OY İSTİYORUM YORUM İSTİYORUM
BU ARADA KONTROL EDEMEDİM HATAM VARSA AFFEDİN LÜTFEN
İçime de sinmedi pek, ama sizi daha fazla bekletmek istemedim. Geçiş bölümü tarzı bir şeydir arkadaşlar, sıkıcı falan derseniz diye söyledim :c
Kapımda duran Mark' a soru soran gözlerle bakarken, ne düşünmem gerektiğini bilemiyordum. Onunla pek diyaloğumuz olmazdı. Eskiden hoşlandığım çocuk oydu ve bunu öğrenmesiyle onu başkasıyla öpüşürken görmem bir olmuştu.
Ne diyebilirdim ki, o aralar buna üzüldüğümü itiraf etmem gerekiyordu. Fakat şimdiye bakılırsa taehyung için çektiğim acının yanında bu sinek ısırığı bile etmiyordu.
Birini sevmenin ne derece ciddi bir duygu olduğunu yeni fark ediyordum.
Mark daha fazla bir şey anlatmadan çekip gittiğinde, kısa bir süre köşede duran koltuğa oturup düşünmeye başladım. Taehyung tam yanıma oturup kolunu belime attığında hissettiğim sıcaklık gözlerimi kapatmama sebep oldu.
Belime yerleşen eli beni kendisine yaklaştırırken ben kafamı onun göğsüne gömdüm. Bir iki saniye sonra dudaklarını saçlarımda hissetmiştim bile.
'' Akşam o partiye gidecek misin? '' diye sorduğunda hiç tereddüt etmeden kafamdan geçen cevabı verdim.
'' Yalnız gitmeye korkuyorum, Taehyung. Sen gelmezsen, gitmeyeceğim. ''
Mark ısrarla akşam için bana bir adres vermiş, üstelik ısrarla gelmemi söylemişti. Bunun nedenini bilmiyordum fakat neler olacağı hakkında en ufak bir fikrim olmaması beni korkutuyordu. Zaten fazlasıyla dibe batmıştım, değil mi?
Bunun ilerisinde ne olacağını bilmiyordum.
'' Seni yalnız bırakacağımı mı düşünüyordun yoksa? ''
Kafamı göğsünden kaldırıp onun gözlerine baktığımda gözlerimiz birbirini buldu, ve gözlerimizin birbirine bakıyor olması bile kalbimin küt küt atmasına sebep oluyordu.
Tereddüt etmeden dudaklarımı yanağına bastırıp geri çekildim, ve gülümseyerek konuştum.
'' Geleceğini biliyordum ve bunun için hiç şüphem yoktu. ''
Gülümseyerek bana karşılık verdi, ve ardından vücudumu kollarının arasına alıp beni kucakladığını hissettim. Nereye gittiğimizi sormuyordum, o da benden bir soru beklemiyordu zaten.
Adımları kendi odasını bulduğunda ben de boynuna kafamı gömdüm. İçeriye girdiğimizde yatağa önce beni yatırdı, sonrasında kendisi yanıma uzandı.
'' Biraz seninle uzanmak istiyorum. '' dedi, bana sımsıkı sarılmadan önce. '' Engel olmazsan, sevinirim. ''
Ona cevap vermek yerine kollarımı onun vücuduna sımsıkı dolayarak sıcaklığını hissetmeye koyuldum.
Parti saati geldiğinde o da ben de hazırlanıp evden dışarıya çıkmıştık. Adımlarım önden giderken, gözlerim boş bir şekilde etrafı izliyordu. Mark bu adrese gelmemi ısrarla söylemiş, hatta beni bu konuda uyarmıştı.
'' Artık ipleri başkasının eline bırakmayacağım. '' demişti, tereddüt eden gözlerle. '' Gelmezsen, bir daha işler daha da kötü bir duruma sürüklenecek. ''
Tereddütlü şekilde adımlarım ilerlerken arkamdan gelen Taehyung hızlanmış olacak ki yanıma yaklaşıp ellerimizi birbirine kenetlemişti.
'' Korkuyor musun? '' diye sorduğunda verdiğim cevap '' bunun cevabını biliyorsun '' idi.
'' Ne olursa olsun, seni bırakmayacağımı biliyorsun. Değil mi? ''