"Nasıl gireceğiz?" diye sordu büyük babam Sirius'a. Bir yandan da beni belimden sıkıca tutuyordu.
"Blacklerin neredeyse hepsi Malfoy malikanesindeydi. Buraya geleceğimizi akıl ederler. Çabuk olmak zorundayız." dedim alnımı ovalamaya devam ederek.
Büyük Lily destek çıkmak istercesine "Haklı.." dedi. "Birazdan buraya gelirler."
Sirius endişeyle ortaya çıkan evi süzdü. "Lanet ev cini Kreacher evi ayağa kaldırır. Ona görünmeden girmenin bir yolunu bulmalıyız.."
"Dobby! Senden bir şey rica edebilir miyim?" diye sordum yanımızda suç işlemiş gibi etrafına bakınan ev cinine.
Ürkekçe kafasını salladı. Korktuğunu farkedince önce onu rahatlatmaya çalıştım. Büyük babamın kollarından kurtulup ev cininin önünde diz çöktüm. "Sana onun bir Malfoy olduğuna yemin ederim Dobby. Suç işlemiyorsun.. O seni serbest bıraktı... Sen artık özgür bir elfsin. Bize yardım etmeni rica ediyorum. Özgür bir elf olarak bize yardım eder misin Dobby?"
Dobby gözlerini daha ne kadar kocaman açabilirse açıp gözlerimin içine baktı. "Efendi ne istiyorsa yapacağım."
Güldüm ve başını okşadım. "Efendi değil seni sersem! Bana Lily de! Lily Potter.."
Konuşmayı ilk kez söküyormuş gibi son cümlemi tekrarladı. "Lily Potter..."
Diğerleri de dikkatle konuşmamızı izliyordu. Sirius alayla "Bütün ev cinlerinin Kreacher gibi muşmula ve aptal olduğunu sanırdım." dedi fikrini açık ederek.
Ona onaylamaz bir bakış attım. Kreacher'i tanıyordum. Yalnızca aşırı derecede safkan sevici olması dışında bir sıkıntısı yoktu. Ve sürekli söylenmesi dışında... Tamam belki bir de kıyafet verdiğimiz halde pis kıyafetlerini giymeye devam ediyordu... Birde onu özgür bıraktığımızdan beri bize mutfak eşyalarıyla saldırıyordu.... Birde... Neyse boşverin...
"Pekala Dobby... O evin içine cisimlenir misin?"
Sirius hemen lafa atladı. "Black evine cisimlenilemez."
Remus unuttuğu detayı hatırlatmak için konuştu. "Ev cinlerinin sihri bizimkinden farklıdır Patiayak"
Dobby heyecanla ellerini çırptı. "Dobby yapabilir. Sizi oraya sokabilir."
"Tamam şimdi hepimiz elele tutuşalım ve bizi o eve sok Dobby! Bu çok önemli bir görev.."
Dediğim gibi hepimiz elele tutuştuk. Dobby elini havaya kaldırıp şıklattı. Şlak!
Gerçekten evin içindeydik. Kreacher'in alt kattaki mutfaktan sesi geliyordu. Bu homurdanmaları nerede duysam tanırdım. Ama memnuniyetsizliğin aksine mutlu homurdanmalardı bunlar.. Demek Kreacher, Black ailesine bu kadar bağlıydı...
Uzun hol boyunca tahta döşemelerden gıcırtı çıkarmamaya çalışarak yürümeye çalıştık. Holde ki sinir bozucu kadın portresinin üstü kapatılmıştı.
Gelecekte Black malikanesi yoldaşlık karargâhı olarak kullanıldığı için James yoldaşlığa katıldığından beri sinir bozucu kadın portresinin safkanlara karşı bitmeyen aşkından bahsediyordu. Henüz reşit olmamışların karargaha girmesi yasaktı. Bu yüzden tabloyu birebir görmemiştim. Ama bu tabloyu safkan manyağı Black ailesinin kapatmayacağına emindim.
En önde ilerleyen James ve Sirius'u kollarından tutup durdurdum. Sirius bana endişeyle bakıp "Ne oldu?" diye sordu.
Onlara cevap vermeden önce Dobby'ye dönüp "Kreacher'i ne olursa olsun yukarıya gönderme, olur mu Dobby?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİLY LUNA POTTER VE ZAMAN DÖNDÜRÜCÜ-SCORİLY (tamamlandı)
FanfictionEğer bir Potter iseniz başınızı belaya sokmak kaçınılmazdır. Peki bir Malfoy'la olmak istemediğiniz ama geri dönmeyi de beceremediğiniz bir zamana düşseniz ve kurtulmaya çalıştıkça daha çok çamura batsanız nasıl olurdu? Eski Hogwarts'a merhaba deyi...