BEN SENDE DOLUYA TUTULDUM

197 32 11
                                    

Multide : Akın ve Afacan Deniz...

-Akın KESKİN -

"Lan olum yeter nerden geliyo bu enerji! Lan ben seni varya..." "Hıiiistt Akın kardeşinle iyi geçin ama aaa! Bu arada akşama misafirimiz var tamam mı ? Ben simdi çıkıyorum Denizcimcimeyle sana iyi dertler !" deyip kahkaha atarak evden çıktı. Öf abi ya ben Meyra 'yı görmeye gidecektim iyi mi?!

Ama maalesef o iş yattı. Bari vakit geçireyim şu veletlede zaman geçsin. Facebook 'ta dolanırken scorp uygulamasını görünce ve bu tam bana göre olan Deniz 'ı sinir etmek için olduğu için!!! Sjsjsj Deniz sen bittin olum! Birde tam Pepee dalmış ohh olsun ! " Deniz..." "Hımm? " çizgi filmden başını bile kaldırmamîştı. "Deniz..." "Hımm!" Lan bu nedir çocuk başını bile kaldırmıyor! " Deniz!.." " Ne ya ne ne !" deyip üstüme atlayınca hazırlıksız yakalanmıştım. Birden ağlamaya başladı. " Ne oldu la kereta?!" Televizyonu işaret edip " Bak Pepe üzülüyor! Ihıhıhhıh ama onun bacağı niye uf odu ki..." deyip ağlamaya devam edince hala videoda olduğumu fark edip videoyu kapatım. " iyide olum ben napim!?" Dediğimde gözleri sanki zaferi bulmuşçasına parladı. Ve göz yaşlarını sildi. Odasına koştu. Bende o yokken videoma göz gezdirdim. Ve paylaştım. Çok geçmeden Deniz şirince gülümseyip elinde Pepee oyuncağıyla kapıda belirdi. Ben tabi ona göz devirdim. Göz devirmem karşısında birden cemkirdi "Heyyyy! Ama hani bana yardım edecektin ?! Pis kötü abi! Ben o zaman Ateş abiyi cağırayımda gör sen gününü..." deyip sırıtarak telefona uzandı. Lan beni nerden vuracağını nasılda biliyor! " Lan Afacan Deniss bile senin kadar yaramaz olamaz! Allahım sen niye beni bu çocukla sınıyorsun beni. Off..." "Heyy! Sen çok oldun ama ya! Yeter aaa! Bana abilik taslama!Bekleme yapma ticari ! " Birden Meyra 'yı hatırladım. Oda hep böyle konuşurdu. Ya ne malım daha dün gördün bugün özlüyorum iyi mi?! "Deniz... Sen Pepee ' yı değil benim kalbimi onarsan...Çok acıyor be kardeşim çok..." Deniz birden ağlamaya başladı. Hassi.. ben niye dedim ki şimdi öyle şimdi gel de bunla uğraş(!) "Abi... senin kalbin niye acıyor! Senin kalbin acırsa ben çok üzülürüm. Sen o kalbine söyle acımasın... Sen o kalbine de ki benim bir kardeşim var o çok ağlar sora tımam mı?" Sesi çok ağlamaklıydı ve biraz düşündükten sonra " senin kalbin acıyorsa benim kalbimi al ki acısı gitsin sonra ya öl..." dediği an ağlamaya başladı. ahaa aldık mi başa belayı "Deniz.. Bak bana ağlama ya hem sen iyilestirirsen acımaz ki bir daha hee ne dersin??" direk göz yaşlarını silip kulağını kalbime götürdü.

Afacan Denizle oynarken birden kapı çaldı. Annem daha gelmezdi ki ya! Lan öf kesin misafir hiç çekemem denize 'kim o?' Bakışı atınca gülümseyip kapıya koştu. Bende peşinden gittim. Kapıyı açmamla kapatmam bir oldu. Oha yani o Meyramıydı yok canım onun ne işi var lan birde suratına mı kapattım! Lanet girsin! Ama o değildir ki Deniz bana ölümcül bakışlar atıp beni kapının önünden çekti ve kapıyı açtı. Meyra 'da benden farksızdı. İkimiz birbirimize şok olmuşçasına bakarken annesinin konuşmasıyla bakısmamız son bulmuştu. Karşımda Elis ablayı görünce gülümsemeden edememistim. "Vayy Akın Bey hiç arayıp sormuyorsunuz? Büyümüşte bizi unutmuş kereta. " deyip gülümsedi. "Olur mu Elis Teyzem ya hadi buyrun girin içeri." deyip Meyra 'ya göz kırptım. Kırpmamla kaslarının çatılıp bana saydırması bir olmuştu ki koynuna Deniz atlayınca küçük ama benim kalbimde büyük bir gemi batıran bir kahkaha patlatmıştı. Ya herkes tanıyor da bir ben mi tanımıyordum Meyra 'yı aslında tanımıyordum sayılmaz ama... Onca yıl sadece fotoğraflarını görmek koyuyor insana. "Akıncım annen evde yok mu?" diye bir soru yöneltince düşüncelerimden hemen sıyrılıp sorusunu yanıtladım. "Biraz önce çıktılar ya. Şimdi gelir siz içeri geçin." deyip onlarla birlikte içeri girdim. Ayşe abla kapıda belirdi ve bişeyler içer miyiz diye sordu hepimiz istediklerimizi söyledikten sonra kapı tekrar çaldı. Ayşe abla kapıyı açarken "Hoş geldiniz Kayra Hanım." deyince Meyra resmen yüzüne en yakışan gülümsemesini yerleştirip boynuna atladı. Anneminde ondan farkı yok zaten. Birbirlerine hasret giderirken eteğine gözüm kaydı. Oha ya bu kadar kısa giyilir mi?! Ben ona sorarım eteği dizinin beş parmak üstündeydi ve üzerine siyah bir bluz giymişti ama anasını satayım yine mukkemeldi bu kız ya!! Annemle Elis abla da sarıldıktan sonra hepimiz yerimizi almıştık. Aslında biraz rahatsızdım ne bileyim sanki içimde kötü bir his vardı. Bu histen direkt kurtulmam gerekti. "Anne şey biz Meyrayla önceden tanışıyoruz zaten şu bizim bir matematik projemiz vardı onun hakkında odada biraz konuşsak?" Dediğimde annemler başıyla onay verdi. Bende Meyra 'nın elinden tuttuğum gibi odamda sürükledim.

