Meriç sinirle yanıma geldi.
" ne oluyor bu ne saçmalık."
Sinirliydi hemde çok sinirliydi. Gözyaşlarımı sildim. O sırada kızlarda yanıma gelmişti.
" size her şeyi anlatacağım ama dönünce"
Dedim ve cevap vermelerini beklemeden koşarak Araf'ın peşinden gittim.Havalı ve umursamaz bir şekilde yürüyordu. Sanki biraz önce bütün okula bağırıp çağıran kendisi değildi.
" ne oldu şimdi? " vereceği cevaptan korkuyordum ama yine de sordum.
Yürümeye devam etti sanki hiçbir şey söylememişim gibi davranıyordu. Kolunu tutup onu durdurdum.
" ne oldu biraz önce bağırıp çağıran bay mükemmele şimdi cevap bile veremiyor."
Gülümsedi - gerçekten de o gülümseyince dünya daha güzel bir yer oluyordu.-
" hala mükemmel olduğumu düşünüyorsun." Sanki biraz önce hiçbir şey yaşanmamış gibi davranıyordu. Onun bu huyundan nefret ediyordum. O istediğinde konuşabiliriz, onu her zaman dinlemeliyiz ama o istediğinde bizi dinler ve bildiğini okur. İşte Araf KANDEMİR.Yanımdan öylece uzaklaşıp gitti. Hiçbir şey söylemedim zaten söylemenin de bir anlamı yoktu.
Akşam kızlara olan biten her şeyi anlattım. Zeliş beni dinlemeden odadan çıktı hiçbir şey söylemedim zaten konu Araf olunca zelişle konuşamıyorduk. Sıla'nın söylediklerini dinliyormuş gibi yapıp uyumayı tercih ettim. Zorda olsa uykunun kollarına bıraktım kendimi.
Sabah okula gittiğimizde herkes bana bakıyor ama kimse tek kelime konuşmuyordu. Kantinde tek başıma otururken Meriç geldi sandalyeyi hızla çekip ters oturdu. Hala öfkeliydi.
"Söyle bakalım neler oluyor." Sesi çok sertti.
" iyi misin sen?" Dedim gerçekten iyi görünmüyordu.
"Bu mu? Bana yapacağın açıklama bu mu yani ya hırt herifin teki herkesin ortasında sana benimdir diyor ve senin söyleyeceğin şey bu mu iyi misin?"Bağırmaya başlamıştı böyle oluşu beni ürkütüyordu. Bende ne olduğunu bilmiyordum ki ona anlatayım.
" biraz sakin olur musun? Sesimin sakin olmasına dikkat etmiştim.
Ayağı kalktı.
" sakin mi ( duraksadı sinirle ellerini saçlarında geçirip hiç düşünmeden) ben sana aşığım bunun farkında değil misin? Ve sana sahip olduğunu iddia eden biri var ben nasıl sakin olabilirim söyler misin?"
Şimdi herkes bize bakıyordu.
Şok olmuştum bana aşık olduğunu söylemişti Meriç bana aşıktı. Ona hiç o gözle bakmamıştım. Sıla gibi Zeliş gibiydi benim için.
" ben hiç böyle düşünmemiştim ben seni hep arkada..."
Yanıma yaklaştı hayal kırıklığı ile dolmuş gözlerini gözlerime dikti.
" Sus ne olur canımı daha fazla yakma sus lütfen"
Fısıldamıştı. Gözünden bir damla yaş döküldü. Benim de gözlerim dolmuştu.
" özür dilerim çok özür dilerim"
Yanımdan hızla uzaklaştı peşinden koşmaya başladım.
"Meriç" bağırıyordum ama beni duymuyordu duymak istemiyordu. Ona yetişemedim öylece okuldan çıkıp gitti.
Derin bir şekilde nefes alırken birisi kolumu tuttu. Siyah dar pantolon üzerine giydiği bol bordo kazağı, kalın botları,deri ceketi ve tüm karizmasıyla yine karşımda duruyordu.
" gel bakalım " dedi ve beni peşinden sürüklemeye başladı Meriç iyi durumda değildi onun yanında olmalıydım. Ama Araf'a hayır diyemiyordum.
Okulun resim atölyesine geldiğimizde şaşırmıştım hem okulda böyle bir atölye vardı ama ben bilmiyordum hem de Araf burayı biliyordu. Yaklaşık yirmi tuvalin olduğu büyük pencereleri sayesinde bütün güneş ışıklarını bir araya toplamış bir atölyeydi burası.
" ne işimiz var burda " gerçekten merak etmiştim.
" sana özel bir şey göstermek ve yapmak istiyorum " yapmak kelimesini farklı söylemişti. Yine utanmaya başlamıştım.
" ne göstereceksin" yapacağı şey beni ürkütüyordu sonuçta Arafdı bu her şeyi yapabilirdi hem de her şeyi.
" yapacağım şeyi merak etmiyorsun demek." Gülümseyerek konuşmuştu.
Tuvallere doğru gitti üzerinde örtü olan tuvalin üzerindeki örtüyü çekti.
Gözlerime inanamıştım. Bu çizdiğim güvercinin level atlamış haliydi. Muhteşem görünüyordu. Kanatları tamamen özgürlüğe açılmıştı. Her yerinde yeni renk tonları vardı. Bütün renkler ard arda ve bir bütün şeklinde ilerliyordu. Hayran kalmıştım. Dakikalarca resmî inceledim. Sonunda Araf önüme geçip
" hişt daha ne kadar o resme böyle bakacaksın adı üstünde resim."elini şaklatıyordu.
"Bunu kim düzenledi." Hala gözlerime inanamıyordum.
"Bay mükemmel" kendinden emin bir şekilde konuşmuştu.
"Nasıl sen resim çizebiliyor musun hem de böyle mükemmel bir şekilde"
Şaşkınlığımı gizleyememiştim.
" çok çizdiğim söylemez sadece çizilen bir resme daha farklı bakıyorum." Havalı bir şekilde konuşmuştu. Hala şaşkındım.bana yaklaşmaya başladı, ellerini kollarımda dolaştırdı.
" şimdi yapacağımız şu özel şeye gelelim." Hala kollarımı okşuyordu bakışları dudağıma kaymıştı bile." çok klasik ama merak ediyorum biz seninle neyiz."
Kollarım alev almışken böyle konuşabilmeme şaşırmıştım.
" neyim olmak istiyorsun."
Yine beni susturmuştu. Neyi olmak istiyordum, bunu bende bilmiyordum.
" Bak ben senin falan değilim hele senin piliçlerinden biri asla" kendimden emindim.
Gülmeye başladı. Tabiki sahte bir gülüştü geri çekildi.
" gerçekten ergen kızlar gibisin benden aldıklarından sıkılmaya başladım hem vaktimi alıyorsun hem de hevesimi."
Gerçekten sıkılmışa benziyordu. Resme doğru yürüdüm.
" Resim bende kalabilir mi?"
Konuyu değiştirmem hoşuna gitmemişti.
Üfleyerek " zaten senin olan bir şey için izin isteme."
" bana aitken bu kadar güzel değildi."
Gerçekten çok çok güzel olmuştu.
Gülümsedim tuvali elime aldım ona doğru yaklaştım iyice yakınlaştım.
" biz seninle sevgiliyiz " dedim ve yanağına yumuşacık bir öpücük kondurdum. Hemen ordan çıktım. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Onun yanında o özgüvensiz kız gidiyor yerine güçlü bir kız geliyordu. Söylediklerime ben bile inanamıştım.Bütün gece Meriç'i aradım ama telefonlarımı açmıyordu. Annem o sırada meyve getirip yanıma oturdu.
" hangi sulardasın." Gülümsüyordu
"Ne" dedim gerçektende anlamamıştım.
" Yine dalmışsın onu diyorum."
Gülümsedim anneme sadece Meriç'i anlattım. Araf gibi biriyle olduğumu bilseydi beni asla affetmezdi.
Gülümsedi ve
"Her şeye ilaç tek bir şey vardır oda zaman şimdi git ve uyu biraz." Yine beni rahatlatmıştı. Sesi her zaman huzur veriyordu.
" her zaman bana karşı bu kadar açıkça konuşman beni en mutlu eden şey."
Gülümseyerek yanağına bir öpücük kondurdum.
Birden duraksadı, afallamış gibi bir hali vardı. Sonra kendini toparladı saçlarımı okşadı.
" her zaman bizim içinde başkaları içinde kalbimizde affetme payı bırakalım olur mu? O pay olmazsa güveneceğimiz kimse de kalmaz hadi uykuya "
Yatağıma giderken annemin söylediklerini düşündüm. Şimdi niye böyle konuşmuştu anlamadım. Ama zorda olsa uyumalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUSKUN (TAMAMLANDI)
Teen FictionKötülüğün ortasında büyüyen bir insanı kötü olduğu için suçlayamazsınız. Gülmesine izin verilmeyen birini gülmediği için yadırgayamazsınız. Aşk uğruna ölmek midir yoksa yaşamak mıdır? AŞK EN ZORU HANGİSİYSE ONU SEÇMEKTİR. AŞK GEREKİRSE DOLU DOLU YA...