"Merhaba Petunia"
"Li-Lily..." dedi şaşkınlıkla sivri yüzlü esmer ve genç kadın. "Senin burada ne işin var?"
Dudley amcanın evinde gördüğümüz fotoğraflardan çok farklıydı. Yine zayıf kambur ve uzundu.
"Bu gece izin verirsen burada kalabilir miyiz?" diye sordu büyük annem çekingen bir tavırla.
Vernon Dursley olduğunu tahmin ettiğim şişko adam "Petunia.. Hayatım... Kimmiş?" diye seslenerek geldi içerden. Tam da büyük annemin sorusunun sonuna yetişmişti. "Burada sizin gibi ucubelere yer yok!"
Kapı suratına çarpılırken asamı etrafı gözleyerek havaya doğru salladım. "Expecto Patronum."
Anka gümüş ışık huzmesinden kanat çırparak Privet Drive caddesinin üzerinden sessizce gözden kaybolduğunda büyük babam merakla sordu. "Onu kime gönderdin?"
"Gerekli olan kişiye.." dedikten sonra gözlerimi patronusumun kaybolduğu yerden ayırıp büyük babama kaş göz yaptım.
Anlamamış bir şekilde "Ne?!" diye sordu. Kaşlarımla üzgün büyük annemi işaret ettim. Ne demek istediğimi anlayınca kafasına bir şaplak atıp büyük annemi omuzlarından sardı.
Petunia ve Vernon Dursley'in pencere pervazından sinsice bizi izlediğinin farkındaydım. Sirius'a dönüp seslice konuştum. "Bence yeterince kibardık Patiayak, sence?"
"Bana da fazla bekledik gibi geldi, ne dersin Aylak?" dedi Sirius'ta oyuna devam ederek.
Remus'ta gülerek ellerini çırptı. "Bunu onlar istediler Tüykuyruk!"
Büyük annem ve büyük babam bakışırken gülerek kapıya döndüm. "Sihir bakanlığına yaptığım büyülerin düşmüyor olması bence bir lütuf... Alohomora!"
Kapı ufak bir klik sesiyle açıldığında Petunia ve Vernon dehşet içinde koşarak bizi karşıladılar. Surat ifadesi aynı bir kızarmış domuza benziyordu. Git gide morarırken konuşmaya çalıştı. "Bunun yasak olduğunu biliyorum... Cezasını çekeceksiniz.."
Kahkaha attım. "Belki bir gün.. Ama şimdi çok acıktım ve bana kalırsa Petunia senin gibi bir şişkoyu doyurmak için güzel yemekler yapmayı öğrenmiştir. Değil mi Petty?"
"Bu ne cüret Lily? Derhal ucube arkadaşlarını da alıp defol evimden!" diye cırladı büyük anneme.
Onaylamaz bir surat ifadesiyle cıkcıkladım. "Aç olan misafirlerini kovuyor musun Petunia?"
Sinirden titreyen sesiyle karşılık verdi. "Hiçbiriniz evine girmeyeceksiniz ve hiçbirinize yemek vermeyeceğim."
Sirius havlarcasına güldü. "Bunun olacağını tahmin ettiğimiz için bizde sana seçim şansı verecek kadar nazik olmayacağız o zaman Petunia, bu öylesine sorulmuş bir soruydu. Hadi bize yemek hazırla."
Vernon'un sinirden morarmış köpüren bedenini üstünkörü kenara itekleyip salona geçerken onu takip eden Remus'ta kıkırdadı. "Kurt gibi acıktım!"
Onlar koridor sonunda gözden kaybolurken hala yerinden kımıldamamış büyük annem ve büyük babama baktım. "Ee hadisenize!"
"Luna mugglelara bunu yapmak yasal değil.." dedi büyük annem tereddütle.
Büyük babamın suratında en ufak bir pişmanlık belirtisi yoktu. Büyük annemin boşta olan koluna girip sessizce fısıldadım. "Hızır otobüste gelirken kullandığın çantada yasal değil, benim bu zamanda olmam da yasal değil, şu an okul dışında olmamızda yasal değil, Malfoy ve Black malikanesine girmekte yasal değil... Son zamanlarda zaten yasal olmayan birçok iş yaptık. Bence bu o kadar da büyütülecek birşey değil.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİLY LUNA POTTER VE ZAMAN DÖNDÜRÜCÜ-SCORİLY (tamamlandı)
FanfictionEğer bir Potter iseniz başınızı belaya sokmak kaçınılmazdır. Peki bir Malfoy'la olmak istemediğiniz ama geri dönmeyi de beceremediğiniz bir zamana düşseniz ve kurtulmaya çalıştıkça daha çok çamura batsanız nasıl olurdu? Eski Hogwarts'a merhaba deyi...