"Potter! Malfoy! Derhal asalarınızı indirin!" diye bağırdı Profesör Lockwood. "Astronomi kulemi ne hale getirdiniz haylazlar?" diye de isyan etti ağlamaklı bir sesle.
"Everte Statum" diye bağırdım kadını duymamazlıktan gelerek sarışın oğlana doğru. Malfoy havada taklalar atıp duvara çarparken acı dolu bir inilti çıktı dudaklarından. Yandaşları tehlikeyi sezmiş, araya girmiyorlardı. Bir yandanda profesör bize isyan etmeye devam ediyordu. Ne yapabiliriz profesör? Biz düşmanız. Savaşmak bizim doğamızda var!
Ayağa kalkmaya çalışırken asasını harekete geçirip bana doğru çeviren Malfoy, profesörün feryatlarına göz devirmekle meşgul olmamdan yararlanmıştı. Adi pislik!Doğrulup acımasızca "Muffliato" diye bağırdı. Beynime dolan lanet çınlamayla birlikte ince parmaklarımla istemsizce kulaklarımı tıkamaya çalışırken bunun bir faydası olmayacağını zaten biliyordum. Dizlerimin üzerine çöktüm . Bir yandan da çığlık atıyordum. Malfoy zafer kazanmış bir şekilde sırıtarak "Expelliarmus." diye seslendi asama doğru.
Asa verilen emre uyarak elimden fırlayıp Malfoy'un eline doğru uçarken profesör tiz ve sürekli çığlıklarıma daha fazla dayanamayıp "Finite Incantantem" diyerek laneti bozdu. Malfoy sesi titreyen profesöre baktığında onun sinirle gerilmiş ve kızarmış suratını görmüştü. Bu domuz suratını ekşitmesinden belliydi. Yeni profesörün sabrını bu sefer fazla zorlamıştık anlaşılan. Çok sinirlendiğinin bende farkındaydım ama kesinlikle Malfoy'un altında kalmaya niyetim yoktu.
Daha doğrusu içimdeki cesur ve deli bir Gryffindor olan Potter'ın durmaya niyeti yoktu. Asam olmamasına rağmen sinirle Malfoy erkeğinin üzerine atladım. Oldukça uzun olan oğlanı boşluğundan yararlanıp yere yığarken profesörün sorumlu olduğu astronomi sınıfının pervazında bulunan teleskopta bizimle birlikte yere düştüğünde merceği un ufak oldu. Teleskobun kırılmasını önemsememiştim. Aklım hala Malfoy'u haklamaktaydı. Sarışının yakasından tutup "Seni geberteceğim." diye bağırdım.
Malfoy meydan okur bir ifadeyle "Becerebilirsen yaparsın aptal kızıl !" diye tısladı ve zayıf bedenimi ittirmeye uğraştı. Ama nafile... Yakasını sıkı sıkı, hırsla tutmuştum ve kolayca bırakmaya niyetim yoktu. Onu gebertmeyi gerçekten kafama koymuştum. Kimse saç rengime laf söyleyemez! Dahası kimse Lily Luna Potter'ı silahsızlandırma cesareti gösteremez! Hele ki bir Slytherin? Asla!
Yan tarafta duvara dayalı sopayı Malfoy'a vurmak için çekerken Hugo'nun çoktan bahis açtığını duyabiliyordum. Ama asıl herşey sopayı çektikten sonra oldu. Çektiğim şey aslında sadece bir sopa değil, güneş sistemi maketinin ayağıydı. Ve ben çektiğimde düşen her bir gezegen bağlı olduğu diğer gezegenin iskeletini kırarak parçalıyordu.
Malfoy'un üzerinde onu dövmeye çalışırken gelen kırılma sesleriyle ellerim sarışının yakasında donakaldı. Oğlanın gözüde şokla açıldığında nefeslerimizi tutarak kafalarımızı hafifçe sağa çevirip bizimle birlikte sınıfın döşemelerini paylaşan astronomi malzemelerinin haline yutkunarak baktık. Sıkı dur Lily! Bu sefer ki ceza baya sağlam olacak!
Profesör Lockwood dolmuş gözleriyle sınıfına bakıp "Yeeeteeeerrrr!" diye çığlık attığında sarışın bir oğlan ve kızıl bir kız dışındaki tüm binaların öğrencileri ceza verileceğini fark etmiş, çaktırmadan kuleden sıvışmışlardı. Bende daha fazla uzatmayıp derhal Malfoy'un yakasını bırakarak ayaklandım. Sıkıntıyla cüppemi çekiştirerek düzelttim. Ve elimdeki sopayı masumca yere bıraktım. Bunun hesabını daha az kritik bir zamanda sormalıydım. Malfoy'da ben üzerinden kalkınca ayaklanmış, sinir krizi geçiren profesöre bakıyordu.
--
Ben altıncı sınıf bir gryffindor öğrencisiydim. Scorpius Malfoy denilen yılan ise yedinci sınıf bir slytherin öğrencisiydi. Abim Albus Severus ile aynı sınıftaydı.
Yine bir çarşamba günü öğleden sonra altıncı sınıf gryffindor ve hufflepuff öğrencileri astronomi dersinden çıkarken yedinci sınıf slytherin ve ravenclaw öğrencileri ders için kuleye giriyorlardı. Malfoy gelenek haline getirdiği gibi azılı düşmanı olan abim Albus astronomi dersi için gelmeden önce, yandaşlarını yanına toplamış küçük rakun Potter diyerek benimle dalga geçiyor ve beni aşağılamaya çalışıyordu. Daha öncede bir kaç kez beni merdivenlerde iteklemişti ve Merlin şahit ki eğer abim biraz gecikseydi laneti yemiş olacaktı.
Her zamanki gibi Weasley öfke damarıma bastığı bir gün Slytherinli abim ortada olmadığı için beni dizginleyecek kadar cesur kimse de yoktu. Sinirlendiğimde kuzenim Rox ve Hugo bile benden uzak dururdu. Beni ancak abilerim, annem ve babam sakinleştirebiliyordu.
Malfoy'un ettiği lafların arkasından herkes nefesini tutmuş tepkimi beklerken asamı çıkartıp Malfoy'a doğrultmuş ve kullanmaktan da çekinmemiştim. Elbette ki asayı kullanacak kadar çabuk alevleneceğimi kimse düşünmemişti. Sonucunda da öğrencilerini durduramayıp sınıfının dağılmasını izleyen profesör Lockwood resmen delirmişti. Okula daha bu yıl gelmesine ve okul açılalı iki ay olmasına rağmen on iki tane gryffindor-slytherin kavgasına denk geldiğini söylemişti. Ah tabi bunun sekiz tanesi Malfoy ve bana ait. Bu kavgalarda genelde gryffindor başrolleri Weasley ve Potterlar olurken Slytherinden Malfoy ve ayak takımı oluyordu. Ama kabul etmem gerekir ki en sıkı başroller ben ve Scorpius Malfoy'uz. Bizim birbirimize karşı olan nefretimizihiçbişey durduramıyor.
Hogwarts'a geldiğimizden beri dur durak bilmeden biribirimize sataşıyorduk. Artık profesör McGonagall bile bize yaratıcı ceza vermekte zorlanır duruma geldiğini söylemişti.
Bazı profesörlerde oldukça hararetli laf sokmalarımıza denk geliyor ve biz birbirimizi zekice rezil ederken gülmemek için kendini zor tuttuğunu dudağını ısırarak belli ediyordu. Hatta neredeyse tüm profesörler... Ama öncelik tabiki Neville Longbottom'a ait. Bazen çaktırmadan bana destek çıkıyordu. Hatta bir kere Hugo'nun açtığı bahse para yatırdığını bile duymuştum. Çünkü Gryffindor ruhu birazda çılgınlık gerektirir. Yanılıyor muyum?
Iki ayda şikayet mektupları yüzünden ailemin 6 kere okula geldiğine tanık olmuştu tüm Hogwarts. İşin güzel yanı şikayet mektuplarının hepsi bana aitti ve annem artık çığırtkan yollamanın eşiğine geldiğini söylemişti. Benim sürekli babama çektiğimi ve bir kız gibi davranmadığımı söylüyordu. Ama elbette ki boşuna söylüyordu. James, babam ve tüm Weasley erkekleri annemin çenesinin ulaşamayacağı yerlerde benim harika bir cadı olduğumu ve Slytherinleri lanetlemekten çekinmemem gerektiğini söylüyorlardı.
Işte bende bu yüzden Malfoy bana sataştığında damarıma basmasına izin veriyordum. Bu en azından benim açımdan cezayı paylaştırdığı için hafifletiyordu ama bu sefer cezanın hiçbir sekilde hafiflemeyeceğinden emindim.
--
Müdüre odasına girerken birde kartala şifreyi kim söyleyecek diye kavga etmiştik Malfoy'la. Yanyana durduğumuz her an kavga etmek için bir sebep buluyorduk. McGonagall'ın odasına girdiğimizde içerde bizden önce ağlayarak gelmiş olan yeni profesör Lockwood da vardı ve neredeyse hıçkırıklarla sınıfının başına gelenleri anlatıyordu.
McGonagall sert bir ifadeyle içeri girerken bize baktı. Ah aferin Lily! Bu sefer kesin s*çtın!
"Bay Malfoy ve Bayan Potter! Bende iki gündür Hogwarts'ta bişeyler parçalanmadığı için öldüğünüzden şüpheleniyordum." dedi ihtiyar cadı sinirle.
Malfoy tam kendini savunmak için ağzını açıyordu ki bacağına tekme atıp onu susturdum. Alacağımız cezayı koca ağzını açarak daha da büyütmesine izin vermeyecektim. Tekmenin acısıyla bir hışım bana döndüğünde kaşlarımla profesörlerin sinirli suratlarını işaret edip gözlerimi pörtleterek onu susturdum. İşaret ettiğim yere bakıp duruşunu tekrar düzeltti ve verilecek cezayı kabulleneceğini belirtmiş oldu.
McGonagall kendimizi boş yere savunmayacağımızı anladığında cezamızı bize bildirdi.
"Bu gece astronomi kulesi eski haline gelmiş olmazsa..." diyerek duraksadı. "Korkarım ki Hogwarts'taki eğitim hayatınız sonlanacak çocuklar" diye tamamladı cümlesini. Nefes almayı unuttuğumu hissediyordum. Malfoy'a kısa bir bakış attığımda o da benden farklı durumda değildi. Bu sefer gerçekten ileri gitmiştik...
Güzel bır fikirle sahalara geri döndüm arkadaşlar. Yorumlarınızı esirgemeyin..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİLY LUNA POTTER VE ZAMAN DÖNDÜRÜCÜ-SCORİLY (tamamlandı)
Fiksi PenggemarEğer bir Potter iseniz başınızı belaya sokmak kaçınılmazdır. Peki bir Malfoy'la olmak istemediğiniz ama geri dönmeyi de beceremediğiniz bir zamana düşseniz ve kurtulmaya çalıştıkça daha çok çamura batsanız nasıl olurdu? Eski Hogwarts'a merhaba deyi...