Şafak Güneşi

292 31 0
                                    

Multimedia=Sarah&Caleb

Yattığım yatakta bir çökme oldu.Hemen arkamı yatan kişinin yüzünü görebilmek için döndüm.Ama zaten baharat kokusundan onun kim olduğunu biliyordum.Jake'in yeşil gözleri karanlık odada fener misali parlıyordu.Ay ışığı güzel yüzüne daha da kusursuz ve gerçekdışı bir güzellik katıyordu.

"Ölecek miyim?"dedim göz yaşlarıma engel olamayarak,elini uzatarak yanağımdan düşmekte olan yaşı yakaladı.Bana biraz daha yaklaşarak,

"Hayır,ölmeyeceksin Sarah ben seni kurtaracağım gerekirse sen ve anneni buradan çıkartacağım"

"Peki ya sen"

"Ben gelemem Sarah"aramızda bir süre sessizlik oldu.Sessizliği bozmak amaçlı,

"Öpüştüğümüz gün neler hissettin"diye sordum,zaten ölecektim,bundan kaçış yoktu.En azından benden nefret edip etmediğini öğrenmek istiyordum.

"Senin,dünyada gördüğüm ve aşık olduğum en güzel kız olduğunu düşündüm."

"Öyleyse neden gittin"dedim gözleri zifiri karanlığa rağmen parlaklığını kaybetmemişti."Benden iğrendiğini,hatta nefret ettiğini düşünd....."sıcak ve tatlı öpücüğü sözlerimi böldü.Özlem dolu bir öpücüktü ve açtı.Karşılık verdim.Zaten ölecektim ve Jake'in cehennemde ne kadar söz hakkı olsada beni kurtaramayacağını biliyordum.Dudaklarımız ayrıldığında konuştu.

"Senden asla nefret edemem Sarah,sen benim başıma gelen en güzel şeysin"

"Ama seninle fazla kalamayacağım.Bunu biliyorsun değil mi?"gözlerim ıslanmıştı.Jake'i bir daha asla göremeyecek olmak,Seth'in her sabah yaptığı saçma şakalar ve Caleb'in bana inatla sürekli 'Tatlım'demesi,en önemliside annemin mavi gözlerinde benim yanan bedenimi izlerken ki yüzünün aldığı hüzün,babam herşeyden habersiz bir şekilde beni evde bekliyor olacak,ama ben yanına hiç gidemeyecek,ona sıkı sıkı bir kere daha sarılamayacaktım.Jake uzanarak bana küçük bir öpücük daha verdi.

"Böyle düşünme,sen hayatta ki yaşayamadığın günleri yaşayacaksın sana hiçbir şey olmayacak,söz veriyorum."dedi ve dışarıdan bir çan sesi yükseldi.İdam saati gelmişti.Kapım çalındı.Caleb içeri girdi.Jake dışarı çıkarak bizi yalnız bıraktı.

Caleb'e doğru koştum.Kendimi güçlü kollarına bıraktım.Taze ve ferahlatıcı kokusunu içime çektim.

"Ben iyi olacağım Caleb ben yokken hayatına devam et,Seth'de öyle,ona söyle,sakın bütün hayatını beni bulmak için geçirmesin benim tek isteğim sizin mutlu olmanız"

"Seni asla bırakmayacağımı biliyorsun değil mi?böyle bir şeyi benden nasıl istersin,sen orada idam edilirken öylece izlememi mi istiyorsun benden?böyle bir şey asla olmayacak"

Kapımın dışından birisi bağırdı

"Kurban hemen dışarı çık"dedi.Caleb'e baktım.Hızla kapıya yaklaştı ve dışarı çıktı .Kapının dışında duran,beni götürmek için görevlendirilen iblise sağlam bir yumruk çaktı.Ve yerde yatan bedenini tekmeler savurdu.Daha fazlasını yapmadan ona yaklaştım ve kollarımı beline doladım.Hemen karşılık vererek bana sarıldı.Başımı öptü ve "Herşey geçecek tatlım"dedi.İblis toparlanmış olacak ki beni sert bir şekilde kolumdan tutarak dışarı sürükledi.Kaldığımız yerin dış kapısına yaklaşınca içimi bir korku kapladı.Benim gibi bir iblis ölünce cehenneme gidemez veya cennete, o halde ben nereye gidecektim?

İçimdeki korku beni yakmak için bile olsa büyük çabaya girmiş olan iblislere yaklaşınca daha çok arttı.Lucifer büyük tâhta benzer bir yerde oturuyordu.Kırmızı gözleri iğrenircesine bana baktı.Bir zebani bana yaklaşarak,beni yanrarken kaçmayayım diye hazırlanan kazığa götürdü.Kollarımı sert bir şekilde tutarak kazığın arkasında birleştirip.Kaba bir şekilde bağladı.

İlerlerde tanıdık bir yüz aradım.Annemin güzel yüzünden yaşlar akıyordu.Kolları zincirliydi.Daha fazla bakamadan kafamı çevirdim.Caleb ve Jake ortalıklarda yoktu,çünkü sevdiğin birinin canlı canlı yandığını görmek hiçte güzel değildi.

Zebani kazıktan aşağı atlayarak acımasız gözlerini bana çevirdi.

"Diğer tarafta çok eğleneceksin güzelim"dedi ve birden ayaklarımın altında ki çalılar ve odunlar tutuştu.Ateş hızla yayılıyordu,bütün vücudumda sıcaklığı hissedebiliyordum.

Etrafa tekrardan göz attım.Caleb kazığa çok yakın bir yerde beni kurtarmak için çabalıyordu.Sırtındaki kanlı baltayı eline aldığında kafamı çevirdim.Jake onu tutmaya çalışan bir iblisin boynunu kırıyordu.Zümrüt yeşili gözleri hüzünle bana baktı.Bir dakika sonra gözleri şok içerisinde büyüdü.Aslında herkesin ki öyleydi.

Şimdiye kadar yanıp kül halini almam gerekirken ben hala sapasağlamdım.Çünkü ayaklarımın altında yanan ateş sanki ilahi bir bıçak tarafından kesilmiş gibi ortadan ikiye ayrılmıştı.Herkes şok içinde bana bakıyordu.Bazıları'Bunu o yaptı'yada 'Biri ona yardım ediyor'gibisine şeyler söylüyordu.

"Neler oluyor"diye bağırdı Lucifer hiddetle"Şimdiye kadar kül olması gerekiyordu.Eğer aranızdan ona yardım eden biri varsa bugün burada yanacak ikinci kişinin kendisi olduğunu bilsin"kızgın bir şekilde gözleri Jake'e döndü"Sen,bunu sen mi yaptın oğlum,eğer öyleyse seni bu sefer bağışlam...."

"O yapmadı"dedi ahenkli bir erkek sesi"Ben yaptım"

"Sende kimsin ve ne cürretle bir idam...."dedi Lucifer ama sözleri yarıda kesildi.Ağzından çıkan tek şey şu oldu.

"Gabriel"



Ruhsuz Centilmen #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin