****

298 36 0
                                    

Multimedia=Jake

Sonraki dersleri bihaber bir şekilde dinledim.Sonunda öğle molası geldiğinde yemekhanede Seth ve Ann'in yanına oturdum.Seth yemeğimi yerken göz temasını hiç kesmedi gözleri arzuyla yanıyordu ve ben bile arkadaşımın bu bakışından utanarak bakışlarımı kaçırdım.

Yemeğimi yememiştim çünkü Seth'in bu hale gelmesi benim suçumdu ve bu yüzden her lokma boğazımda bir yumru halinde kalınca pes ederek su içerek devam etmeye karar verdim.

Jake bugün okula gelmemişti ya da en azından yemekhaneye gelmemişti gerçi en son görüştüğümüzden Beri onu görmemiştim belkide verandada ki olayların yanlış olduğunu düşünerek şehri terk etmişti,ben bu düşüncelerle akıl sağlığımı katlederken,

"Öyle değil mi Sarah"dedi Seth neyden bahsettiği bilmediğim için

"Evet"dedim

"Az önce pandaların uçtuğundan bahsediyordum ve sende bana katıldın,pekala neyin var"dedi inanılmaz ciddi bir bakış atarak "Sana neyin iyi geleceğini biliyorum"ve hızla masamızdan uzaklaşarak gitti.Sonra Jake'in her zaman ki masasına oturduğunu fark ettim bizim masaya bakıyordu.Gözleri benimkileri buldu.Sonra kolumun çimdiklendiğini hissederek Ann'a baktım.

Heyecanla"Herif sana dik dik bakıyor"dedi heyecanı gözlerine yansımış bir şekilde sabah Jake 'den nefret eden birine göre fazla heyecanlıydı.

"Hayır bakmıyor"dedim

"Bal gibi bakıyor işte"diye diretti

"Herhalde arkamdaki menüye bakıyordur"dedim arkamdaki menüyü gösterdim.Sonra Jake'e baktım konuşmamızı dinliyor olacak ki çarpık bir şekilde sırıtıyordu.

"Tabi canım tabi"dedi Ann alaycı alaycı

"Her neyse"dedim umursamıyormuş gibi davranarak ama içimdeki iblis taklalar atarak dans ediyordu.Sonra iki sıkı kolun omuzlarıma sarıldığını hissederek arkamı döndüm.Seth'in elinde çocukken sürekli yiyip durduğumuz jelibon paketini gördüm.Hızla elinden kaparak sabırsızca açarak solucan jelibonları tıkınmaya başladım.

Seth şaşkın şaşkın elini pakete uzattı.Eline hafifçe vurarak uzaklaştırdım.

"Paylaşmayacak mısın?"diye sordu

Küçük bir çocuk gibi"Hayır"dedim uzaklarda ki masalardan Jake'in gür ve erkeksi kahkahası kulaklarımı okşadı. Jake elindeki elmadan gözüme baka baka ısırdı ve yavaşça biçimli dudaklarına bulaşan elma suyunu yaladı. Suratım kıpkırmızı olmuştu.

Tanrım bana güç verirsen çok iyi olur

Ruhsuz Centilmen #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin