ESİN VE ATEŞ
Sizin için özel bölüm yazdım. Bu bölümde sadece Ateş ve Esin olacak belki biraz olsun merakınızı azalta bilmişimdir.
Hepinizi çok seviyorum.
İyi okumalar.
💕💕💕💕💕Ne derler bilirsiniz 'kötülük yapan kötülük bulsun' bu sözünü çok severim. Severek okuduğum bir kitapta geçiyordu. Dövmeye normalde karşıyım ama ilk defa vücudum da taşımaktan mutluluk duyacağım bir sözdür. Benim için manevi değeri de fazladır.
Elveda
Bitecek bundan sonra sana olan duygularım,
Ağlamıyacak gözlerim...
Sensiz olacak yarınlarım.
Hiç yaşamadım sayacağım senle geçen her anı...
Duyamayacaksın benden bir daha “Seni Seviyorum” sözünü...
Sana da, yıkılmaz sandığın o gururuna da ELVEDA...Ateş ile tanışmam da ki sebep başlı başına Yağız’dı. Duygularımın karşılıklı olduğunu ve Ateş'in de sert yapısına rağmen benden hoşlandığını biliyordum. İçinde bana karşı bir şeyler olduğunu biliyordum. Beni azarlayıp küçük görmesi ve okulda herkesin içinde bana bağırması ve sırf bir arkadaşımla konuştuğum için adımı sürtüğe çıkarması katlanılmaz bir şeydi. Yağız’ın müdahale etmesine izin vermeden tüm sözlerini dinledim. Her kelimesini kalbime kazıdım. Gün gelip pişman olacağını biliyordum. İnancım hep her kötülükten bile her defasında iyi bir şeyler çıkarmaya çalışan kızlar gibi 'Büyük aşklar nefretle başlar’ kendi kendime hep böyle diyordum. Her defasında pes etmeden bekledim bir gün gelir diye. Aramızda koca bir dağ yani Yağız vardı. Çünkü Yağız, Ateş'in en yakın arkadaşıydı ve Ateş, Yağız’ı ezip kendisine karşı bir adım atmayacağını biliyordum. Ateş'i uzun süredir tanıyordum ve bazen de bir olaya vereceği tepkiyi önceden kestirebiliyordum. Tabi bazen işler tam ters de oluyordu. Bundan hiç şikayetçi değildim. Aşk dediğin şey bir diğer kalbi tamamlamak değil miydi? Ben de elimden geldikçe onu tamamlamaya çalışıyordum.
Aşk dediğin ne kalpte ne de beyinde biter. Her ikisinde biterse tamamen bitmiş olur. Bizim aşkımız birbirine kesişmeden bitmişti. Bana geleceği günü umutla bekliyordum ama kalbimin bir bölümünü de umutsuzluk dolduruyordu.
18 yaş günü için ailem evde büyük bir parti hazırlamıştı. Ama bu durumda, hatta bu kalabalıkta bile gözlerim hep Ateş'i arıyordu. Herkes yanıma gelip tebriklerini ilerliyordu ama ben hiç kimseyi dinleyemiyordum. Ona karşı hissettiğim bu duygu gözlerime dikmişti. Üzerimde beyaz bir elbise vardı. Babam doğum günü için özel almıştı sırf iyi hissetsin diye giymiştim. Saten kumaşları pek sevmezdim. Kalabalığın arasından gözlerime Ateş'in keskin başı perçinledi. Bana baktığına bile inanabilirdim. Hemen bakışlarını üzerimden çekti. Tek başına şöminenin işlenmiş taşlarına dayanmış yanan ateşi izliyordu. Yanımda ki kalabalıktan kurtulup yanına gitmek istiyordum. Beni azarlamasına bile razıydım. Bu güzel günümü onunla geçirmek istiyordum.
Aşk denen şey bu işe yarıyordu. Ne kadar seversen sev aşın yerini bir şey tutmuyordu. İçinde ki yangını bir şey dindirmiyordu. Hele ki karşılıksız aşklarda bu daha da fark ediyordu. Yanındaki tanımadığım ve çoğunun babamın arkadaşlarının çocukları olduğunu tahmin ettiğim topluluğu arkamda bırakıp şömineye doğru yürümeye başladım. Adımlarını dik ve emin atmaya çalışıyordum ama Ateş'e doğru attığım her adım beni kendimden uzaklaştırıyordu. Yanına geldiğim de yüzüme bile bakmadı. İkimizde aynı noktaya bakmaya başladık. Aramızda ki bu sessizlik beni öldürmeye yetiyordu.
“Doğum günü hediyeni vermeyen bir tek ben kaldım sanırım.” Dedi. Bakışlarımı Ateş'e çevirdim. Hala aynı noktaya bakmaya devam ediyordu. Bende yüzündeki ezberledim her ayrıntıyı tekrar tekrar bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİN YILIN ŞAFAĞI (TAMAMLANDI) #Wattys2018
Romance"Beni kullan!" dediğinde ne demek istediğini anlamamıştım. "Onu kendinden uzaklaştırmak için beni kullan bu sevgililik oyununa yanında devam edelim. Bırak bizi sevgili sansın. Böyle olursa senide rahat bırakır." aslında güzel fikirdi ama bu tehlikey...