Donuk Kukla

Bölüm 4

Bir sabah daha saçma sapan bir güne uyandım. Rüyamda o kuklacının dizlerimi yağladığını gördüm. O kuklacıyı tanıyor gibiyim ama ben bir kukla değilim ki. Bu rüyalar cidden çok saçma.

Sam'in yanına gittiğimde hala uyuyordu. Bıktım artık uyanmamasından. O an aklıma bir hainlik geldi ve telefonumun alarmını kurup odanın en uzak köşesine koydum ve onu uykusuyla baş başa bıraktım. Şarkı Egypt central- Over and Under -media'da var- yani asıl bomba alarm çalınca patlayacak.

Birkaç dakika sonra alarm çaldı ve Sam'in çığlığını bütün kat duydu. Toby Sam'in odasına bir boğa misali dalınca o seste kız daha da ürktü ve gülmemek için kendimi zor tuttum desem yeridir.

Okula gittiğimizde müdür bey Sam ile ikimizi odasına çağırdı. Gittiğimizde Emma da oradaydı ve parmağıyla beni göstererek şımarık bir tavırla "o yaptı" dedi. Müdür bey "Carly Emma'yı dövdüğünü kabul ediyor musun?" Diye sorduğunda "hayır" dedim. Sonuçta dövmemiştim. Sevgili boya küpümüz "hayır dövdü ben hiçbirşey yapmadım bana saldırdı hemen okuldan atılsın!" Diye saçmalarken ben söz isteyip "müdür bey bir tartışmada ilk fiziksel müdahale eden konuda haklı olsa bile haksız duruma düşer değil mi ki okulun kamera kayıtlarına bakarsanız bunu görebilirsiniz ki uyardığım halde devam etti. Bu durumda suçlu olan ve bu söyledikerini hak eden birisi varsa o da Emma" diyerek kendimi savundum ve o sırada kapı tıklandı. İçeriye bir öğrenci girip bir CD uzattı ve odadan çıktı.

Müdür bey CD'yi taktı ve izledikten sonra "olanlar belli. Haklı taraf da apaçık" dedikten sonra Emma "okuldan atılsın" dedi. Sanki okuldan atılacaktım. Bu o kadar da kolay sayılmaz. Müdür bey "Carly arkadaşına bu kadar sert davranman hoş değil ama görünen o ki bu durumda haksız taraf Emma. Emma hakkında dilekçe verecek misin? Bu seferlik senin kararına bırakıyorum" Diye sorunca Emma ufak çaplı bir şok geçirdi ve bunun üzerine "hayır" diye cevapladım. "Emin misin" diye sorunca da evet anlamında başımı salladım. Müdür bey Emma'yı sınıfına gönderdiğinde Sam'i tamamen unutmuştuk. Bu yüzden o da sınıfına gönderildi ve müdür bey "Carly birdaha böyle bir olayın gerçekleşmesini istemiyorum lütfen bu konuda daha hassas olalım yani arkadaşlarına bu kadar sert davranman hoş değil. Seni bu seferlik uyarıyorum ama bir daha bu uyarıyı tekrarlayamam ve bu sefer ilk karşı taraf harekete geçmiş olsa bile sana da ceza vermek zorunda kalırım." Dedi ve kafamı ütüledi yine. Başımı sallayıp odadan çıktım.

Sam'i de yanıma alıp kantine indim. Jeff'in arkadaşlarının olduğu yöne doğru ilerledim ve "merhaba" dedim. Toby "merhaba hoşgeldiniz" diye cevap verdi. Jeff "Carly biraz konuşabilir miyiz?" Diye sorunca Sam'i orada bırakıp jeff ile bahçeye çıktık. "Geçen akşam yani ilk geldiğiniz gün" diye söze girdi. "Böyle dövüşmeyi nereden öğrendin?" Diye sorunca bu sorunun cevabını ben de bilmediğılimi fark ettim. "Bunu sana neden söyleyeyim?" Diye cevap verince de"daha önce creepypasta diye birşey duydun mu peki?" Diye sordu. "Hayır duymadım hem neden bana böyle sorular soruyorsun?" Diye bu sefer de ben ona soru sordum. "Öylesine" deyince kafam karışmıştı. Kimse durduk yere böyle sorular sormazdı Ve şu creepypasta ismini hatırlıyor gibiyim ama bunu jeff'e söyleyemem yoksa o acayip sorularına devam edecek. Aslında sorular değil de soruş şekli biraz acayipti. Bana sanki beni öldürcekmiş gibi bakıyordu.

Sam'in yanına gittiğimde oradakilerle bayağı iyi anlaşmış gibiydi. Beni de tanıştırmayı ihmal etmedi. "Carly bak seni tanıştırayım bu bloody, ben, jack ve peter" hepsiyle tanışt- bir dakika peter... yok artık ama bu neredeyse imkansız. Peter rüyalarımda gördüğüm kuklacı. Bundan eminim. Şaşkınlığımı gizlemeye çalışıp onlarla tanıştım.

Bugün neredeyse bütün günü müdürün odasıda geçirdiğimiz için derse girmedik ve kantinden sonra yukarıya bizim eve çıktık. Ben nescafe'leri hazırlarken peter "ben carly'e yardım ediyim" dedi ve yanıma geldi. Gerildim ve hiçbirşey demeden nescafe'leri hazırlamaya devam ettim. Peter yaklaşıp kulağıma "yeni okulunu beğendin mi?umarım oda arkadaşlarını da beğenmişsindir" deyip o kahkahaya benzer bir gülüş yerleştirdi. Onun benim rüyalarımdan nasıl haberi olabilirdi ki?