zwei

7.3K 631 102
                                    

Kısa bir bölüm oldu, ama diğer bölümler daha uzun olacak. 

Yıldız butonuna tıklayın, ayrıca yorum istiyorum lütfen. 

İyi okumalar!

Evime gelen, hatta karşı odama yerleşen çocuğa karşı çıkmamıştım. Her ne kadar bu fikir saçma da gelse, haklıydı.

Paraya ihtiyacım vardı, ve uzun süredir evime gelen giden olmamıştı. Onun fikrine göre evim her yönden ters bir tarafta kalıyordu ve bu gidişle zaten ev arkadaşı bulabilmem mümkün değildi. 

O odasına yerleşirken ben öylece salonda oturmayı tercih ettim. Daha şimdiden kendimi gergin hissediyorum. Aynı evde bir erkekle yaşamak ne kadar doğruydu, bilmiyordum.

Anneme anlatsam muhtemelen mutlu olurdu, çünkü bu gidişle evde kalacağımı düşünüyordu. 

Odasına yerleştikten sonra bana doğru yürüdü ve karşı koltuğa oturdu. 

'' Daha tanışmadık. '' diye konuştu yüzüme bakarak. '' Ben Kim Taehyung. '' 

'' Choon-Hee.''

Dış görünüşe bakılırsa güvenilir bir izlenimi vardı, en azından bana bir zararı olmayacağını düşünüyordum. Direk konuya girerek;

'' Gerekli maddi konuları paylaşırız, üzerime düşen ne varsa yaparım. '' dediğinde onu kafamla onayladım. Gözümün durup durup ona takılması normal miydi bilmiyordum. 

Çok... göze takılır bir tipi vardı.

Boyu uzundu, yüzü gayet düzgündü ve sokakta görseniz dönüp tekrar tekrar bakacağınız bir çocuktu. 

'' Sanırım aynı okulda okuyoruz, değil mi? '' diye sorup okulun ismini söylediğinde haklı olduğunu farketmiştim. 

'' Evet. '' dedim. 

İlk gün normal geçmişti, en azından ben böyle olduğunu düşünüyordum. Bir kaç gün birlikte geçirdikten sonra bir anda bana mesaj atmıştı. Numaralarımızı dahi almadan. 

bilinmeyen numara: ah, choon-hee

bilinmeyen numara: numaramı kaydedersin diye umuyorum

bilinmeyen numara: eğer açsan gelirken sana da bir şeyler alabilirim 

choon-hee: sana numaramı verdiğimi hatırlamıyorum

taehyung: vermedin zaten 

taehyung: kendim telefonunu karıştırmış, ve almış olabilirim

taehyung: ama bilirsin, biz ev arkadaşıyız 

taehyung: telefonlarımız birbirimizde olmalı, her ihtimale karşı

choon-hee: bunu bana söyleseydin daha güzel olurdu 

choon-hee: ayrıca bir şey istemiyorum taehyung 

Biraz garip bir çocuk olduğunu kabul etmeliydim. Bazen kendini sevdirmeye çalışıyordu, bazen de tam tersi oluyordu. 

Arada bir geceleri eve gelmiyordu. Tabii ki, çok önemsediğimden değil. 

Sadece farketmeden edemiyordum. Nerede olduğunu sormak zaten haddime değildi. Garip bir çocuktu. 

Sabah erken uyandığımda, içimden kahvaltı hazırlamak gelmişti ve kendimi bir anda mutfakta bulmuştum. Telefonuma mesaj attığı gün ona kötü davrandığımı hissediyordum, ve nedense içimdeki ses iyi bir şeyler yapmam gerektiğini söylüyordu. 

Onunla aynı evde yaşayacaksam, iyi geçinmeliydim. 

Kahvaltı hazırlamaya devam ederken kapısının kapandığını duydum. Muhtemelen uyanmış ve odadan çıkmıştı. Bir anlık hamleyle arkamı döndüğümde onunla burun buruna geldim. 

Korkudan yerimden sıçramıştım ki düşmeyeyim diye elini belime sarmıştı. Belime sarılan eli vücudumu ona doğru çektikten sonra konuştu. 

'' Düşecektin. '' 

Ama nedense ona cevap veremedim. Gözlerimi gözlerine diktiğimde garip bir şeyler döndüğünü hissettim. İçimden bir şeyler geçmişti sanki. Ortada tuhaf bir hava vardı, ve o da bunun farkında olmalıydı. 

Gözlerim onun dudaklarına kaydığında tehlikeli bir durumda olduğumu fark etmiştim bile. Ne yani?

Ondan etkileniyor muydum? 

Böyle bir şey olmamalıydı. Bir anlık tepkiyle onu göğsünden itip uzaklaşmasını sağladım. Yanlış bir şey yaptığını sanmış gibiydi. 

'' Özür dilerim, düşüyordun. '' dediğinde '' Teşekkür ederim. '' deyip öylece odaya kaçtım.

Kapıyı kapattığımda kendimi kapıya doğru yasladım. Yüksek ihtimalle ondan etkilendiğimi fark etmişti, ya da etmiş olmalıydı. 

İçten içe sadece anlık bir şey olması için dua ettim. 

BÖLÜM SONU

treasure | taehyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin