~AİLEDE BİR ÖLÜM~

668 90 14
                                    

'Pamir, çok kötüyüm. Eve gidelim, sadece eve...

"Hayatım, olmaz. Buraya kadar gelmişken bu kadar yaklaşmışken olmaz. Az daha sabret."

'Dayanamıyorum artık.. Lütfen götür beni buradan. Söz yarın sabah istediğin yere kaçacağız. Zaten bunu en çok ben istiyorum, ama şu an olmaz. Hiç olmazsa bi eve gidip annemle vedalaşayım.

"İyi, peki."

'Fuat... Fuat sana bir şeyler anlattı mı?

"Fuat bana ne anlatsın hayatım?"

'Pamir... Affet beni...

"Nehir, neler saçmalıyorsun sen?"

'Bak, anlatacağım ama anlattıktan sonra yine beni sev olur mu...

*********

Ağır ağır kendime gelmeye çalışıyordum. Göz kapaklarım hafifçe aralanıp, boğuk gelen seslerin adresini sorguluyordu. O kadar yorgundu ki kendiliğinden kapanıyordu. Güç bela tekrar açmaya çalıştım gözlerimi. Etrafta dönüp dolaşan mavi gömlekli bir kaç şahıstı gördüğüm tüm manzara. Tekrar kapanıyor gözlerim... Direnmeye çalışıyorum göz kapaklarıma. Son kez açtığımda, görüntü netlik kazanıyor. Etrafta dönüp dolaşan mavi gömlekliler birer Polisti. Sağ tarafımda yüzüne bakmaya tenezzül etmediğim bir elin uzattığı suyu alıyorum ve bir kaç yudum alıyorum. Ne ara bu kadar kalabalık oldu burası? Neredeyim ben? Fuat... En son Fuat vardı karşımda. Mavi ceketli ve gri gömlekli biri yaklaşıyor bana doğru. Bu kişiyi tanıyorum, Gazanfer Mercan.

"Yine bir cinayet ve yine olay mahallinde Pamir Berk! Bu manzara bize bir yerden tanıdık geliyor, ha?"

Cinayet mi? Ne cinayeti? Gazanfer'e dikiyorum gözlerimi.

"Yemin ederim ben öldürmedim kimseyi. Sadece silah doğrultmuştum Fuat'a o da konuşturmak için."

Fuat'a mı? Niye anlatıyorsun bunları Pamir? Sahi ne cinayeti diye düşünürken soruyorum,

"Cinayet dediniz değil mi? Ne cinayeti."

"Avukat Fuat Utku, bu sabah saat beş sularında burnunun ortasına bir, göğsüne ve karaciğerine iki olmak üzere vücuduna isabet eden üç kurşunla hayatını kaybetti."

Gazanfer'i dinlerken gözümden akan bir damla yaşın yanağımdan süzülerek üst dudağıma kadar geldiğini fark etmiyordum bile.

"Ne? Neler diyorsunuz siz? Fu.. Fuat benim kardeşim, ölemez lan o!"

Aniden oturduğum yerden ayağa kalkıp cesedi kaldırmaya çalışan polislere doğru atıldım,

"Bırakın götürmeyin!"

"Pamir, yapma. Sakinleş!" diyen Gazanfer'i duymuyordum bile

"Açın fermuarı, Fuat değil o, o ölemez... Kardeşim o... Ben bir şey yapmadım sadece konuşturmak istedim... Fuaaattt!"

Haykırışlarım eski atölyede yankılanıyordu. Kardeşime nasıl güvenmedim? Kafamı duvarlara vurup parçalamak istiyordum, Fuat'ı ceset torbasında gördükçe. Son hali hala gözümün önündeydi. Defalarca bir şeyler anlatmaya çalıştı, dinlemedim... Gazanfer iki kolumu da dirseklerimden tutup geriye doğru çekerken,

"Bak, ceset bakılacak durumda değil. Kurşun burun kemiğini parçalayıp suratının ortasına büyük bir delik bırakmış. Yani açamayız, bi an önce sakinleş artık!"

Durduramıyordum kendimi, aklım almıyordu Fuat'ın ölmesini. Daha dün gibi beni ceza evinden çıkaran kardeşim, avukatım artık yok. Bir şey düşünecek halde bile değildim.

C · 208 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin