KALP SÖZ DİNLEMEZ

83 18 0
                                    

Merhaba sizi çok özledim...

Eşler yavaş, yavaş belli olmaya başladı.

Uzun süredir yeni bölüm yayınlayamıyorum. Kendimi affettirmek için bir tanıtım filmi hazırladım. Karakter çok olunca ortaya böyle bir görüntü çıktı. İyi seyirler...

Umarım beğenirsiniz.

Yorumlarınızı ve mesajlarınızı bekliyorum. Takıldığınız bir yer olursa dmden mesaj atabilirsiniz.

Tavsiye şarkım olarak Klipte çalan şarkım olabilir.

Yağız'ın kollarından zor bela ayrıla bildim. Olduğum yere oturdum. Güneş pencereden içeriye sızıyordu. Vücuduma vuran güneş ışınları rahatsız etmiyor tenimin rahatlamasını yardımcı oluyordu. Beyaz olan tenimi daha da aydınlatıyordu. Saçlarımı bir bir tarafım da topladım. Kolarımı havaya kaldırıp gerneştim. Her terafım ağırımıştı. Bey efendi rahatına düşkün olduğu için küçücük yere bile sığamamıştı. Bu yaptığının doğru olmadığını biliyorum. Onunla uyumak isteğim sadece bununla sınırlı kalmayacaktı. Her zaman kalbimi dinlemek isteyecektim çünkü kalbim, aklımı bastırıyordu. Şimdi uyanmadan yanından ayrılmak kolaydı ama zaman geçtikçe bunun yararı olmayacaktı. Onu da kendim ile birlikte tehlikeye sürükleyecektim. Koltuktan kalkıp önüne bağdaş kurup oturdum. Uyurken o kadar mahsum oluyordu ki? Elimi yeni çıkan sakallarında yavaş hareketlerle gezdirdim. Kısa sakalı elime batıyordu. Bir hafta yanıma gelmemişti, okulu başlamıştı. İstese yapardı bunu biliyorum. En sonunda ayağına ben geldim. Biran beni unuttuğunu bile düşündüm. Bu duyguları bana nasıl tattırabiliyordu? Bu kadar kısa sürede, yakınıma nasıl girebildi? O kadar kalın duvarlarıma rağmen tabularımı nasıl yıktı. Uyurken onu izlemeye koyamıyordum. Yine kalbimi dinliyordum. Beni derin sularına çekiyordu. Benim onu çekmem gerekirken o beni alı koyuyordu.

Oturduğum yerden kalkıp yatağa geçtim. Bakış açımı ona çevirip yatağa yattım. Yatak buz gibi soğuktu. Yağız'ın yanından ayrıldığım için pişman olmuştum. Yalnız kalmak istemiyordum. Yalnızlığı sevmiyorum. Belki de bu yüzden kendimi ona mecbur hissediyordum. Ayrılmak istemiyordum. Bu sahte oyun bitsin istemiyordum. Beni sahiplensin herkesten ve her şeyden uzak tutsun. Şimdiki yaptığı gibi bütün kötülüklerden korusun. İlk başta da Arslan'dan korusun hep böyle gitsin. Hep böyle olalım. Nefesim kadar yakınım da olsun. Elimi uzatınca tutsun. Korktuğum da varlığıyla beni sakinleştirsin. Gece kabus gördüğümde gözlerimi ilk açtığım an onu göreyim. Varlığıyla beni sarıp sarmalasın. Sevdiğini söylemesin. Ağzından bu kelimeleri duymak istemiyorum. Çünkü anlamsız, kifayetsiz kalıyor. Ben sadece hissetmek istiyorum. Beni sevdiğini gözlerinde görmek istiyorum. Biliyorum benim birine karşı bunları hissetmem kötü bir şey. Asla aşık olmam gerek. Sevdayı hiç bilmemem gerek ama Yağız aşkını benim gönül bahçeme nakış, nakış işliyor. Buna engel bile olamıyorum. Kendimden ona karşı koyacak gücü bulamıyorum. Bana her baktığın da gözlerinde kendimi görüyorum. Bu gitmeyi daha da zorlaştırıyor.

Yağız

Su yanından kalktığında gözlerimi açtım. Bana dokunduğunda gözlerimi açıp bu halde onu yakalamayı o kadar istedim ki ama Su'yu yanıma böyle çekemezdim. Bu sadece benden uzaklaşmasına sebep olurdu. Bana kendi ayaklarıyla gelmeliydi. Bu gün küçük adım atmıştı. Onun için küçük benim için oldukça büyüktü. Çok yakında da tamamen geleceğini biliyordum. Koşarak gelip boynuma atlayacak, beni görecekti. Benim bu hislerime tanık olacaktı. Onu elimden geldiğince sevecektim ama sakladığım sırrı öğrenirse her şey biter. Su'yun beni affetmesi imkansız hale gelecekti. Ondan sakladığım şey bir gün ortaya çıkarsa kırık bir kalple arkası bakmadan gidecekti. Bundan adım gibi eminim. Bir daha dönmeyecek bana böyle dokunmayacak belki de kokusunu bile özleyeceğim. Bunları göze alarak çıkmıştım yola ama Su'yu beni böyle altüst edeceğini hesaba katmamıştım.

BİN YILIN ŞAFAĞI   (TAMAMLANDI) #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin