Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Umarım beğenirsiniz. :')
Yakın zamanda bir bölüm daha atarım. Belki yarın?
Taehyung' un eli karşımda yakın arkadaşım Hei' nin elini tutuyorken ben şaşırmadan edememiştim.
Bu kadar tesadüf normal miydi?
Karşımda onu bulmayı beklemiyordum. Hei her hafta farklı bir çocukla karşımıza çıkıyordu tabii, ama bu kişinin taehyung olacağını tahmin bile edemiyordum.
Onun için heyecanlandığım anlar aklıma geldiğinde kendime kızmadan edememiştim. Bu çocuk şimdi yakın arkadaşımın sevgilisiydi. Ve bu benim kısa bir süre de olsa onun davranışlarından etkilendiğim gerçeğinin önüne geçiyordu.
Adam Hei' nin sevgilisiydi.
Ben ona diktiğim gözlerimi tekrar masaya indirirken onlar masaya yerleşmişti bile. İçimde oluşan tuhaf hisse anlam verememiştim. Kafamda türlü soru işaretleri dolanıyordu.
'' Ne o? '' diye seslendi Hei. '' Yakışmamış mıyız? ''
Sessizliğimiz sonunda bozulmuştu.
Gözlerimi kaldırıp tekrar onlara baktığımda o da bana bakıyordu. Muhtemelen o da şaşırmıştı, ki haklıydı. Ev arkadaşımı yakın arkadaşımın sevgilisi olarak düşünememiştim.
Garip olan şuydu ki, diğer kızlar yorum yaparken ben bir şey söyleyememiştim.
'' Choon-Hee. '' diye konuştu Hei. '' Sen yakıştırmadın mı? '' diye konuşunca bir süre ne söyleyeceğimi bilememiştim.
'' Şey. '' diye geveledim. '' İyisiniz. ''
Ne diyebilirdim ki? Muhtemelen Taehyung da gelip geçici sevgililerinden biri olacaktı ve onun için üzülüyordum. Bir tarafımın '' ya uzun süreli olursa '' diye fısıldamasına anlam verememiştim. Bana ne oluyordu?
Bu sırada sevgilisine bakan Taehyung bir kaç saniyeliğine gözlerini bana çevirdi. Tuhaf hissediyordum. Sanki içime öküz oturmuş gibi.
Normal miydi?
'' Bence yakın bir zamanda sen de sevgili yapmalısın. '' diye konuştu Hei. '' Çift olarak takılmak güzel olabilir. ''
Ses etmedim bir süre. Bu sırada yanımızdaki kızlar yorum yapmaya devam ediyordu.
'' Belki biraz önce bahsi geçen çocukla aranı yapmalıyız. '' diyen kızlardan birine gözümü çevirdim ve dik dik bakmaya başladım. Bunun sırası değildi. En azından şu ortamda konuşulacak şeyler değildi.
'' Ben böyle iyiyim. '' dedim. '' Yalnızken gayet mutluyum. ''
Bu sırada Taehyung ile gözlerimiz birbirini buldu. Hei' nin rahatsız olmaması için gitmem gerektiğini hissetmiştim.
Masadan kalkarken kızların -ve taehyung un- gözleri bana dikilmişti. '' Kendimi iyi hissetmiyorum. '' diye zırvaladım ve masadan uzaklaşmaya başladım.
Neydi bu şimdi?
Akşam eve geldiğimde Taehyung' u görememiştim. Tek başıma yemek yedikten sonra salona kurulup film izlemeye çalıştım ama aklımda oluşan görüntüler dikkatimi dağıtıyordu. Neden bu kadar umursuyordum ki?
Sonuçta Taehyung sadece benim ev arkadaşımdı. Geçinemediğim için oda kiraladığım bir çocuktan başkası değildi.
Buna bu kadar kafa yormamalıydım. Yani tanımadığım bir çocuğu bu kadar umursamam doğru bir olay değildi.
Ben öylece dalıp gitmişken birinin seslenmesiyle kendime geldim.
'' Hey! '' bu Taehyung du.
Gözlerimi çevirip ona baktığımda bana bakıyordu. '' Dalmışsın. ''
'' Özür dilerim. ''
'' Önemli değil ama, '' diye konuştu önce. '' Bir sorun mu var? ''
'' N-ne sorunu? '' niye kekeliyordum ki? Yani bu kadar aklıma takılan ne vardı?
'' Onu sen söyleyeceksin. '' diye konuşunca ben bir şey diyemedim önce. Ne diyecektim ki?
Seni yakın arkadaşımla elele görünce kalakaldım. mı?
'' Bir sorun yok. '' diye konuşup kestirip atmaya çalıştım. '' Sana öyle gelmiş. ''
'' Peki o halde. '' diye cevap verdikten sonra odasına doğru yol almaya başladı. İstemsiz olarak '' Taehyung. '' diye seslendim arkasından.
Kafasını çevirip bana baktı. '' Efendim? ''
'' Şey. '' diye konuştum. '' Hei' ye ev arkadaşı olduğumuzu söyledin mi? ''
'' Hayır. Bu kadar önemli bir durum olduğunu düşünmüyorum, ayrıca sorun yaparsa bir daha ev bulmakla uğraşamam. '' dedi.
'' Peki o halde, ben de söylemem. '' deyip gülümsedim. Gülümsemeyle karşılık verdikten sonra tekrar odasına doğru yöneldi ve odaya girip kapıyı kapattı.
Bana neler oluyordu böyle?
Ondan etkileniyor olamazdım, değil mi?
Kafamda oluşan bu ihtimalleri göz ardı etmeye çalıştım. Ayağa kalkıp bir hışımla odama gitmeye karar verecekken elime çarpan bardak yere düşüp paramparça olmuştu. Ve bununla birlikte kesilen parmağım, parmağımdan dökülen kanlar.
Ağzımdan çıkan acı dolu inlemeye engel olamadım, canım çok yanıyordu. Kalkıp kendime bir yara bandı bulacakken Taehyung' un kapısı açıldı ve bana doğru koştu.
Yanıma gelip eğildiğinde elimi eline aldı. '' Kötü kanıyor. '' dedikten sonra beni yavaşça tutup mutfağa doğru götürmeye başladı.
Mutfakta sandalyelerden birine çöktüğümde, o da karşıma oturup elimdeki kanları silmeye başladı. Gözü parmağıma kilitlenirken ben canımın yandığını göz ardı etmeye çalıştım.
İstemsiz olarak elimi çekmeye çalıştığımda sandalyesini bana doğru yaklaştırdı ve elimi daha sıkı tuttu. Sonunda kanları temizlediğinde, yara bandını yapıştırınca işimizin bittiğini düşünüp rahatladım.
Sonunda odama kaçabilirdim, değil mi?
İşi bittikten sonra kafasını kaldırdığında ben de donakaldım. Yüzlerimizin arasındaki mesafe çok azdı. Hatta milimler bile vardı diyebilirdim. Çok yakındık.
Benim gözlerim gözlerine takıldığında onun da bana baktığını gördüm. Aramızda neden böyle bir çekim oluyordu? Ve ben bundan neden etkileniyordum?
Bir süre sonra gözleri gözlerime değil de dudaklarıma bakıyor gibiydi.
Benim de gözlerim dudaklarına indiğinde aklımdan geçen düşünceye kendimi vermeye çalıştım. '' O yakın arkadaşının sevgilisi. '' diyordu içimdeki ses.
Ve o an ayağa kalktım bir hışımla. '' Teşekkür ederim. '' deyip koşarak mutfaktan çıktım.
Bu iş gittikçe kötü bir hal almaya başlıyordu.
BÖLÜM SONU