"Sultanı Öldürmek"

984 115 18
                                    

'Pamir?

"Efendim canım."

'Farkındaysan daha ailemle tanıştırmadım seni. Bu akşam gelsene bize. Önce yemek falan yeriz hem o arada babamla tanışırsın.

"Nehir, biraz acele etmiyor muyuz? Yani daha tanışalı üç hafta oldu, sevgili olalı da bir hafta oldu."

'Ee ne var yani? böyle mi devam edeceğiz. Kimse bilmeden mi?

"Bak, bilmediğin şeyler var. Öğrenince belki benden ayrılma durumunda bile kalabilirsin."

'Saçmalama, niye ayrılayım?

"Ayrılacaksın tabii. Deliyim ben kızım delii. Şizofrenim. Sürekli bir şeyler dönüyor, kişiler görüyorum. Durmuyor bu soktu*umun kafası. Şimdi anladın mı beni? O yüzden bir süredir uzak tutuyorum kendimi senden."

'Pamir sen neler diyorsun? Psikoloğa felan git. Daha çok gençsin, düzelirsin. Tedavi felan yaparlar ne bileyim.

"Anlamıyorsun. Kimse inanmıyor bana. Yalan söylediğimi sanıyorlar ama öyleyim. Bir anda hafızam gidiyor ve geri geldiğinde bambaşka yerde görüyorum kendimi. Belki de bundan on dakika sonrasını hatırlamayacağım mesela. Babanla tanışırım akşam ama ertesi gün ismini bile hatırlamam. Sonra hatırlamak için bir süre uğraşırım. Tıpkı her sabah seni hatırlamaya çalıştığım gibi..."

'Ben sana inanıyorum. Ve hep yanındayım merak etme.

"Gerçekten mi?"

'Tabii ki.

"Yani gitmeyecek misin? Bir şizofreniyle mi ilişki yaşayacaksın."

'Bir şizofreni ama temiz kalpli. Ve aynı zamanda çekici' dedi gülümseyerek...

*********************

GÜNÜMÜZ...

Koğuşa alıştım artık. Ara sıra ilk geldiğim gün aklıma geliyor. Geldiği gün dedim, çünkü gelişimi hatırlamıyorum... Her neyse, bu dört duvar arasında en iyi şey Eşref abiyle tanışmam oldu galiba. Ama o da gitti. Baksana adama, otuz yıl yattı çıktı. Sen Pamir? Daha bir hafta oldu. Bir hafta nerde? Otuz yıl nerde... Sen öle diyorsun da sen Pamir, otuz yıl yesen bile iyidir. Adam müebbetle cezalandırabileceğini söylüyordu. Çünkü bütün suçları işlemişim. Haneye tecavüz, cinayet, bir de aldatma...

Kimim ben? O kadar profesyonelce bir katil miyim? Hadi diyelim ki onu öldürdüm felan da cesedi yok etmek veya delilleri yok etmek aklıma gelmedi mi hiç?

Ah Pamir. Yine tek kalınca kafanda bir şeyler kuruyorsun. Kalkıyorum ayağa, Davut abiye çay olup olmadığını soruyorum. O da daha yeni demlendiğini söylüyor. Bir fincan alıp oturuyorum. Zaman geçmiyor burda. İnsan her bir b*ku özlüyor bir de. Koşmak, halı saha maçı, arkadaşlar, ev, yatağım, ve.. Ve de gökyüzü... Gökyüzünü özleyeceğim hiç aklıma gemezdi mesela. O sonsuz maviliği, baktıkça derinlere giden ve kaybolan düşünceler... Bambaşka bir şey gökyüzü. Acaba hastalığım yüzünden onu da unutur muyum? Hayır, hayır... Gökyüzü unutulmaz heralde. Unutma, Pamir. Hatırla gökyüzünü!..

Zaman geçmediğinden kendimi kitaplara veriyorum burada. Fuat'dan istediğim bir kitap vardı onu getirdim, Ahmet ÜMİT- Sultanı Öldürmek. Şu an galiba yeni başlayacağım. Kitabın ilk sayfasını açıyorum, ve karşıma çıkan ilk bölüm başlığı,

"Biri, sizi cinayet işlemekle suçladığında deliller bulur, tanıklar gösterir, bunun bir iftira olduğunu kanıtlamaya çalışırsınız, ama sizi itham eden kişi bizzat kendinizseniz, ne yaparsınız?"

C · 208 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin