Kankelerrr!!! Şükür yeni bölüm geldi. Adak kurbanı kesecezz djjxjxjz😂 Oy lütfen canconlar! Yaklaşık iki aydır Teog yüzünden hiçbir şey yapamadım. Neyse yhaa iyi okumalar ballar👅💋
~Meyra EVCEN~
Son birkaç günümde naçiz vücudum istahsızlığıma kafa tuttu resmen. Her gün bir önceki günden daha iğrenç bir mide bulantısı ile geçiyordu. Ve maalesef ki saçlarım toplanamayacak kadar azalmıştı... Her uyanışımda yastığımda tutam tutam saçlarımın olması gerçekten fazlasıyla acı verici... Evet! Biliyorumda Azrail beni bu dünyada bırakmayacak ancak 'Ya kalktığımda nefes alamazsam..' sözüyle uyumakta koyuyor hani...
Ne hikmetse bugün diğer günlere nazaran daha iyi hissediyordum kendimi ama birazcık,azcık... Anlatabildim mi? Akın birden içeri girince cesetlenmiş düşüncelerimden sıyrılıp çipeçirkin gözlerimi diktim gözlerine. Sinirli ama yumuşak gibiydi,agresif ama umutlu,üzüntülü ama ölü,zayıf ama güçlü... Gözleri o kadar o kadar ifadesiz ve anlamsızdı ki... Çıkmaz bir sokağa giriyordum ona bakınca. Elimi tutup dolaptan üşümemi engelleyecek birkaç parça kıyafet çıkardı. Bu onun dilinden 'Çabuk giyin yoksa ölürsün...' demek olduğunu bildiğimden hemen dediğini yapıp kıyafetleri hızlıca üzerime geçirdim. Gözlerim,vücudum ve saçlarım halen geçenki gibiydi. Naçiz,değersiz,kıymetsiz... Umursamak istemiyordum ancak saçma ergen cümleleri beynimi kemiriyordu. Banyoya gidip elimi eriten soğuk suyla sıcacık yüzümü yıkadım. Aşağıya indiğimde Kübra teyzenin yanına gittim ve Akın'ın nerede olduğunu sordum. Çıktığını söyleyince kapıyı aralayıp dışarıya göz gezdirdim. Akın'ın giydirdiği kıyafetler sayesinde soğuk tenim,tenimde yabancılaşmayan rüzgara çabuk alışmıştı. Araladığım kapıdan yavaşça bahçeye doğru ilerledim. Akın'ı arıyordum ancak yoktu. Bulamıyordum bahçede. Kollarımı bağdaş kurup biraz daha ilerledim. Önüme düşen mektup zarfıyla kan beynime sıçradı. Gözlerimi kapatıp nefes almaya çalıştım birkaç saniye. Yere eğilip zarfı korkudan titreyen avcumun içine aldım. Üzerindeki görüntüyü idrak etmem birkaç saniyemi aldı. Morga kaldırılması gereken beynim görüntüyü en iyi biçimde gösterince afalladım. Kalp. Minik bir yürek. Az önceki korkumun yerini istemsiz bir gülüş almıştı. Akın'dan geldiği belliydi. Bu düşünce beni daha çok sevindirmişti. Zarfı elimin içinde gezdirip açılma yerini bulduğumda zarar görmesine izin vermeksizin yavaşça açtım ve içindeki beyaz kağıdı elime aldım.
'Sebepsiz sevmektir aşk ,nedeni olmadan bağlanmak birine. Hatta sarılamamaktır korkudan, çünkü kormaktır sevmek aslında...'
Bu sözler neyi ifade ediyordu bende? Ne çağrıştırıyordu kafamın içinde? Keşke, kendimi bırakıp gidebilsem şimdi ama olmuyor.
'Sebepsiz sevmektir aşk...'
Ne tatlı sebepsizce sevdi demek ki. Biliyordum. Akın sebebi olmadan yapardı her istediğini bir sebep gerekmezdi onun için ya da bir neden... Bu yüzden aşıkım ona. Aslında ona değil içindeki söz dinlemeyi bilmeyen çocukluğuna aşık olmuştum...
'Nedeni olmadan bağlanmaktır birine...'
"Sözlerindeki aşkın kokusunu sizde tadabilseydiniz keşke. Öyle tatlı bir koku ki! Cennet deseniz bunu oku derdim size. Gel de sevme şimdi bunu gel de ayrılmak için planlar kur.öğrendiniz artık ayrılmak zorundayım. Benimle ölmesine izin veremem ki... Ben yaşarken ölen bir kzıım o ise her gün ölen bir çocuk... Gözlerim yaşardı birden. Ağlamamalıydım. Ağlamayacaktım. Boğazımdaki düğümü yutup devam ettim okumaya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIMDAN ÇIK ARTIK " KIZIM "
RomansaToz pembe aşk kırıntılarımız vardı bizim ama sonuç mühim... Kan kırmızısı biten son....❤ Aşk bu kadar gaddar olabilir mi? Veya sen Akın KESKİN Meyra' ya katleden zalim.. Hazin sondu ama onlarla birlikte hazinede son buldu... HAYATIMDAN ÇIK ARTİK "...