Lily Marie Evans'ın Ağzından
Ortam olabildiğince gergindi. James sürekli tek bacağını sallayıp göz ucuyla torunumuzu kontrol ediyordu. Sirius muziplik ortağını kaybetmekten hiç hoşnut olmadığını belirtirmişcesine bir oraya bir buraya volta atıyordu. Profesör Dumbledore ve Remus yüzyüze bakarak sanki sessiz bir konuşma yürütüyorlardı. Ve Malfoy..
O perişan durumdaydı.. Küçük versiyonumun kafası kucağında öylece boşluğa bakıyordu. Lily'nin yanındayken maviye çalan gözleri griliğe teslim olmuş, matemini yansıtıyordu. Arada bir sessiz öpücükler konduruyordu Luna'nın başına.. Huzursuzdu..
Etrafımda endişelendiğim insanlara şöyle bir bakıyorum da; birkaç ay önce birisi gelip bana onlarla yakın olupta şunları yaşayacağımı söylese lanetlerdim. Ama su an karşımda perişan duran insanlar benim hayatım gibiydiler. Ve ben hayatımın parçalarını ölüme teslim etmeye niyetli değilim...
"Profesör.. Belki ben bir tılsımla yol bulabilirim.." dedim tereddütle.
Profesörden ses gelmedi. Düşünüyor gibiydi.. Ihtimaller önemliydi ama denemekten de zarar gelmezdi bana kalırsa.. Malfoy'un çaresiz sesini duydum. "Ona yardım edebilir misin? Çok solgun.. Elleri buz gibi oldu.. Üşümüştür o.."
Onun bu sözlerine ağlamamak için dişimi sıktım. James dayanamayıp ambarın kapısına doğru yavaş adımlarla gitti.
Profesör birden ayaklandı. Mürver asayı cüppesinden çıkarıp açıklama yaptı. "Bakanlık alarma geçmiş olmalı... Bizi bulmamaları gerek.." dedi ve büyülerini ardı ardına yaptı. "Salvio Hexia.. Protego Totalus.. Muffliato.."
Birkaç dakikanın ardından tam da dediği gibi oldu. Bayılttığımız seherbazlar sinirle ambar kapısını açtılar. Ambar kapısı sertçe açıldığında James, Malfoy'un kılığına girdiği adamla burun buruna geldi. Ancak adam boşluğa bakıyor gibiydi. Arkadan James'in nefesini tuttuğu için kasıldığının farkındaydım. Yavaşça cüppesinin cebindeki asasına uzanmaya yeltenmişti ki adam aniden geri dönüp ambarı terketti..
Derin bir oh çeken Sirius gergince James'e takıldı. "Çatalak az önce resmen boynuz farkıyla sıyırdın.."
Daha onun bu şakasına gülümsemeye kalmadan Malfoy korkuyla bağırdı. "HEY! BİRŞEYLER OLUYOR!!"
Herkes bir hışımla arkasını döndüğünde gördüğümüz manzara olağanüstüydü. Havada daireler çizen mistik bir tünel açılıyor gibiydi. Dumbledore memnuniyetle gülümsedi. "Merlin'in sarkık donu! O ölüme meydan okuyor!"
Küçük Lily şu an ölüydü. Ama portalı açmayı başarmıştı. Dumbledore heyecanla ellerini çırptı. "Hadi! Acele edin çocuklar.. Bayan Potter fazla dayanamayabilir..."
Bunu bize diyordu. Bizden Malfoy ve Luna'yı öylece bırakıp portaldan geçmemizi istiyordu. "Ama profesör.." dedim itiraz etmek istercesine ancak James omuzlarıma sarıldı.
"Başaracak sevgilim.. Torunumuz bize söz verdi.."
Torunuma hüzünlü bir bakış attım. Boynumdaki çantayı çıkarıp Malfoy'un eline tutuşturdum. "Ihtiyacınız olacak birçok şey var bunda.. Gelecekte sizi bekliyor olacağız.. Bizi çok bekletmeyin.."
Malfoy sessiz bir baş sallamayla sözlerime itaat etti. Portal iyice genişlemişti.
Sirius merakla sordu. "Peki ya siz profesör?.. Siz neden portaldan geçmiyorsunuz?.."
"Bellatrix Black'in kaçtığını kanıtladığımda tekrar okula döneceğim.. Benim ortadan kaybolmuş olmama dair kılıf hazır.. Ancak sizin ölmeniz zorunluydu, bay Black.. Küçük Potter kusursuz bir plan yaptı... Şimdi gidin ve Hogwarts'tan kaçtığınız güne kadar ortaya çıkmayın.. Hep kalabalık ortamlarda bulunun ki Hogwarts'ta olduğunuza dair şahitleriniz olsun.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİLY LUNA POTTER VE ZAMAN DÖNDÜRÜCÜ-SCORİLY (tamamlandı)
FanficEğer bir Potter iseniz başınızı belaya sokmak kaçınılmazdır. Peki bir Malfoy'la olmak istemediğiniz ama geri dönmeyi de beceremediğiniz bir zamana düşseniz ve kurtulmaya çalıştıkça daha çok çamura batsanız nasıl olurdu? Eski Hogwarts'a merhaba deyi...