Müdüre odasından çıktığımızda tedirgin ve hızlı adımlarla hiç konuşmadan astronomi kulesine gelmiştik. Hala McGonagall'ın verdiği cezanın şokundaydık. Bu sefer ki diğerleri gibi basit bir ceza değildi. Bu yüzden birbirimize ses çıkarmadan eşyaları düzenlemeye koyulmuştuk.
McGonagall asa kullanmamızı yasaklamamıştı çünkü okuldan atılmamızı istemediği her halinden belliydi. Yine de sağlam bir cezayla tehdit etmek zorundaydı ve asa kullanmadan burayı en iyi ihtimalle bir haftada onarabilirdik. Ama tabi ki evlerimize gidecek olan şikayet mektuplarından sıyrılamamıştık.
Eve giden mektuptan sonra ya bizzat Ginny Potter'ın öfkesine maruz kalacaktım ya da gönderdiği çığırtkanı suratımda patlaması için büyüleyecekti. Yüce Merlin beni korusun!
Akşam yemeğine neredeyse iki saat vardı. Kulenin döşemelerini süsleyen kırık eşyaları hızla düzenlemeye çalışırken tahta kapı açıldı ve içeriye Albus azarlamaya hazır olduğunu belli eder şekilde girdi. "Lanet olsun Lils! Bir seferde şu lanet olasının dediklerine gülüp geçemez misin?"
Malfoy, Albus'un dediklerine hıhlayıp önüne döndü. "Aklapakla" dedi asasını hafif bir bilek hareketiyle sallarken.
Malfoy'un bu hareketiyle eşyalar yerlerine dönerken bende Albus'un söylediklerine sadece gözlerimi devirdim. "Ben babama çekmemişim Albie. Sakin kalmayı beceremiyorum."
Dediklerim gerçekten de doğruydu. Sinirliyken içimden ona kadar saymayı bile beceremiyordum. Sadece yakınlarımda baykuşum Almond veya abim varsa sakinleşebiliyordum. Zaten Malfoy hariç diğer herkes de benimle olay çıkarmamaya özen gösterirdi. Ama bu mazoşist psikopat artık asamdan yediği lanetlerin bağımlısı olmuş gibi bana sataşmaktan çekinmiyordu. Hem de daha geçen olayda ona annemden öğrendiğim yarasa umacıyla yüzünde kocaman çıbanlar çıkmasına sebep olmama rağmen. Aklıma o hali geldiğinde sinsice kıkırdadım. Albus bana inanamazmış gibi baktı. "Hala gülüyor musun Luna?"
"Aklıma birşey gelmişti Albus. Ayrıca izin verirsen düzeltmeye çalışıyorum." dedim gitmesi için işaret ederken.
"Akşam yemeğinde aşağıda olursun umarım kardeşim. Yoksa senin için kimsenin yemek ayırmasına izin vermeyeceğim. Belki aklın başına gelir." dedi gözlerini kısıp tıslayarak. Ve arkasından sınıfın kapısını çarparak çıktı.
"Ahh!! Beni resmen yemekle tehdit etti! Bu çocuk iyice slytherinlere benzemeye başladı. Keşke James mezun olmasaydı. Kesinlikle onu deli gibi özledim." diye söylendim sinirle.
"Çünkü o senin muzipliklerine ortak oluyordu kızıl. Seni azarlamadığı için onu daha çok seviyorsun. Insanların seni kınamaları ve ceza vermeleri kibrini zedeliyor." diye karşılık verdi çok bilmiş sarışın.
"Kibirli olduğumu bir slytherinden duymak oldukça gurur verici bir durum Malfoy!" dedim suratımı ekşiterek. Bir daha ceza almak istemediğini belli ederek sadece gülüp geçti. İşte ben bunu yapamıyordum. Biri beni aynı şekilde aşağıladığında hemen bütün vücudum alev alev yanmaya başlıyordu ve o kişiden hıncımı alana dek sinirim dinmiyordu.
Aklımdaki düşünceleri kovup teleskoba yöneldim. "Reparo"
Teleskop parçaları toplanıp tekrar pervazın önündeki yerine döndüğünde kendim geriye çekilirken Malfoy'a da kendi usülümce geri çekilmesini söyledim. "Eğer bir tarafına tahta battığında 'Lily Potter bana tahtayla saldırdı' diye ağlayacaksan geri çekil Malfoy." dedim kalın ve tok sesini taklit ederek.
"Esprilerin gülmekten karnımı ağrıtıyor Potter! Biraz daha devam edersen midem bu komikliğe dayanamayıp içindekileri çıkartmak isteyebilir." dedi kusuyormuş gibi yapıp kenara çekilirken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİLY LUNA POTTER VE ZAMAN DÖNDÜRÜCÜ-SCORİLY (tamamlandı)
FanfictionEğer bir Potter iseniz başınızı belaya sokmak kaçınılmazdır. Peki bir Malfoy'la olmak istemediğiniz ama geri dönmeyi de beceremediğiniz bir zamana düşseniz ve kurtulmaya çalıştıkça daha çok çamura batsanız nasıl olurdu? Eski Hogwarts'a merhaba deyi...