~ÜÇÜNCÜ KİŞİ~

613 97 10
                                    

Alarmı erteledikten sonra üçüncü kez çalmasıyla kalkıyor yatağından Gazanfer. Yoğun iki günün ardından az da olsa uyku fırsatı bulduğu için kendini şanslı hissederken, yataktan koptuğu için de hedefsizce küfürler savuruyordu. Banyoya girip beş dakika olan duş süresini geçmeden tamamladı ve çıkıp üzerine açık kahverengi bir gömlek, gri pantolon ve gri ceketini giyerek masanın üzerinde duran silahı ve kimliğini aldı yanına. Ayna karşısında pek zaman geçirmeyen Gazanfer, saçını eliyle toparlayıp arabanın anahtarlarını da aldı ve fırladı aşağı. Aracına bineceği sırada arkadan,

"Günaydın bey oğlum." diyen tatlı sesli ve hafif yaşlı bir amca seslendi. Gazanfer arkasına döndüğünde onu tanıdığını fark etti.

"Nihat amca? Sen nerelerdesin kaç gündür? Bak sen yoksun diye poğaça almadan gidiyorum merkeze." diyerek esprili bir hava takındı. Nihat Amca da aynı şekilde karşılık vererek,

"Hadi lan oradan." dedi ve gülümsedi. Sonra yüzündeki o tatlı tebessüm yerini hüzne bırakarak,

"Geçen hafta defnettik... Bir hafta oralarda kalayım dedim. Özlemişim Muş'u." dedi. Gazanfer de aynı şekilde,

"Tekrardan başın sağ olsun Nihat Amca. Muş özlenmez mi ya? Kaç sene oradaydık hatırlıyor musun?"

"Valla ben doğma büyüme oralıyım da sen göreve 2005'te geldin."

"Hah aynen. Zaman ne çabuk geçiyor be amca," diyerek bir süre konuştular. Daha sonra Gazanfer, sorguyu hatırlayarak,

"Nihat Amca ben müsaadeni isteyeyim. Oradan bana iki simit versene,"dedi.

Nihat Amca simitleri alıp kese kağıdına koyarken Gazanfer,

"Simitleri öyle koyuyorsun da gevrek mi sen onu söyle?" dedikten sonra Nihat Amca şakacı bir tavırla,

"Sen elimin tersini yedin mi hiç?" dedi. Aralarında samimi bir gülüşme olmuştu. Güzel bir sabaha uyanmıştı Gazanfer. Daha sonra simitleri alıp arabasının yan koltuğuna attıktan sonra arabayı çalıştırdı ve mahalleden ayrılırken Nihat Amca'ya selam mahiyetinde iki korna bıraktı.

Beyoğlu ilçe Emniyet Müdürlüğü yazılı tabelanın önüne yanaştığında iki polis aracının arasına park etti aracının. Poğaçalarını da alarak merkeze giriş yaptı. Hızla odasına doğru çıkarken koridorda Murat karşıladı,

"Günaydın, Başkomiserim."

"Günaydın, Murat. Nedir durum?"

"Sorgu odasına aldık Başkomiserim. Sermet müdür ve Pelin camın önünde sizleri bekliyorlar."

"Tamamdır, Murat. Kahvaltımı yapıp geliyorum." dedikten sonra, "Rüsteeem! Benim odaya çay yolla,"

*************************************

Saat 08.30, SORGU ODASI

Gazanfer hızla kahvaltısını yaptıktan sonra sorgu odasının arka tarafına geçip Sermet müdür ile Pelin'in yanına uğradı.

"Günaydın, müdürüm."

"Günaydın," dedikten sonra Pelin de Gazanfer'e dönerek,"Hoş geldiniz Başkomiserim." dedi.

"Hoş bulduk Pelin. Müdürüm, aslında bu köpeklerin sorgularını dışarıda bir depoda yapacağız. O zaman nasıl öttürürdüm."

Sermet müdür işin ciddiyetinin farkında olduğunu gösterir bir tavırla,"Biz polisiz Gazanfer, işimiz insanlara işkence etmek veya öldürmek değil. Adaleti, doğru yolla sağlayıp milletimize güven sağlamak. Hadi gir şimdi." dedi ve Pelin dosyayı uzattı.

C · 208 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin