İHANET

99 12 6
                                    

Merhaba arkadaşlar söz verdiğim gibi yeni bölüm yüklemeye çalışıyorum.

Bu bölüm de yine bir harika umarım beğenirsiniz. Akıllarda soru kalmasın diye geçmişten bir kesit koydum.

İyi okumalar...

~•••~

Gözü aldatmak kolaydır,
ama kalbi aldatmak zordur.

Eve geldiğimizde tam bir harabe haldeydim. Girişte ayakkabılarımı elime aldım. Yürüyecek halim yoktu. Bedenim oradan, oraya savruluyordu. Başımı yerin de tutamıyordum ama bundan daha kötü anlarım olmuştu. Esin'i, Ateş , Azra'yı da Göktuğ almıştı. Hepsi de eve geçmişti ilk gelen bizdik. Hira'ya gelecek olursak güvendeydi. Emre ile gitmişti. Evet, bizi bırakıp Emre ile gitti. O çocuğun Hıra'ya yaptığı şeyleri saymıyorum bile salona doğru geçmemle Yağız hızla beni kucağına aldı. Ağzından küçük çaplı bir çığlık firar çıkmıştı.  Yağız buna aldırış etmeden merdivenlere kadar gelmişti. Başımı omzuna yaslayıp elimi o sert göğsüne koydum. Kalp atışlarını duyabiliyordum ve böyle yatmak harika bir şeydi. Kötü anlarımda yanımda olup beni bırakmamasını seviyorum. Yağız'ın beni yere bırakmasıyla kendimi boşluğa düşmüş gibi hissettim. Ayakta durmakta zorlanıyordum. Etrafına baktım. Yağız'ın ışıkları açmasıyla banyoda olduğumuzu anladım. Elimde ayakkabıları alıp kenarıya koydu. Gömleğinin kollarını katlarken yiyecek gibi bakıyordu. Sarhoş olduğum için bilinçsizce ona bakıyordum. Ayık kafayla belki de buna cesaret edemezdim. Ne yapacağını anlamıştım. Her ne kadar tabularımı indirsem de onun yanında güçsüz gözükmek istemiyordum.

“Ben kendimi yeterince ayık hissediyorum.” Dedim ama ayakta durmakta zorlanıyordum.

“Görebiliyorum.” Tam kolunu katlama işi bitti derken aşağıdan bir çığlık duyduk. Yağız hızlı bir hareketle banyodan çıktı bende onu takip ettim. Oda karanlıktı ama koridor daha aydınlıktı. Düşmemeye özen göstererek Yağız'ın merdivenlerin önünde ne izlediğini merak ettim ve arkadan yaklaştım. Çığlık Hira'ya aitti. Aras susması için ağzını kapamaya çalışıyordu. Hira, Aras'ın ağzına kapattığı elini ısırdı. Aras bir çığlık attı. Yağız bu manzarayı gülümseyerek izliyordu. Ben ise yelkenlerimi indirmemek için yani gülmemek için kendimi tutuyordum. Aras elini baktı. Dişlerinin izlerini buradan bile görebiliyordum. Hıra kendisini korumasını biliyordu. En çokta böyle çetin ceviz olmasını seviyordum. Aras'a çektirdiği acıdan dolayı mutlu gibiydi.

“Ne ısırıyorsun elimi? Kızım kuduz aşıların yapılık mı senin?” demesiyle Yağız kahkahayı bastı. Aras burada olduğumuzu bilmiyordu. Bize baktıklarında ikisinde de mahcup bir ifade vardı.

“Siz burada mıydınız?” dedi Aras mahcup bir şekilde. Hira'yı neden getirmişti ki geri? Sonuç itibariyle o seçimini yapmıştı.

“Onun burada ne işi var?” diye sordum ona kızgındım. Yağız bu tepkime şaşırarak bakıyordu. Bana her şeyi diye bilirdi ama yalan bende affının olmadığı tek hataydı. Aklıma Emre Hira'yı alıp gittikten sonra Aras'ın itirafı geldi. O Emre denen herif Hira'nın üvey abisiydi. Böyle bir şeyi benden nasıl saklaya biliyordu? Benim için Hıra diye birisi yoktu. Emre yüzünden hayatıma girmişti ve aynı şekilde de hayatımdan çıkmıştı. Tek bir yalanla her şeyi bitire bilirdim.

BİN YILIN ŞAFAĞI   (TAMAMLANDI) #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin