YENİ YIL..

82 10 3
                                    

Selam arkadaşlorumm!! Yb geliyor!

Multide: Meyra ve Arkadaşları...

-Meyra  EVCEN-

       "Off ne yeni yılmış kardeşim! Ba-na-ne!" Dedim banane kısmını bastırarak ve heceleyerek Çağla'nın bitmek bilmeyen ısrarı yok mu?!! Ayy beni benden alıyordu.

     "Ya kızım bu dünyaya kaç kez geleceksin?! Hadi ama bir ill'dan bir şey çıkmaz. Let' s go Mrs Evcen! Let's go!"  Allahım yine Türkçe'yi katletti! Bu sözleri karşısında gözlerimi devirmekle yetindim ve ona ölümcül bakışlarımı sabitledim. Sonunda  kalkmamla önümdeki kirli çamaşır sepetini devirmem bir oldu. Çağla ve Su 'ya dudak büküp somurttum. Ve kendimi bana gel gel diye bağıran yatağın kollarına bıraktım.

    "Ya kızım ne oldu yine?!" Diye sitem etti Su.

     "Bakın işte Allah belamı verdi. Deviriverdim sepeti. Yeni yıl kutlanmaz! Kutlamaz. Dinimizde yasak abicim ya! Ne demişler ..."  sözümü tamamlayamadım. Aklıma bir atasözü gelmeyince düşünmeyi bırakıp gözümü bana bakan diğer yansımama sabitledim.Ve onlara otuz iki dişimi açmış gülümserken onlar kendi fikirlerinden ne taviz veriyorlar ne de I. Dünya savaşında İtalya gibi döneklik yapmıyorlardı. Aslında doğruyu söylemek gerekirse her ne kadar açık saçık giyinsemde kaç yıldır yeni yılı sadece '10, 9, 8...'  misaliyle  geçiriyordum  ve bunların benim gizliden gizliye öğrendiğim hastalığım için yapıldığı apaçık oradaydı. Evet lösemiydim. Ve bu hastalıktan ötürü ölmek istemiyordum. Bu düşüncelerle somurttum. Hastalığım yüzünden sınıfta Hödüğüme y**şayan bir kız bile beni kışkırtmayı bırakmıştı. O günü anlatmak benim için çok kötü ve çin işkencesi yaşıyorum gibi geleceğine eminim ama anlatayım...  

      Okulun lavobosunda kabinin içindeyken  -ufak askılıkları olan kapısıyla açılıp kapanan  bölme-  onlarda lavaboya saçlarını yapmaya gelmişlerdi. İşte gerizekağlı her teneffüs geliyor lavaboya illa erkek tavlamak için(!) En son geçen hafta çıktığı çocuk artık dayanamam deyip çıktığı kıza boşanma davası açmıştı. Daha ne olsun! Davanın sonucunda çocuk akıl hastanesine yatmadığı için fazlaca  şanslıydı. Kızda gülüp geçmiş çocukla dalga geçmişti. İşte delidir ne yapsa yeridir!..

     "Ya kızım ben üzüldüm şu kıza aslında.. Bilmiyorum onunla uğraşmak her ne kadar hoşuma gitse de Off ne bileyim!  Lösemi ne demek o kadar kavgamızda çektiğim saçlarından kahrolası bir hastalık yüzünden dökülmesi ve sarı saçlarından kendine hiç bişi  kalmayacak olması... Kendimi onun yerine koysana...Ayy aman banane! Allah allah o Akın'ımı elimden alamaz. O Akın benim şeysim olmalı canımsı!  Hem onun o çok yolmak istediğim saçları artık Akın'ı etkileyemeyecek! Ve Akın benim olacak!"  deyip en güçlü sesiyle tuvalet duvarlarında yankılanıp benim boş kulaklarımı dolduran o kahkaha... Yanındaki kesin kaşar Pelin "Ya kızım nasıl bişisin sen yaa Selena'dan Hades'e"  dedi ve oda benim beynimi şiddetle kemirerek milyonlarca fare saldırısına uğramasına neden olan gülüşünü tuvalet duvarlarını tiz sesine bıraktı.  Yanındaki hem iyi hem kötü niyetli olan ve Afedersiniz biraz salakça davranan  Yağmur konuştu "Ya bişi söylicem sen neden bu kızın saçlarını döküp kendine koyuyorsun ki Almila biraz mantıklı olur musun? Lütfeyyyn! Kıza yazık değil mi?! Merak etme senin saçlarında güzel neden kızın saçlarını yoluyorsun ki boş yere" Diye diretti.  İkisinin de göz devirdiklerine emindim ama şuan zerre umrumda değildi. Okul zilinin intihar çığlıklarıyla boğuşmaya başlamıştım.  O halimle kitabımı yere düşürdüm ve ne yapacağımı bilmez bir halde işaret parmağımı ağzıma götürüp sinirle ısırdım ve ağlamama engel olmaya çalıştım tabiki yalnızca birkaç  saniye. Ayaklarımla bastığımız yere yığılıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Şükürler olsun ki kimse ne duymuştu ne görmüştü.

HAYATIMDAN ÇIK ARTIK  " KIZIM " Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin