Geceyi Malfoy malikanesinin zindanlarında geçirmiştik. Beton zeminden oluşan zindan bu kış gününde daha da soğuktu. Cüppeme sıkıca sarıldım. Büyükbaba James, Sirius ve Remus hemen yan taraftaki zindandaydı. Büyük Lily ve beni onlardan farklı zindanlara koymuşlardı.
Büyük babam uyumadığı gece boyunca Scorpius Malfoy'un ihanetine sövdüğü gibi sövmeye devam etti. "Aşağılık herif! Nasıl güvenimizi kazanıp bu şeref yoksunluğunu yapabildi?!.. Niye şaşırıyorum ki... O bir Malfoy!"
Sirius'un sıkıntıyla iç geçirdiğinde ses zindanda yankılandı. "Merlin'e şükret Black değil. Benim mükemmel soy ağacım Malfoylarınkinden daha alçak olabiliyor."
"Sakin olun! Burdan çıkacağız!" dedim en sakin ses tonumla. Ama sesimin yankılanması uyuklayan büyük Lily'yi yinede sıçratmıştı.
Çaresizce suratıma bakıp "Nasıl çıkacağız? Voldemort'u çağırdılar.." diye sordu büyük annem.
Gözlerimle kapıyı kollayıp "Malfoy bize ihanet etmedi." dedim fısıldayarak.
Büyük babam kendi bulundukları zindanın kapısına yaklaşıp aynı fısıltı tonuyla sorusunu sordu. "Neden bahsediyorsun?"
---
Önceki Gün"Eğer ben de orada yakalanırsam ne yapacağız Lily?"
"Aslında benim aklımda bir fikir var. Ama karşı çıkmayacağını söz vermelisin.." dedim onu deneyerek.
Tam da tahmin ettiğim gibi gözlerini pörtleterek yüzüme baktı. "Kesin yine tehlikeli bir şey isteyeceksin! Hemen onu aklından çıkar Lily Potter!"
"Scorp... Dinle! Bence mantıklı." dedim gözlerimi iyice açıp içinin erimesini umarak.
Yeşil gözlerime bir iki saniye grilerini dikip baktı. "En son bir şeye mantıklı dediğinde 20 metrelik bir yılanla savaşıyorduk Lily!"
"Biliyorum ama bu öyle bir şey değil!" dedim güvence vermeye çalışarak.
"Anlat!... Ama yalnızca anlat! Bu kabul ettiğim anlamına gelmiyor!" dedi gözlerini devirerek.
"Şimdi eğer sen de bizimle girer ve orada yakalanırsan sana güvenmeyi bırakırlar. O yüzden sen bizi ihbar etmelisin ki sana her şeyi anlatabilecek kadar güvensinler."
"Merlin! Sen bir daha bir fikrine mantıklı dersen dilini yok edeceğim Lily! Bunu nasıl yapmamı istersin?!" dedi inanamıyormuş gibi suratıma bakarak.
"Bana bağırmayı kesmelisiniz bay Churchill!.. Ben sana bizi sat demiyorum. Sadece onlara bizi ihbar et. Böylece evde daha kolay gezip günlüğü arayabilirsin. Kimse sana 'burada ne yapıyorsun' diye sormaz. Onlarla arkadaş olursan evin içinde dolaştığın için hesap soramazlar. Şüphe çekmezsin. Zaten kendi evin. Karış karış her yerini biliyorsun..." dedim surat ifadesini ölçerek.
"Sonrasında ne yapacağız?" diye sordu. Onunda aklına yatmaya başladığı belliydi.
"Sonrasında günlüğü bul ya da bulma önemli değil. Kendini çok fazla tehlikeye atmamalısın! Mutfakta ev cini Dobby'i bul ve zindana gönder. Göndermeden önce Malfoy armalı kolyeni gösterip ona bir Malfoy olduğunu kanıtladıktan sonra kendinden bir kıyafet vererek özgür bırak. Bize yardım etmesini rica et."
Kalp krizi geçiriyor taklidi yaptı. "Ev cinine ricada mı bulunayım?! Malfoy'luk gururum sana baya kırgın. Haberin olsun Potter!"
"Bunu sonra düzeltebiliriz sarışın. Görevine odaklan!" dedim tepkisine gülerek.
"Aslında görevi kabul etmek için bir şartım var." dedi beklentiyle yüzüme bakarak.
"Merlin aşkına Scorpius! Sen gerçekten tam bir Malfoy'sun!" dedim gözlerimi devirerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİLY LUNA POTTER VE ZAMAN DÖNDÜRÜCÜ-SCORİLY (tamamlandı)
FanfictionEğer bir Potter iseniz başınızı belaya sokmak kaçınılmazdır. Peki bir Malfoy'la olmak istemediğiniz ama geri dönmeyi de beceremediğiniz bir zamana düşseniz ve kurtulmaya çalıştıkça daha çok çamura batsanız nasıl olurdu? Eski Hogwarts'a merhaba deyi...