"Bunun kulağa saçma geldiğini anlıyorum ama herşeyi başından sonuna kadar anlatacağım." dedim sakinleşmelerini amaçlayarak.
"Hayır! Hayır! Bu saçmalığı daha fazla dinlemeyeceğim" dedi arkasını dönüp odanın çıkışına ilerlerken.
Onu engellemek için asamı çıkarttım. Ama bu sırada James Potter asasını çoktan bana uzatmıştı. "Expelliarmus" diye bağırdı.
Asam elimden uçarken sinirle ona döndüm. Bu sırada da büyük annem odadan çıkmıştı. Asamı en son elimden alan kişi Malfoy'du. Şimdi ise büyük babamın alıyor olması ne kadar da ironik.
"Formumu kaybediyor olmalıyım. Sürekli asamı kaptırıyorum. Asamın gönül bağını koparmaya mı çalışıyorsunuz?" dedim dişlerimin arasından konuşarak.
"Kim olduğunu bilmiyorum, bilmekte istemiyorum kızıl. Bu saçmalıklar eğlence içinse bulaşmaman gereken birilerine bulaştın? Ayrıca sakın değer verdiğim insanlara zarar vermeye çalışma" dedi tiksintiyle bana bakarak.
"Ah öyle mi James Potter! Bana ailemi mi öğretmeye çalışıyorsun? Ben Weasley ve Potter soyunun karışımıyım. Ve olası sinir ataklarında senden daha tehlikeli olabilirim." dedim çıkmak için hamle yaparken.
Bir an duraksayıp cüppemin içine koyduğum çapulcu haritasını yere fırlattım. "Ayrıca sadece kapıyı kilitlemeye çalışıyordum."
Cevap vermesini beklemeden sinirle dışarı çıktım. Arkamdan kapıyı çarpmayıda ihmal etmedim. Su an aklımda bir tek Malfoy'u bulmak vardı. Güvenebileceğim tek kişiyi..
---
Büyük salona gittiğimde onu safkan manyakların arasında gördüm. Bellatrix yine küçük yeğenini kıskacına almış gibi duruyordu.
Adı hakkında nasıl bir yalan söylediğini bilmediğim için ona "Sarışın!" diye seslendim. Ama onun yerine tabiki ego anıtı yakışıklı Lucius Malfoy baktı.
Lucius malfoy "Ne var ucube?" diye beni ters şekilde cevapladı. Ona tiksintiyle bakıp yüzümü buruşturarak "Sen değil ahmak diğeri" dedim.
Şimdi Scorpius Malfoy'un ve diğer tüm Slytherinlerin görüş alanınada girmiştim. Yılan görünümlü Bellatrix rahatsız bir şekilde "Senden ne istiyor bu saatte?" diye sordu Scorpius'a.
"Sizin lanet olası Slytherinlerinize meraklı değilim, Black. Onunla birlikte cezaya kaldık. Ve asla o küçük kunduzun bana cezayı satmasına izin vermeyeceğim" diye kükredim.
Malfoy küçük oyunumuzun farkına varmış bir şekilde yerinden kalktı ve bana yaklaşıp sinsice tısladı. "Ben de sana bayılmıyorum kızıl!"
"Düş önüme sersem sarışın!"
"Onunla düzgün konuşmalısın küçük Gryffindor. Yarım kalan hesabımı burda tek iken kesmemi istemezsin, değil mi?" dedi sıktığı dişlerinin arasından Bellatrix Black. Büyük salonda kalmış diğer birkaç Slytherin onun bu sözlerini komik bulmuş ve gülmüştü.
"Gryffindor olduğumun üzerine bastığın için sağol. Sanırım seni burda bir gelinciğe çevirmek hoşuma gidebilir küçük şırfıntı." diye karşılık verdim meydan okumasına. Bir yandan da cüppemin içini yokladım. Asam her zamanki yerindeydi.
"Cezaya gitmeliyiz kızıl. Yürü!" dedi emir vererek küçük Malfoy, ufuktaki kavgayı sezdiğinde.
Arkamı dönüp bir hışımla yürürken ona affedilmez lanetle işkence etmeyi aklıma yazıp okul avlusuna doğru yürüdüm. Avluda göl kenarında karanlıktan yararlanıp romantik anlar yaşayan birkaç çift vardı. Bu zamana düşeli daha birkaç saat olmasına rağmen yeterince iğrenç ve fingirdek insanla uğraşmıştım. Bu yüzden göl kenarını pas geçip yasak ormana doğru yürüdüm. Malfoy da arkamdan geliyordu. Normal şartlarda onun bu konuda sızlanıp şikayet etmesini beklerdim ama içinde bulunduğumuz durum onu inanılmaz derecede olgunlaştırmış gibiydi. Hemde yalnızca birkaç saatte...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİLY LUNA POTTER VE ZAMAN DÖNDÜRÜCÜ-SCORİLY (tamamlandı)
Fiksi PenggemarEğer bir Potter iseniz başınızı belaya sokmak kaçınılmazdır. Peki bir Malfoy'la olmak istemediğiniz ama geri dönmeyi de beceremediğiniz bir zamana düşseniz ve kurtulmaya çalıştıkça daha çok çamura batsanız nasıl olurdu? Eski Hogwarts'a merhaba deyi...