LİLY LUNA POTTER VE ZAMAN DÖNDÜRÜCÜ-SCORİLY (tamamlandı)

Nişan

Veda bölümü arkadaşlar! Yarım bıraktığım hikayeyi bitiriyorum... Yazarınız sizi seviyor💛

Lily Luna Potter'ın Ağzından

Scorpius beni ziyaret için Astoria ile birlikte bize gelmişti. Çalışma odasında babamla konuşuyordu ve bu durum beni dehşete düşürüyordu. Ya babam onun burnunu kırarsa? Ahh, neyse ki büyücüyüz!

Odamdan arada kafamı uzatıp çalışma odasının kapısına bakıyordum. 45 dakikadır oradaydılar. Tekrar dönüp kendi odama girdim. Köşedeki masanın üstünde bulunan gelecek postasını elime aldım. Malfoy ailesiyle birlikte çektirdiğimiz fotoğraf kocaman basılmıştı.

Malfoy ve Potter ailesi dünür oluyor. Birlikte geçmişe gidip bakanlık yasalarını çiğneyen varisler tutkulu bir aşk hikayesinin örneği oldu. Bu aşk hikayesi 18 Aralık günü Malfoy Malikanesinde nişanla taçlandırılacak. Malfoy ve Potter ailesi bu mutlu günlerinde bütün büyücü dünyasını yanlarında görmekten mutluluk duyacaktır.

Rita Skeeter hala haber yazıyor herhalde.

Çalışma odasının kapısının sesini duydum. Koşarak koridora atladım. Scorpius sağlamdı. Beni görünce babama dönüp baktı. "İzninizle bay Potter?" dedi sorarcasına.

Babam gülümseyerek omzunu patpatladı. Sonra aşağıya doğru ilerleyip bizi yalnız bıraktı. Neler oluyor?

Scorpius bakışlarımın şaşkınlığa ufak bir kahkaha attı. "Hadi gel!"

Beni odamın içine çekti. "Ne yapıyorsun Scorpius? Babam geri gelirse sinir krizi geçirir!"

"Sakin ol aşkım. İznimi aldım ya!"

"Neler oluyor Scorp? Kötü birşey oldu değil mi? Bana söylemiyorsunuz."

Odaya göz gezdirip bana döndü. "Demek mavi tonlarını daha çok seviyorsun?" Güldü. "İtiraf et en sevdiğin renk benim gözlerimin mavisi!"

Kahkaha attım. "Dalga mı geçiyorsun Scorp?"

"Yoo. Yatak odasını benim gözlerimin mavisi tonunda döşeyebiliriz."

"Ne saçmalıyorsun sevgilim?" dedim ve ona yaklaştım. Kafasının sağını solunu kontrol ettim. "Babam kafana vurdu değil mi?"

Ama o hala neşeyle gülümsüyordu. Ben onu incelerken bakışlarını yüzüme kilitlemişti. O anın büyüsüne kapılmama ramak vardı ama aşağıda babam olduğu fikrini aklımdan çıkaramıyordum.

Kahkaha attı. "Ne düşündüğünü biliyorum kızıl. Benim için ölüp bitiyorsun." Dudaklarını uzattı ve ellerini belime dolayıp beni kendine çekti. "Hadi öp beni! Yakalanırsak ökseotu olduğunu söyleriz."

Şakacıktan omzuna vurdum. "Burası Hogwarts değil sarışın!"

Tekrar neşelice kahkaha attı. Dudaklarını dudaklarıma vahşice kapattı. Mentol tadı ve kokusu her hücremi yakıyordu. Vahşi olduğu kadar tutkulu olan bu öpücüğe karşı koyamadım. Kollarımı boynuna doladım.

Birden geri çekildi. "Geri çevrilemez olduğumu biliyordum."

Dudaklarıyla boynuma bir öpücük kondurdu. "Bu çilek kokusunu her gün alabilmek istiyorum."