7, 6, 5, 4, *BAMM*
Neye uğradığımızı şaşırmış gözlerle patlamanın olduğu yere baktık. Bu gelen Liu idi.
Liu "derhal teslim olun!" Diye seslendi ve Angevil sinirli bir bakış fırlatıp "Gabriel" diye seslendi. Gabriel anlamış olacak ki beni aşağıya indirdi. Tam karşı koyacakken boynuma saplanan iğneyle neye uğradığımı şaşırdım.
Gözlerimi açtığımda Gabriel ile bakışmam bir oldu. Yaklaştığında arkamdaki duvara iyice sokuldum ve maskesini kaldırdı. Yüzü sandığımız meğersem maskeymiş.
"Selam" dedi ve kocaman gülümsedi. Bu o kadar içten bir gülümsemeydi ki içimi ısıttı.
"Sen kimsin" deyince "ben o gün iki efsanevi birleşmeden önce size yardıma gelen o yabancıyım. Liu diye birini arıyorum. Tanıyor musun?" Diye sordu ve "onu neden soruyorsun?" dedim ve anlatmaya başladı.
"Liu ve babam arkadaştı. Ben Asira ile beraber büyüdüm ve o babam ile bize emanetti. Daha sonra babam yaşlandı ve ölmeden önce emanetim Asira'yı Liu'ya götürmemi istedi. Ben de dikkat çekmemek için maske kullandım ve yola çıktım ama yolda Angevil engeline takıldım. Aslında ben de birnevi burada esirim." Deyip yanıma çömeldi.
"O zaman buradan kaçmamız gerek" dedim ve devam ettim. "Bana bir bıçak ayarla ve Angevil'in efsanevileri elinde tutup tutmadığını öğren" dedim ve başını sallayıp odadan çıktı.
Birkaç saat sonra yanıma gelip "selam. Angevil efsanevileri buradaki tankların içinde tutuyor ve bu arada bıçağın" dedi ve elime minik bir çakı verdi. "Teşekkürler. Bu iyiliğini unutmayacağım." Dedim ve odadan çıktı.
Bir süre sonra 2 kişi odama girdi ve birisi yanıma yaklaşıp "kalk gidiyoruz" dedi. Ben ellerimi bıçakla açmıştım ve ayağa kalktım ve bayılmış numarası yaparak yere yığıldım. Amacım ikisini de yakınıma getirmekti.
Kapının önündeki de diğer koluma girince ikisinin kafasını birbirine sertce vurdum. Kafalarından kan gelince afalladılar. Ilk önce birinin sonra da diğerinin boynuna bıçağı neye uğradıklarını şaşırdıkları anda sapladım ve üzerindeki maskelerden birini yüzüme takıp silah ve yeleklerini aldım.
Daha sonra labrotuvara girdim. Burada 5 kişi vardı ve efsaneviler üzerinde deney yapmaya çalışıyorlardı. Zaten baygın olan efsaneviler hiçbirşeyin farkında değildi.
Yeleğimin cebinden susturucu çıkartıp silaha taktım çünkü etrafta çok fazla oda vardı. Tam cesareti toplayınca omzumda bir el hissettim. Bu el Gabriel'a aitti.
Kulağıma "cesur kızımız bensiz suikast planlamış demek" dedi ve gülümsedi. "Evet ya fazla sarmadın ben de kendi kendime eğleneyim dedim" deyince labrotuvardaki beş kişiyi taradı ve efsanevileri çıkartmaya başladık.
Hayvanları kurtardık ama o sıvı hepsini bitkin düşürmüştü. Buradan kendi imkanlarımızla çıkmak zorundaydık.Gabriel "burada yeraltında gizli kalmış mağaralar var. Buraya geldiğimde keşfetmiştim. Kimsenin haberi yok ve bence en güvenli yol bu" deyince başımla onayladım. Tek sorun tara ve fiona'yı nasıl taşıyacağımızdı.
"Buldum" dedim ve iki büyük otellerde bulunan çamaşır toplayan sepetleri gösterdim. Temizlikçi kıyafetleri ve maskesiyle tanınmıyorduk. Çamaşırları boşaltıp tara ve fiona'yı birer sepete koyduk.
Golem'i özel su tankıyla fiona'nın yanına yerleştirdim. Zaten bir fare boyunda olduğu için işimiz kolaydı. Gabriel Asira'yı da koyduktan sonra koridorda ilerledik. Labrotuvarda olanları fark eden seoya'lar oraya doğru yanımızdan hızla ilerlediler.
Mağaralara girdiğimizde güvendeydik. Gabriel "seni daha önce bir yerden hatırlıyorum ama. Sanki seni o çatışmadan önce de gördüm." Deyince şaşırmıştım.
"Ben Anna'nın kızıyım ve büyük savaşta Annemi kurtardım. Savaş yerinde görmüş olmalısın." Deyince onayladı ve yolumuza devam ettik.
Yolun sonundan patika bir yola girdik ve devam ettik. Saray görünmüştü. Gabriel "Carly sana birşey söylemem gerek" dedi. "Peki. Seni dinliyorum yakışıklı" dedim. Gerçekten yakışıklıydı.
"Ben seninle tesadüfen karşılaşmadım. Yani seni takip ediyordum." Dedi. Beklemediğim bir cevaptı. "Peki neden?" Diye sorduğumda "mm... bunu nasıl söylesem bilemiyorum ama ben senden hoşlanıyorum." Diye yanıtladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Donuk Kukla
FantasyNeyle karşı karşıyasın? Ya da karşılaştığın kişileri ne kadar iyi tanıyorsun? İşte tam da burada bir çelişki var. Carly hakkında pek bir bilgi veremem ama yaşadığı onca şeyden sonra nasıl ayakta kalabildi onu söyleyebilirim. Tek kelime. "creepypast...