Media'daki Gabriel'in normal hali
Sam "ben de tam gidiy-" sözünü yarıdak kesip ensesinden tuttum ve "bence hiçbir yere gitmiyorsun" deyince sesli bir şekilde yutkundu.
"Ama çok yakışıyorsunuz yani ikiniz de efsanevisiniz ve ikiniz de aksisiniz yani aksi derken normal aksi yoksa neden ben sana aksi dem-" susturup "birdaha böyle saçmalarsan kardeşim demem.." devamini getirirken "uff yaa tamam" dedi ve odadan çıktı. Sam ucuz atlattı ama Toby karşısında Jeff varken işi zor.
Aşağıya inip Liu'ya "trollere savaş açıyoruz." Dedim. Liu "anlamadım? Ne zamandan beri bana emir vermeye başladın! Bu ne cüret!" Diye sinirlenince "senden 5 kat daha güçlü olduğumdan beri ve konseyi de toparla. Bütün iç krallıkların yöneticileri konferans salonunda toparlansın." Dedim ve arkamı dönüp gittim.
Birkaç saat sonra Gabriel yanıma gelip "Anna seni çağırıyor prenses" dedi. "Prenses?" Deyince "evet. Benim prensesim" dedi. "Ben ne bir prensesim ne de birine aitim. Bak beni seviyor olabilirsin ama ben seni tanımıyorum. Benim gözümde yabancısın. Burada Anna bile bana yabancı" dedim ve rengi değişti.
"Zamanla tanırsın" dedi ve duvarla kendi arasına aldı. "Ne saçmalıyorsun Gabriel! Uzaklaş" dedim ve iterek kurtulup Anna'nın yanına gittim.
Beni görünce labrotuvar gözlüğünü çıkartıp "hoşgeldin bitanem" dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Hoşuma gitmişti. Anne şefkatinin nasıl birşey olduğunu bir saniye bile olsa hissetmiştim
"Beni çağırmışsın?" Deyince başını salladı ve "bu elimde gördüğün alet yeni icadım olan küçültücü. Gücünü ay taşından alıyor ve anladığın üzere nesneleri yada canlıları küçültüyor. Şu anda az güç kapasitesi yüzünden 5 saatte bir çalışıyor ama üzerinde çalışıyorum" diye aleti anlattı.
"Peki bunu bana neden anlattın?" Diye sorunca "bunu almanı istiyorum. Gigramı kaybettikten sonra intikam almak için gün sayıyorsun. En doğru şekilde kullanacağına eminim" dedi. Kararlıydı. Tam biz konuşurken bay Robinson "hayatım istediğin parçaları buld-" lafı yarıda kesip "C-carly? Sen burda mıydın" dedi. Yüzü kızarmıştı.
"Hayatım derken?" Deyince Annem araya girip "bizz" diye afalladı. Aralarında birşey olacağı aklımın ucundan geçmezdi. "Bize ne zaman söyleyecektiniz?" Diye sorunca sessiz kaldılar. "Yada boşverin. Biz Sam ile kimiz ki." Dedim ve küçültücüyü yerine koyup oradan çıktım.
Sinirlerim bozulmuştu ve bahçedeki bankta oturan Gabriel'ın yanına gidip olanları anlattım ve içimi döktüm.
Konuşurken bana "buradaki hayat çok yorucu. Buradan en yakın zamanda uzaklaşmalıyız. Ikimiz" dedi. "Bu bir kaçma teklifi mi?" Diye sorunca "sayılır. Süresiz kafa izini diyelim." Dedi ve "sanırım bunu düşüneceğim." Dedim.
Liu'nun yanına gittiğimde "yöneticiler nerede?" Diye sordum. "Senin bana verdiğin emirleri uygulayacağımı düşünmedin herhalde. Birkaç güç kazandın diye kendini birşey sanma. Troller dostumuz. Onlara savaş açamayız" deyince sinirlerim alt üst oldu.
"Sen ne dediğinin farkında mısın Liu? Dost dediğin zor zamanında yanında olur. En ufak hatanda saldırmaya çalışmaz. Sen dostun mu sanıyorsun onları? Peki gigramı öldüren sevgili dostların değil miydi? O gün gigram bana gücünü vermeseydi troller şu anda burayı yerle bir etmişti. Hepinizi biz kurtardık. Anladın mı beni? Biz kurtardık!" Diye sert çıkınca "yeter artık Carly. Monocity den uzaklaşmanı emrediyorum. Süresiz izindesin" dedi ve başımdan aşağıya kaynar sular dökülürken Jeff odaya girdi.
"Ne zamandan beri küstahlaştın Liu? Bu kızı açığa alırsan beni de almış sayarım ki Monocity'nin tek varisi sen değilsin. Ayrıca ikimizi de karşına alırsan 6 efsaneviyi karşına almış olursun yani monocity'nin tüm askeri gücünün %90'lık kısımını kaybedersin." Dedi. Ciddi görünüyordu.
"Bu bana emir vermenizi gerektirmez. Ben hala buranın başındayım. Bunu unutma küçük kardeşim" deyince Jeff "unutma abi. Babam ölmeden önce burayı sana değil bana bıraktı. Sen sadece benim geçici temsilcimsin buradaki süren önemli değil. Istediğim zaman başa geçerim" dedi ve kolumdan tutup dışarıya çıkardı.
Teşekkür edince "aklında ne var?" Diye sordu. Bütün planımı anlatınca güldü ve "bunun için Liu'dan destek almana gerek yok ki" dedi. "Sadece bana söyleseydin zaten iki efsanevi konuyu hallederdik." deyince "nasıl yani" diye cevap verdim ve anlatmaya başladı. "Bildiğin kapılarına dayanıp intikam alıcaz. Annenin küçültücüsüyle Gigram'ı öldüren lordlarını zindana almayı düşünüyorum. Zaten sonrasını biliyorsun. Buraya geleni harcayıp klanlarının sonunu getiricez." Dedi. Bu plan hoşuma gitmişti.
Merhaba cp'lerim. Size bir haberim var. Kötü mü yoksa iyi mi siz karar verin :) öncelikle sizin gibi okuyuculara sahip olduğum için çok mutluyum. Habere gelecek olursak da Donuk Kukla 50. Bölümde final yapacak. Sizce final nasıl olmalı? Yorumlara yazmayı unutmayın lütfen. Bu arada bu kitap bitince yeni bir kitaba başlayacağım ve onu da buradan size duyuracağım. Donuk Kuklaya gösterdiğiniz ilgiyi diğer kitabıma da bekliyorum ve sizleri seviyorum. Birdahaki bölüm görüşmek dileğiyle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Donuk Kukla
FantasyNeyle karşı karşıyasın? Ya da karşılaştığın kişileri ne kadar iyi tanıyorsun? İşte tam da burada bir çelişki var. Carly hakkında pek bir bilgi veremem ama yaşadığı onca şeyden sonra nasıl ayakta kalabildi onu söyleyebilirim. Tek kelime. "creepypast...