Odama geldiğinde onun konuşmasına fırsat vermeden sımsıkı sarıldim ona. "Akın napiyosun ?! Hemen bırak beni!" deyip kolumdan siyrilmaya çalışırken çıkamayacagıni anlayınca bana kızgın bir bakış atınca ben siritmakla yetindim. Oda zafer bulmuşçasına sırıttı. Ve kollarımda ters dönüp kolumu ısırdı. "Hassi... lan kızım sen napiyosun ?!" Dediğimde sırıtarak kapıya yönelmişti ki kolundan tuttum. "Benden kaçmak öyle kolay değil Meyra" dediğimde kolunun sıkmamla yüzünü buruşturdu. "Lan Akın bırak koparsaydın?! " dediğinde kolunu bırakmıştım. O çalışma masamın sandalyesine otururken bende yatakta uzanmayı tercih etmiştim. "Akın hepsi senin planındı de mi? Annemi tanıyordun ve onu sen çağırdın! Ya ne istiyorsun benden?!" dediğinde "Meyra ben nerden bileyim senin Elis ablanın kızı olacağını?! Hiçbiri benim işim değildi! Bana suç atmaktan vazgeç!" Dediğimde Meyra anlık bir şok geçirdi. "Ya o zaman ben seni niye hiç görmedim?! Niye sizin eve her geldiğimde evde yoktun??" " Ya kızım benim kendi evim var bügünluk annemin işleri vardı şu Afacana bakmam gerekiyordu. Bende eve gitmedim. Dün gece burda kaldım. Burda çok kalmam ki ben. Şansa gördük birbirimizi keşke o şans biraz daha önce çatsaydı" dediğimde Meyra utançla başını eğdi. "Off boş laflar rüzgârla canım! Boş konuşma ki lafların bir şeye benzesin ! " "mmm demek ben boş konuşuyorum sen o zaman benim sevgimi inkar etmekle çok mu dolu konuşuyorsun? Hem boş laflar rüzgârla değil canım! Doluya tutulan bir insan için rüzgar ona tutuklu kalmaz dolunun acısı fazladır ama rüzgar esmekle yetinir ve benim gibi insanları es geçer..." " Rüzgar es geçmez rüzgar eser geçer! Esinti evet geçicidir ama dolu can yakar... Dolu iş görmez Akın benden vazgeç..." " İşte şimdi sen çok boş konuştun Meyra çok boş konuştun! Bunları yüzüme soyleyebilemen hoş ama kalbime söyleyebilecegini ve kalbimin seni geçtim beni bile dinleyecegini zannetmiyorum! " "Of neyse hadi aşağı inlelim.

Salonda yerimizi aldığımızda annemiz derin bir sohpete dalmıştı. Meyra fark etmesede onun bana baktığını resmen görüyordum ve o beni ona bakmıyorum zannediyor... Deniz gelip Meyra 'nın boynuna atlayana kadar her şey normaldi. "Meyra biliyon mu ben abimin kalbi acıyor diye abimin kalbini tamir ettim." dediğinde koşarak ağzını kapattım. Meyra ilk bana sonra Deniz 'e bakıp zoraki gülümseyerek "haa... Öyle.. Öyle mi aferin sana! Abine çekmedigin için çok şanslısın ufaklık!" deyip alnına öpücük kondurdu. Banada konduracak misin be Hatun! Meyra bana sonra hiç bakmadı zaten. Annem şu Deniz 'in lanet olası laflarıni duymuş olacak ki "ayyyy oğlum iyi misin ya?! Kalk hadi hastaneye gidelim! Yavrum bunlar böyle kolay şeyler değil! Gidersin maazAllah!" "Evet Akıncım senin hastaneye gitmen gerek hadi yavrum bir doktora görün lütfen" "offf ya bir şeyim yok ki Denizle oyun oynamak için dedim onu ! sadece ufak bir çarpıntı anne!" "Yok yok olmaz !" "Anne ben çocuk değilim!" dedim ve sinirle odama geçtim... Meyrama zaten rezil oldum! Ahh lanet olsun!

HAYATIMDAN ÇIK ARTIK  " KIZIM " Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin