Bölüm 49

89.1K 3.8K 787
                                    

Multi: Ateş

Annemi ölüm döşeğinde gördüğümde ağlamıştım sadece, o güzel gözlerini bana dikmişti,

"Kardeşine göz kulak ol tamam mı?" bembeyaz eliyle yanağımı okşamıştı,

"Tamam anneciğim" gülümsedi, gözleri kıpkırmızıydı, eliyle elimi okşadım,

"Ben sizi izliyor olacağım" gözlerim dolmuştu ama bırakmayacaktım, kafamı tamam anlamında salladım,

Salak değildim, annemin gideceğini biliyordum, hem de o şerefsiz yüzünden!

"Her zaman güçlü ol" başımı zar zor öptü, "Seni seviyorum Onur"

Sonra o canımı bile vereceğim gözlerini tavana dikti, artık göğsü kalkmıyordu ve gözleri bomboş bakıyordu,

Sadece o gün ağlamıştım, içimdekileri boşaltmıştım, sonra kendime söz verdirdim, bir daha ağlamayacaktım,

O gün Furkan beşiğinde her şeyden habersiz oyuncağıyla oynuyordu, en çokta onun için üzülüyordum, annemin yüzünü görememişti.

Babam olacak salak ise o gün cenazesine bile gelmemişti, onu gördüğümde annemin arkadaşı ile gülüşüyordu ve kadının elinde bebek vardı!

Sinirlerime hakim oldum, sadece üç yıl dayanabildim,

Şerefsizin evine gittim, kapıyı çalıp bekledim, kapıyı mutlu bir şekilde açtı,

Beni gördüğünde yüzü soldu,

"Ne işin var burada?" sinirlerime hakim olamadım ve yumruğumu geçirdim,

Hemen yere devrildi,

"Kim o tatlım gele-" gülerek geldi mutfaktan, beni gördü, yerde yatan babamı,

Bağırdı, çağırdı, susturmak kolaydı onu,

Elimdeki silahı kafasına iki kere sıktım, kadın yere devrildi, içimde bi gram suçluluk duygusu yoktu,

Babam bağırdı, ayağa zorlukla kalktı ama onu yere devirdim,

"Ölüm senin için iyilik olacak, sana daha kötü şeyler yapmam gerekiyor!" diye sinirle kükredim, eline aldığı bıçağı fark edemedim bile,

Yanağımı boydan boya çizdi, vakit kaybetmeden beş kurşun sıktım,

İki cansız beden evde yatıyordu, etrafa baktım, aynada kendimi gördüm,

Kaşlarım çatıktı,kandan gözükmeyen yüzüm ve duygusuz ifadem,

Sırıttım, işte ben buydum,

Onur GÜRSOY, babasını gözlerinin önünde acımasızca öldüren ve bundan zevk alan bir piç!

Bundan sonra her şey başlıyordu işte!

*

Elimdeki ceketinin kokusunu içime çektim, en sevdiğim bu kokuydu.

İki gündür yoktu, kalbimdeki acı yavaş yavaş bıçak gibi saplanıyordu, insanları öldürmek kolaydı ama kalbindeki acıyı hafifletmiyordu,

Bir gram bile!

Bütün şehiri dolaşıp karış karış aradım onu, yoktu, hiçbir yerde. Sinirlerim kat be kat artarken önüme gelen insanları öldürdüğümü fark edemedim,

Sinir hastalığım vardı evet ama umrumda değildi, sadece sevgilimi geri istiyordum ve de çocuğumu!

Sanki gülerek aşağı inecek ve beni öpecekti, yemek bile yapamayan beceriksiz sevgilim bana salam pişirip yedirecekti,

DİKKAT KATİL VAR!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin