KAVUŞMA VAKTİ

119 9 77
                                    


Meraba arkadaşlar yepyeni ve heyecanlı bir bölümle karşınızdayım. Kitap ile aklınıza takılan bir  şey olursa mesaj atabilirsiniz.

İyi okumalar...

Neredeyse çoğu adamı temizledikten sonra gözden kaybolmuştu. O mavilikleri kalbime mıhlanmıştı. Kalbe huzur veren ve sakinleştiren bir etkisi vardı. Sonbahar gibiydi gözlerinden solan yapraklar dökülüyordu. Gözlerimde biraz oyalandı bu bile onun aklımdan çıkmamasını sağlıyordu. Anlatmakta zorlanıyordum. Bu güçlü ve korkusuz kadına bir kaç saniye bakmak büyüsüne kapılmaya yetiyordu. Bu anı Esin yaşamış olsaydı. Kesin heyecandan düşüp bayılırdı. İsmi dilden dile dolaşan bir katildi.

O gözden kaybolmuştu ama ben ona bakmaya çalışırken açık hedef olduğunun farkına varmadım. Kolumda bir sızı fark ettiğimde Koray üzerime atıldığında ismimi söylediğinin farkına bile varmadım. Önümüzdeki iki varilin arkasına geçtiğimizde yaralandığımı yeni, yeni idrak ediyordum. Koray karşıdaki adamlara ateş edip yanıma çöktü. Bir yandan bana bakıp bir yandan da karşı tarafa ateş ediyordu. Elimi omuzumda ki yaraya götürdüm. Canım açıyordu ama aklımda hala tek bir şey vardı. Böyle giderse de çıkmayacak gibiydi.  Aklıma birden Su geldi. Bir anda onu tamamen aklımdan çıkarmıştım. İçimde Su’ya ihanet etmişim gibi bir his oluştu. Kendimi suçlu hissediyordum. Sonuçta Su'yu seviyordum. İçimde buna dair en ufak şüphe bile yoktu ama az önceki aklımdan geçen şey tamamen aklımı allak bullak etmişti. Hemen Su'yun yanına gidip ciğerlerimi onun kokusuyla doldurmak istiyordum. O kadar doz uyuşturucuya rağmen ayağa kalktığına ve hiç bir zarar görmediğine şükrediyordum.

“Az önce ne oldu?” diye yanıma oturan Koray'ın sorusuyla kalakaldım. Daha ben ne olduğunu anlamamıştım ki. Durumu ona nasıl izah edecektim. Peki bu durumu Su'ya nasıl açıklayacaktım. Bir anda olsa başka birisi hakkında bunları düşünmüştüm. Bir kaç saniye büyüsüne bile kapıldım ve içim hiçte rahat değildi. Su'yu daha fazla sarıp sarmalamam bu düşünceyi aklımdan çıkartacak mıydı?  Bunu Su'ya söylemem lazımdı. İçimde tutunca daha kötü olacaktım ve vicdanım şimdiden kafamı yememe sebep olacaktı.

“Dikkatim dağıldı sadece” diye yanıt verdim. Bir nevi doğru bir cevaptı. Yalansız bir dünya kurmaya çalışıyordum ama buda biraz zordu. Öyle bir hayatın içine sıkışıp kalmıştım ki ne çıkabiliyordum ne de kalabiliyordum. Kalırsam Su'ya gün ve gün yalan söyleyecektim. Çıkmaya kalksam Su'yu kaybedecektim. Ateş eden son adamı da ben indirdim. Hepimiz siper aldığımız yerden çıktık.

“Siz adamları kontrol edin eğer yaralı varsa ağzından laf almaya çalışın. Su'ya bunu yapanların cezasını ellerimle vereceğim.” Dedim. Bağırdığımı yeni fark etmiştim. Hepsi de başını ikiletmeden başlarını olumlu anlamda salladılar. Aslında onlara böyle bağırmam pek hoş değildi ama durumu bildikleri için olumlu karşılıyorlardı. Beni en çokta Ateş anlıyordu seven insan seven insanın halinden anlar desem Ateş’in bir sevdiğinin olması lazımdı. Benim bilmediğim bir sevgili az denecek kadar düşük bir ihtimaldi. Çünkü Ateş'in bana her şeyini anlatacağına inanıyordum.

Koşar adım virane yerden çıktım. Su'yu bıraktığım yere hızlı adımlarla ulaştığım da içimde ki korku daha da büyümeye başladı ama pek şaşırmamak lazım. Su'ya ne zaman bir şey istediğimde bunu yapmıştı ki. Gözlerimi havaya dikip içimden bir kaç kere sabır çektim. Elindeki silahla etrafı tarayarak mekanın etrafını gezdim ama kimse yoktu. İçimdeki korku büyükçe umurumda azalıyordu. Aklıma bin tane senaryo geliyordu. Vazgeçip arabaların yanına gittiğim de beynimden vurulmuşa döndüm.

Su'yun ön koltuğa kurulmuş ve kulağına taktığı kulaklıklar dikkatimi çektiğinde gülsem mı kızdan mı bilemedim. İnsan bir haber verir ama değil mi? Bu ne rahatlıktı? Bir de kurulmuş hanım efendi müzik dinliyor ama içimde ki bütün korkuları kenarına atıp iyi olduğu için şükrettim. Arabaya yanaşıp onun olduğu yerin kapısını açtım. Hala dikkatini çekememiştim anlaşılan. Gözleri kapalı olduğu için beni görmüyordu. Muhtemelen müzikte son sesti. Aklıma gelen fikirle yanında daha da yaklaşıp dudaklarına bir öpücük kondurdum ama hiç kımıldamadı. Gözlerini açmadan benimle öpüşmeye başladı. Benim olduğumu nasıl bildiğini bilmiyordum ama benim onu hissetmem gibi o da aynı duyguları yaşıyordu anlaşılan. Ayaklarını arabadan sarkıttı. Onu daha yakınına çektim. Gözlerini ilk açtığımda hızla gözlerini araladı.

BİN YILIN ŞAFAĞI   (TAMAMLANDI) #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin