Arkadaslar Hikayem okunmuyor bari okuyorsunuz lütfen bir oy falan bırakın 💖
-Meyra EVCEN-
Pastanın gelmesiyle herkesin yüzünde bir tebessüm oluşmuştu. Bahçe geniş olduğundan kimse pastanın üstünde bulunan yazıyı tam olarak göremiyordu. Havuzlu bir otel önünüydü ve herkesin önünde boydan masalar.. Üstlerinde ise mor ve lila renklerine gül ve çiçekler bulunuyordu. Çoğu masada şarap kadehleri..Şarabın rengi bana ölümü andırıyordu ve ancak bu benim şah damarımın yerinden çıkacakmısına atmasına neden oluyordu.
Hepsinin bana baktığını ve pastanın gelmesini neden bu kadar uzun sürdüğünü düşündüğüne emindim.
Ve pasta geldi... Herkes alkış tutup gülümserken bense acemice sırıtmaya çalışıyordum. Akın pastanın diğer tarafında duruyordu. Ve yazıyı ilk o gördü. Bana sorarca gözlerle bakarken ben buğulanan gözlerimle başımı hafifçe yana salladım. Geri geri adım atarken uygun yeri bulduğumda durdum. Boğazımdaki düğümü zor aki yuttum ve buğulanan gözlerimi ellerimle geriye doğru hafifçe iteledim. Ve konuşmaya başladım...
"Evet! Evet!.. Her şeyi ama her şeyi biliyorum. Sizlere soruyorum! Ya benim bugün yaşadığım çirkef duyguları kim tattı he! Kim?!
Belki gözlerim göz yaşlarla kanla kaplı olacaktı ?! Ve komik olan ne biliyor musunuz?! Hastalıkla boğuşan kişi dahi benken nedense bunu bir tek bilmiyor olmam! Özenle taradığım saçlarımın neden bu kadar dökülecek olduğunu bilmemek!.." Sinirden bir gülüş attım ve sözlerime bağırarak devam ettim.
"Eveeet! Lösemiyim ve bunu burda ben dışında herkes biliyordu değil mi?! Siz tattınız mı ölüm korkusunu?! Her gece yattığında belki de o beyaz çiçekleriyle beni bekleyen sabaha uyanamayacak olmak! Ne kadar berbat ve korkunç bir şey olduğunu biliyor musunuz! Kahretsin.. Ne kadar da bencilsiniz... Hepinizden iğreniyorum. Ve Aslında ölüm önümde çığlık atıyormuş ve ben onu bir hiçe meçhul etmişim ve ve... Hepinizden nefret ediyorum!" Dedim Akın'ı kastederek ve arkama bile bakmadan koşmaya başladım. Koskoca bahçede ağlayarak koşarken sadece burnumda bir akıntı olduğunu ve sonra başımı bir yere çarptığımı hatırlıyorum. Gerisi ölüm sessizliği...
-AKIN KESKİN-
Bahçede Meyra 'nın peşinde koşarken tam onu tutacakken lanet olası bir güm sesiyle yere çakıldı ve s**tiģimin kanına bulanmıştı burnu. Meyra'yı salisede kucağıma aldım ve arkamdan gelen insanların tiz sesine dahi aldırmadan onu arabaya bindirdim. Hızlıca sürücü koltuğuna oturdum. Hastaneye yarım saate yetiştim son hızla...
Merya Yalancı bir yalanla yüzleşmişti. Benim yüzümdendi her Şey her meçhul... Ağlamıyordum. Ama onu her kana bulanmış suratını karşımda gördükçe canım yanıyordu ve kalbimde bir sızı oluşuyordu. Sanki boş bir ömre salakça bir hastalık konmuştu.. Meyra yaklaşık 22 dakikadır kahrolası bir odada beyaz kefeni andıran bir sedyede yatıyordu. Ve bizimkiler anca gelmişti. Ben umursamazca hiç bir soruya cevap veremiyordum. Çünkü hiç kimse beni anlamıyordu. Ve Ateş geldi.. Etraftaki kalabalığı def etti. Şu kaç yıldır ilk defa bana iyilik yapıyordu. Yanıma geçti."Akın!.. Her ne kadar Meyra ile..." sanki umursuyormuş gibi söylüyordu. Beni ancak kışkırtmaya çalıştığı apaçık oradaydı. Onun yüzüne bile bakmazken onun her cümledeki sesinin tınısı benim canımı yakıyordu.
"Keskin birlikte olmanız şuan zerre umrumda değil! Anlıyor musun?! Meyra'nın Lösemi olduğunu senin öğrendiģin gece biliyordum. Bu gece bende ordaydım ve eğer Meyra ögŕenmeseydi ben ona her şeyi açıklayacaktım.." Dediği an kan tekrar beynime sıçrarken ona bir yumruk indirecektim ki kolumu hızlıca kavradı.
"Keskin!Senden ne kadar nefret etsemde bugün cenemi kap kapalı tutacağım. Ve burada bekleyeceğim."
dedi ve daha biraz önce gelen Arda ve Aras'ın yanına geçti. Şuan onu öldürmek için nelerimi vermezdim. Hastane koridorrunun yerine oturdum. Soğuk beton kanımdaki sıcağı emerken damarlarımın attığını duyuyordum. Herhalde Aras cesaret edip yanıma geldi. Benim tam yanıma çömeldi. Ve kahrolası sesler çıkarmaya başladı. Sadece ses işte umrumda değil!"Akın kalk olum yerden..." dedi oda güçsüz bir sesle ilk defa Aras'ın sesi Bu kadar güçsüz çıkmıştı. Ben ne Aras'ın ne Arda'nın yüzüne bakabiliyordum. Onun Meyra 'yı ne kadar sevdiğini çok iyi biliyordum. Meyra ile fazla iyi anlaşıyordu bu sadece beni sinir etse de şuan benim için tek önemli olan Meyraydı. Benim hayatımı maf eden hastane koridorlarından her zaman nefret etmiştim. Çok duygusuz bir adamdım ve her koridordan geçtiğimde bir sonu daha gelen insan için yakarışları duymak beni öldürüyordu. Ne kadar bencil bir insanmışım meğer! Şuan acı çeksemde ağlamak en son yapacağım şeydi her halde. Doktorun kapıda belirmesiyle bir elimden yardım alarak koşarak yanına ulaştım. Doktor konuşmaya başladı.
"Maalesef... Uygun donör halen bulunmuş değil ve eğer kısa bir sürede bulunamazsa.. Çok kötü şeyler olabilir." dedi ve gitti(!) Dedi ve gitti yaa gözlerim buğulanmıştı. Sinirle ne yapacağımı bilmez bir halde saçlarımı kaşıdım. Su , Çağla , Elis teyze ve annemin gözlerindeki yaşları ve haykırışlarinı ilk defa bu kadar içten tadiyordum. Geçen sefer hastaneye geldiğimizde daha az üzülmüştüm ama şimdi..
"Bulun lan şu donörü bulun!" Diye bağırdım. Nasıl bir bağırmaysa sesim art arda üç kez yankılanmıştı.
"Kardesim ne olur yapma elbet bulunur!.." dedi Arda. Annem yanaştı ama şuan şu koridordaki herkes bir yabancı gibi beni alakadar etmiyordu.
"Oğlum yapma böyle... Lütfen.. Lütfen!" Dedi sitem edercesine ve beni kollarının arasına aldı.
"Bırak beni!!" Diye sinirle gürledim ve boğazımdaki yumruğu sinirle sıktım. Meyra'nın anne ve babasının yanına gittim. Ne yapacaklarını onlarda biliyordu. Onların bir çocuğu olması şarttı. Eğer olmazsa işte o zaman.. Kahretsin!
Arkadaşlar lütfen VOTEEE💖💖
![](https://img.wattpad.com/cover/74453900-288-k835423.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIMDAN ÇIK ARTIK " KIZIM "
RomanceToz pembe aşk kırıntılarımız vardı bizim ama sonuç mühim... Kan kırmızısı biten son....❤ Aşk bu kadar gaddar olabilir mi? Veya sen Akın KESKİN Meyra' ya katleden zalim.. Hazin sondu ama onlarla birlikte hazinede son buldu... HAYATIMDAN ÇIK ARTİK "...