Medyada ki Su ve Arslan bilmeyen kalmamıştır sanırım.
Bir tanecik okuyucularım. Yeni onun ile sizlerleyim. Okuyan arkadaşlardan ricam oy ve yorum. Lütfen destek çıkalım. İnstagram açtım ama uygulamaya giremedim. Neyse çok konuşmayalım malum yeni bölümü merakla bekleyenler var.
Cesaretin bittiği yerde esaret başlar...
Hira
Aşkın tanımı nedir sizce? Yada kalp sadece kan mı pompalar? Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek bir muma ateş olmak mı yoksa yanan ateşe dokunmak mı? Hangisi daha çok canını yakar. Aşk mı ateş mi? Bir sözüne dünyevi vazgeçeceğiniz insan sizin hiçbir şeyinden vazgeçmez. Bu sevilmemektir.
"Su şuanda duşta Hıra aradığını söylerim." dedikten sonra o alışıldık ses geldi kulaklarıma dıt, dıt, dıt telefonu yüzüme kapatmıştı. Su duştaydı ve Arslan'da telefona cevap verecek kadar yakınındaydı. Telefon ellimden düşerken Yağız'a baktım. Yanımda Ilgaz, Ateş, Esin ve Azra hepsi bir anda geldiler.
"Gene mi be oğlum bu kaçıncı" dedi Ateş. Yağız daha öncede mi bu duruma gelmişti? Ateş ve Ilgaz yerde yatan Yağız'ın koluna girip taşımaya başladılar ama ben oradan milim kımıldamıyordum. Yağız gözlerini ilk açtığında Su'yu soracaktı bunu adım gibi biliyordum. Yağız'ın bu olayı ne kadar bildiğini bilmiyordum. Eğer boş boğazlık edip bunu Yağız'a söylersem belki de daha kötü olacaktı ve bizim verecek doğru düzgün bir cevabımız olmayacaktı. Oturduğum yerden kalktım. Üzerimde bir halsizlik vardı. Ayaklarımın üzerinde güç bela duruyordum. Burada kaç saat uyuduğumu bilmiyordum. Yağmur da hala durmamıştı. Kendimi boş verip Yağız'ın arkasından baktım. Ayakları çimenlerin üstünde sürünüyordu. Ilgaz ve Ateş zor taşıyorlardı. Burada olduğum için şükür ediyordum. Eğer bahçede olmasaydım. Yağız sabaha kadar yağmurun altında kalacaktı.
Yağız'ı, Ateş'in arabasına bindirdiler koşar adımla yanlarına gittim kızları geçtim.. Bende Yağız'ın konulduğu yere bindim. Arka koltuğa boylu boyunca yatırmışlardı. Yine başını dizlerimin üstüne aldım. Önüne gelen saçlarını parmaklarım yardımıyla arkaya doğru taradım. Ilgaz şoför koltuğuna, Ateş ise onun yanındaki yerini aldı. Saçlarında gezinen parmaklarını geri çektiğim de parmaklarımın kıp kırmızı olduğunu gördüm. Donup kalmıştım öyle elim havada kala kalmıştı. Ne yapacağını bilmiyordum.
"Ilgaz!" diye bildim. Ateş ve Ilgaz aynı anda bana döndüler. İkisi de yukarıda tuttuğum elime sonrada Yağız'a baktılar. Ben ise ikisine bakakalmıştım. Ateş ve Ilgaz göz göze geldiler aralarında nasıl bir konuşma oldu bilmiyorum ama bunu sözlü dile getirmiyorlardı. Ilgaz hızlı bir hareketle anahtarı çevirdi. Ateş ise emniyet kemerini taktı. Sanırım hızlı bir yolculuk bizi bekliyordu. Drift yaparak evin önde döndü. Ben ise Yağız'ın üstüne yatmak zorunda kalmıştım. Araba büyük bir hırıltıyla durunca başımı kaldırdım ve etrafa baktım. Arabanın önü yola bakıyordu ve araba milim yerinden kımıldamamıştı. Nasıl ya olduğu yerde mi dönmüştü ama bunu yapması çok zordur. Hatta imkansız. Daha önce bunu yapan biriyle karşılaşmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİN YILIN ŞAFAĞI (TAMAMLANDI) #Wattys2018
Romance"Beni kullan!" dediğinde ne demek istediğini anlamamıştım. "Onu kendinden uzaklaştırmak için beni kullan bu sevgililik oyununa yanında devam edelim. Bırak bizi sevgili sansın. Böyle olursa senide rahat bırakır." aslında güzel fikirdi ama bu tehlikey...