"Ah sonunda gelmişsin. Ceza aldın mı?" diye sordu arkamdan kadifemsi ses. Dönüp büyükanneme gülümsedim.
"Sanırım sarışınla beni henüz okuldan atmıyorlar."
O da bana gülümsedi. Eliyle yavaşça omzumu patpatladı. Gülümsemesiyle bulduğum cesareti kaybetmeden önce konuştum. "Konuşmamız gereken şeyler var."
Sinsice göz kırpıp "Bellatrix Black'i lanetleyeceksek ben varım" diye şakıdı neşeyle.
Onun bu kadar deli fişek olabileceği aklımın ucundan geçmemişti. Büyük babamı tanımasamda çapulçu haritası onların zaten muzipliğe taptığını bilmeme yeterdi. Ama büyük Lily'yi tılsımlarıyla tanımıştım. Kural dışına çıkacak hareketleri hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
"Kesinlikle bunu da bir ara konuşmalıyız. O pasaklı yılanı öldüreceğim. Ama şimdilik başka bir konu hakkında konuşmamız gerek."
"Peki, dinliyorum. Bir sorun mu var?" dedi merakla kaşlarını kaldırarak.
Iç geçirdim. "Hemde büyük bir tane var. Belki birden de çok büyük sorunlarımız olabilir."
Beklentiyle gözlerimin içine baktı. Uçan erikleri yemek kadar cazip geliyordu şu an geri geri kaçmaya başlayıp Dumbledore'a sığınmak. Tepkilerinin ne olacağını bilmiyordum. Ve içimden bir ses güzel tepki vermeyeceklerini söylüyordu. Arkama dönüp tekrar şöminenin etrafında eski parşömenle oynayan arkadaş grubuna baktım.
Boğazıma takılan yumruyu gerisin geri seslice yutkundum. Bu sırada kızıl kopyam ne yapacağımı izliyordu.
Cesaret almak istercesine boynumdaki kalpli zinciri sıktım ve onlara seslendim. "Beylerrr! Sizinle biraz konuşabilir miyiz?"
Beni görünce gözleri parlayan Sirius gülerek yanıma geldi. "Merlin aşkına! Cesur kızımız Luna tek parça halinde dönmüş."
Sevinçle zıplayarak arkasına döndüğünde devam etti. "Iddiayı kaybettin Aylak. Sana bir şekilde sıyrılır demiştim. 5 galleonumu yarın istiyorum."
Onun bu sevinçle naralar atan haline gülmeden edemedim. Öte yandansa beni kaşlarını çatmış izleyen kızıl saçlıya dönmeye korkuyordum. Lupin ise çaresizce ellerinin arasında ki kafasına baskı uygulayıp kendini iddiayı kaybetmedigine inandırmaya çalışıyordu.
Büyük babam onların bu haline gülmeyi ihmal etmeden bana baktı. "Birşey konuşacağım demiştin?" dedi sorarcasına.
"Evet öyle dedim ama burada konuşamayız. Çapulcu haritasını bana uzatır mısınız?" dedim bir anda. Iyi halt yedin Lily Potter! Etrafına güven saçıyorsun!
Büyük Lily şaşkınlıkla "Ne dedin?.. Neden bahsettiğini anlamıyorum... Bütün dersleri bilirim ama böyle bir nesneyi daha önce duymadım." diye söylendi.
James Potter'ın sinirden kasılmış yüzü kıpkırmızı olmuştu. Ela gözlerini şüpheyle kısıp gözlerini üzerimden çekmeden konuştu. "Bilemezsin Evans. Çünkü bu sadece çapulcuların bildiği birşey!"
Büyük Lily hala anlamamış görünüyordu. Ama James Potter'ın sesindeki kızgınlığı sezdiği için konuşmuyordu. Cevap istercesine bana baktı. Verecek cevap bulamıyordum. O da umudunu kesmiş bir şekilde "Sırrınız size kalsın! Merak eden yok zaten ben gidiyorum!" dedi bir hışımla arkasını dönerken.
Ah Merlin! Lütfen şu an trip atma!
"Lily Marie Evans! Hiçbir yere gidemezsin!" diye bağırdım arkasından. Şimdi bütün ortak salon dönmüş bana bakıyordu.
Yalvarırcasına aralarında en mantıklı olana döndüm. "Lupin lütfen! Burada anlatamam. Bana güvenmek zorundasınız"
Surat ifademi tartar gibiydi. Bir süre sonra James'e dönüp "Bu kadar kişiye karşı tek, Çatalak. Haritayı zarar veremez." dedi onay beklercesine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİLY LUNA POTTER VE ZAMAN DÖNDÜRÜCÜ-SCORİLY (tamamlandı)
FanfictionEğer bir Potter iseniz başınızı belaya sokmak kaçınılmazdır. Peki bir Malfoy'la olmak istemediğiniz ama geri dönmeyi de beceremediğiniz bir zamana düşseniz ve kurtulmaya çalıştıkça daha çok çamura batsanız nasıl olurdu? Eski Hogwarts'a merhaba deyi...