Kaybedilen Aile

4K 251 205
                                    

"Şey.. Üzgünüm ama baban olduğumu sanmıyorum." dedi dağınık siyah saçlı ve yuvarlak gözlüklü çocuk gülümseyerek.

Yandan abartılı bir kıkırtı cümbüşü duyuldu. Herkes duydukları şeyle ilgili dedikodulara başlamıştı bile.

"Gayri meşru çocukların boyuna gelmiş Çatalak. Utanmıyor musun?" diye takıldı yanındaki karizmatik bir çocuk.

Kafamı ona çevirdiğimde gözlerim şaşkınlıkla daha da açıldı. "Sirius.." diye bir inleme çıktı dudaklarımdan. Bu sefer ikisi birden şaşkınca bana baktılar. O halde bu çocuk babam olamaz. Inanamıyorum!

  Gözlerine dikkatle baktım. Zümrüt yeşili değil ela renkteydiler. Büyük baba James...

Gözlerimi kırpıştırdım. Rüyada olmadığıma emin olmak için dağınık siyah saçlı adama iyice odaklandım. Inanamaz gözlerle ona bakarken o da bana aynı ifadeyle karşılık verdi. Sirius araya girip "Pardon ama sizi tanıdığımı sanmıyorum" dedi sorarcasına.

Tersliği fark etmiş olan Dumbledore araya girerek "Oldukça haylaz büyücülersiniz bay Black. Sizi tanıyor olması normal. Gidelim küçük bayan" dedi yolu gösterirken. Kendimi toparlayıp kafamı salladım. Ve hiçbir zaman varlığını adam akıllı bilmediğim dedemin suratına gitmeden son kez bakıp gülümsedim.  Ne olduğunu anlayamadığı için belli belirsiz karşılık verdi.

Ne hissettiğimi tam olarak algılayamıyordum. Dumbledore'un arkasından hiç konuşmadan müdür odasının olduğu kata geldik.  Kartalın kanatları altına girmeden önce etrafını temkinli bir şekilde kontrol etti ve hepimiz heykelin altındaki yerimizi aldığımızda şifreyi açıkladı. "Grindewald"

Merdivenler dönerek bizi taşırken duyduğum şifreyle aklım ölüm yadigarlarına kısa bir süreliğine gidip geldi. Odaya girdiğimizde sıkıntıyla bize doğru döndü ve hızla cüppesinin kolundan asasını çıkardı. Mürver asa...

Malfoy panikle asasını çıkarmaya çalışırken kolunu tutup onu durdurdum. "Saçmalama Malfoy! Elindeki mürver asaya karşı bir şansın yok" dedim onu uyaran gözlerle bakarak. Malfoy'da dediğime uyarak çabalamayı bıraktı. Bir Malfoy'a göre fazla uysal bir hareketti.

Dumbledore mürver asayı bildiğimizi görünce "Siz kimsiniz?" diye gürledi sinirle. Babamın anlattığı hikayelerde hiç böyle sinirli bir insan değildi. Aksine Bertie Boot'un binbir çeşit fasulyelerinin kulak kiri tadında olanlarını yerken bile sakin kalmayı becerebilen bir insan olarak tanımıştım onu. Ama şimdi karşımdaki adamın öfkesi mavi deniz gözlerinde parlıyordu.

"Asanızı indirirseniz herşeyi anlatacağız profesör." dedim iki elimi güvence vererek havaya kaldırırken. Önce suratlarımızı tartıp doğru söyleyip söylemediğimizi anlamaya çalıştı. Sonra yavaşça asasını indirip maun masanın arkasına geçerek yavaşça oturdu ve köşedeki anka kuşunu sevdi. Fawkes..

"Öncelikle profesör. Bu oldukça karışık bir durum. Hangi açıdan bakarsak bakalım suçlu olduğumuzu biliyorum."

"Kendi adına konuş Potter!" diye konuşmaya daldı Malfoy. Dumbledore'un kaşları ilgiyle havaya kalktı. "Potter mı?"

Arkama dönüp Malfoy'a sinirli bir bakış attıktan sonra devam ettim. "Şey... Evet profesör.. Bizim de size  anlatmak istediğimiz şey bununla ilgili."

Parmağımla Malfoy'u işaret edip "O Scorpius Malfoy. Bense Lily Luna Potter."

"Anlıyorum bayan Potter. Akrabalarınızın olduğu binalara gitmek istediğinizi mi söylemeye çalışıyorsunuz?" dedi Dumbledore hafif bir gülümsemeyle ve devam etti. "Ne yazık ki bina seçimlerimizi seçmen şapka yapmakta. Korkarım ki size bu konuda yardımcı olamam"

LİLY LUNA POTTER VE ZAMAN DÖNDÜRÜCÜ-SCORİLY (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin