıya kavradığım hançer kalbine inmişti çoktan ,yaptığım şeye inanamayarak geri çekildim ve sıkı sıkıya tuttuğum hançer parmaklarımın arasından kayıp yere düştü .
Ellerim kanlar içerisinde kalmıştı gözlerimden yaşlar akıyordu .
Aman tanrım inanamıyorum ben,ben

Çalışmıştım .

Arkamda kapıdan bir alkış sesi yükseldi baktığımda ise alkışlayan kişinin Lucifer'dan başkası olmadığını gördüm.
Sonunda zalim ses tonu odayı doldurarak konuştu

"Bravo,bravo "kan kırmızısı gözlerini bana çevirerek devam etti "biliyormusun küçüğüm senin hiçbir zaman günah İşleyemeyeceğini düşündüğümden idam ettirmek istemiştim ama şimdi bir bakıyorum benden daha günahkar çıktın."

Konuşmak için ağzımı açmadım.

"Merak etme tatlı şeytanım,muhtemelen yakında vicdan azabı diye bir şey kalmayacak içinde"dedi sonra benim gerçekten kötü olduğumu ederek kapıda dikilen kölesini çağırdı "Sarah'yı odasına götür Jason"diye emretti köle hafifçe topallayarak bana yaklaştı ve beni kolumdan nazikçe tutarak çıkardı şok olmuş bir şekilde ilerliyordum ben birini öldürmüştüm .
İlk günahımı işlemiştim,artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı çünkü artık tamamen yalnızdım
Jake yoktu ve beni kurtaracak kimse yoktu.

Birden hayatımın ne kadarda önemsiz olduğunu düşündüm .

Jason sonunda yürümeyi bıraktı ve önümüzde duran koyu kırmızı kapıyı açtı .
Göz teması kurmadan konuştum.

"Şey yardım ettiğin için sağol Jason "dedim sonra kafamı kaldırarak yüzüne baktım.
Gözleri şimdiye kadar gördüğüm en güzel kahverengiydi,adını söylemem onu şaşırtmış olacakki önce biraz afalladı ama sonra kısık bir ses tonu ile

"Bir şey değil"dedi ve hiçbir şey demeden uzaklaştı kapımı kapattım hala şoktaydım çünkü bir can almıştım .

Hızlı adımlarla banyoya yöneldim ve sıcak bir duş aldım .
Çıktığımda scaktan buğulanan aynayı tek elimle sildim.

Mavi gözlerimde değişik bir şey fark ederek aynaya iyice yaklaştım.
Gözlerimde kırmızının en koyu tonu olan benekler gördüm .

Ah olamaz, ben ne yapmıştım böyle.

Ruhsuz Centilmen #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin