Köpeğin getirmesi için topu karşıya atıyordum, Hırçın koşarak topu bana getiriyor, ben tekrar atıyordum. Biraz böyle oyalandıktan sonra
Bahçede kulübenin önündeki banka oturdum, şimdi Araf'a arkam dönüktü. Hırçın da ayağımın yanına uzandı." biliyor musun? Seni ilk bulduğum zaman geliyor aklıma, ilk karşılaşmamız. Ne kadar da mutluydum içimde kocaman umut bulutları vardı. Şimdi o bulutlarda ki dolu dolu umutlarım içimden akıp gidiyor. Düşünüyorum acaba o yorgun, bitkin, kırgın olmadığım günlere dönmek ister miydim? ( derin bir nefes aldım) hayır istemezdim. Çünkü aynı hataları yeniden yapardım, kendime yine engel olamazdım. Yine güvenir, yine inanır. Yine yerle bir olurdum."
Anlattığım her şey içime Oya gibi işlenmiş duygularımdı. Kendi işlediğim, işlenmesine izin verdiğim duygulardı.
" ilk kez aşık olduğumda 14 yaşındaydım. Yani aşık olduğumu zannediyordum. Sınıfımdaki bir çocuk bana gülmüştü. Evde üç gün boyunca ağlamıştım. Sanki çok ayıp bir şey yapmışım gibi utanıyordum, buda sürekli ağlamama sebep oluyordu. Sonra annem sınıfımı değiştirmişti. Yine de 1 ay boyunca sınıfımdan hiç çıkmamıştım. Keşke o zaman ki gibi cesaretsiz, korkak, utangaç kız olsaydım. Üç gün ağlayıp okul değiştirseydim."
Yine gözlerim doluyordu.
" hayatımda ilk kez birine sarıldım, onu öptüm. Onu çok çok çok sevdim. İstediği her şeyi sorgulamadan yaptım. Belki de aşk benim sandığım gibi sonuna kadar teslimiyet değildi. Oysa ben sonuna kadar teslim olmuştum."Gözlerimden yaşlar gelmeye başlamıştı.
" onun beni sevmediğini çok iyi biliyordum ama bana değer verdiğini zannediyordum. Kendimi hep böyle avuttum. Hayır diyordum o kalpsiz olamaz. Ama bir gün bile beni sev demedim. Ben onu her zaman severim demiştim, onun yaralarını iyileştirebilirim demiştim."
Hırçın hafifçe kımıldayınca, gözyaşlarımı sildim ve devam ettim. Çünkü arkama bakacak cesaretim yoktu.
" her şeyi öğrendiğim o gece içimdeki son limanımda, evimin son dayanağı da yıkıldı. Oysa ben ona söylemiştim, kalbimdeki evin ayakta durmasını sağlayan sadece sensin demiştim. Onu öptüğüm, sarıldığım o günleri hatırladıkça midem bulanıyor."Gözyaşlarımı artık durduramıyordum.
" ben ona ne yapmış olabilirim Hırçın, ben onu sadece sevdim, sadece karşılıksız sevdim. Belki de o sevilmek istemiyordur. Onun içinde barındırdığı tek duygu acımak, o kendine acıyor, bunun içinde herkesin ona acıdığını zannediyor."
Artık Araf'ın canını yakma zamanı gelmişti, onun içi de benim gibi acımalı, eğer bir kalbi varsa kırılmalıydı. O kulübeden çıkıp koluma yapışmasını, bana bağırmasını istiyordum.
" aslında onun kaderinde yalnızlık var. Çünkü o başta kendine ve etrafındaki herkese sadece zarar ve acı veriyor. Her şeyi sadece yıkmayı ve yok etmeyi biliyor. Onun içinde ömür boyu yalnız ve kendine acıyarak yaşayacak."Gözyaşlarımı sildim. İşte şimdi rahatlamalıydım, artık onun da canı yanmış olmalıydı. Peki niye rahat değildim niye söylediğim sözler benim canımı bu kadar yakıyordu.? Niye içimde bu kadar büyük bir pişmanlık vardı?
Hala onu düşünüyordum, şimdi bende onun gibi olmuştum. Sustum artık hiçbir şey söylemedim. Kulübeden çıkmadı. Biraz daha bekledim, ordan çıkmasını istiyordum ama o çıkmayacaktı.
Gözlerimi tamamen silip yavaşça yerimden kalktım. Belli etmeden cama baktım. Orda yoktu. Gerçekten başarmıştım canını yakmayı başarmıştım. Ama benim canım şimdi eskisinden daha çok yanıyordu. Şimdi ondan ne farkım vardı.
Gidip ona sarılmak, af dilemek istiyordum, ama yapamazdım. Kalbim bu kadar kırıkken onun kalbini toplayamazdım.
Tekrar yerime oturdum. Birkaç dakika sonra Gürkan yanıma geldi. Bana belli etmeden kulübeye baktı. Oda Araf'ı görmeyince şaşırdı ama kendini hemen topladı.
" veda vakti. Ama ne zaman istersen gelip görebilirsin ya da sana getiririm." Dedi.
Yavaşça ayağı kalktım.
" bakalım o beni görmek isteyecek mi? Gidelim mi?" Deyip arabaya doğru yürüdüm.
Burdan hemen gitmeliydim.
Yol boyunca tek kelime etmedik. Yurdun önüne gelince teşekkür edip hemen odama çıktım.
İçeri girer girmez kapıyı yaslanıp ağlamaya başladım. Bende onun gibi olmuştum. Acımamış ya da karşımdaki kişiyi düşünmemiştim. Hayır ben bunu yapmamalıydım. Asla onlar gibi olmamalıydım. Ama şimdi saçma bir öfkenin oyuncağı olmuştum. O okuldaki anlık oyunlara gelenler gibi irademe sahip çıkamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUSKUN (TAMAMLANDI)
Roman pour AdolescentsKötülüğün ortasında büyüyen bir insanı kötü olduğu için suçlayamazsınız. Gülmesine izin verilmeyen birini gülmediği için yadırgayamazsınız. Aşk uğruna ölmek midir yoksa yaşamak mıdır? AŞK EN ZORU HANGİSİYSE ONU SEÇMEKTİR. AŞK GEREKİRSE DOLU DOLU YA...