Tam sandiviçimi yiyecekken telefonuma mesaj geldi.
Saat tam 11 di ve ben mal gibi bekliyordum. Lanet olası bu boktan işe karışmamam gerekiyordu.
Bir anda arkamdan ses geldi. Anında başımı döndürdüm. Bana mesaj atan adam karşımda duruyordu.
Yüzündeki hatlarla Onur un aynısı diyebilirdim. Dayısına bu kadar benzemesi normal miydi bilmiyordum.
"Geleceğini tahmin etmiştim" dedi ve gülümsedi. Hafifçe gülümsedim. Ne yapacaktım ki?
"Bilmem galiba" dedim.
'Her şeyi bok ediyorsun'
"Bu saatte nasıl geldin?" dedi merak edercesine. Yutkundum. "Kaçtım, kim olduğunu merak etmiştim" dedim.
Tek kaşını kaldırdı, inandı mı bilemem ama konuşmaya devam etti.
"Sana bir önerim var... Onur ile ilgili" dediğinde kaşlarımı çattım. Merakımı anlamış gibi devam etti.
"Onur bana çok şey yaşattı, bunu en iyi sen bilirsin. Beni öldürdü ya da çalıştı daha doğru" dedi sırıtarak.
"Bunları ona ödetmek istiyorum ama senin yardımına ihtiyacım var" dedi. Kaşlarımı çattım.
"Böyle bir şeyi kabul etmeyeceğimi biliyorsun herhalde" dediğimde sırıtması genişledi. "Evet çok iyi biliyorum, sadece buraya gelmen önemliydi" dediğini anlamadan bana doğru bir hareket yaptı.
Ne yapacağımı şaşırsamda Onur arkadan geldi ve Yiğit i bayılttı. Gözleri ateşle yanıyordu sanki.
Bana baktı, yanıma geldi ve beni inceledi. Gözlerindeki ateşin arasında korku vardı sanki. Korkuyla sarıldım.
"Özür dilerim, sana böyle bir şey yaşattığım için" benden ayrılıp yüzümü ellerinin arasına aldı.
"Bunların hiçbirine dahil olmayacaksın bir daha asla" dedi ve başımı öptü.
SABAH
Gönderen: Gizli Numara
Nasılsın Yenge? Seninle özel olarak konuşmak istiyorum.
Yenge mi? Düşünür gibi elimi çenemin altına koydum.
Şimdi hangi insan gizli numaradan mesaj atıpta 'yenge?' der ki? İyice düşünmeye başladım. İki saniye sonra tekrar mesaj geldi.
Sabah 11 de *** de buluşalım
Kaşlarımı çattım. Bu durumu Onur' a söylemem gerekiyordu. Bunun kim olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu çünkü.
Peki birisi bana şaka yapmaya çalışıyorsa? Derin bir nefes aldım. Ne olursa olsun söylemem gerekiyordu.
Mutfakta çıktım ve yukarı çıktım, kimse yoktu. Şaşkınca etrafıma bakındım, o sırada zil çaldı.
Kapıyı açtığımda Sude bana gülümsüyordu, eliyle göbeğini okşadı. "Gelebilir miyim?" dediğinde girmesi için çekildim.
İçeri girdi, kapıyı kapattım "Bebişler nasıl?" dedim sırıtarak. Omu silkti, sonra durgunlaştı.
"İkiz olacaktı" dedi burukça gülümseyerek. Bir anda gözleri doldu. "Diğeri tutunamadı, düştü" dedi.
Ağlamaya başlayınca gidip ona sarıldım. "Sakin ol" dedim. Ne diyebilirdim ki?
Onu salona doğru götürdüm, "Bir şey ister misin?" dediğimde göz yaşlarını sildi. "Su" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKKAT KATİL VAR!!
Teen Fiction"BUNU YAPAMAZSIN!" diye bağırdım karşımdaki adama doğru. Bi katile bağırmak ne kadar mantıklı onu da siz düşünün,ne kadar salak olduğumu anlayın. "Haklısın, aileni öldürmek kolay olur. Hm... Ailene acı çektirmek? İşte bu daha mantıklı" dedi adam ve...